MUĞNİ’L-MUHTAC

DİYETLER

 

HÜR VE MÜSLÜMAN CENİN'İN DİYETİ

 

Anneye yönelik bir saldırı sonucu hayattayken veya ölüyken annesinden ölü olarak ayrılmış olan [hür ve Müslüman] cenin için gurre [adı verilen bir tazminat] ödenir. Aynı şekilde daha doğru görüşe göre ceninin bir kısmı ortaya çıkmışsa annesinden ayrılmamış olsa bile gurre ödenir, aksi taktirde [cenin annesinden ayrılmamışsa veya herhangi bir yeri görünmemişse] bir şey ödenmez.

 

Cenin annesinden sağ olarak çıkmış ve bir zaman boyunca acı çekmeksizin kalmış sonra ölmüşse tazmin söz konusu olmaz.

 

Cenin dışarı çıkınca ölse veya acısı devam ettikten sonra ölse [gurre değil] bir can diyeti ödenir.

 

Kadın iki cenin düşürse iki gurre gerekir.

 

Kadın hayattayken veya ölü halde iken kendisine yönelik bir saldırı sonucu [cenine ait] bir el düşürse bir gurre gerekir. Daha doğru görüşe göre anadan ayrılmaksızın el göründüğünde de hüküm böyledir. Aksi taktirde [yani anadan ayrılmamışsa veya dışarıdan görünmemişse] bir şey gerekmez.

 

Ebeler tarafından "bunda [açık ve net olmamakla birlikte] gizli bir insan sureti var" denilen et parçası da böyledir. [Zayıf] bir görüşe göre et parçasında bir suret olmamakla birlikte ebeler "bu, bir miktar daha dursaydı sureti olacaktı" derlerse hüküm yine böyledir.

 

Gurre [adıyla ödenecek tazminat], satılan maldaki kusurlardan uzak olan mümeyyiz bir köle veya cariyedir.

 

Daha doğru görüşe göre yaşlılık sebebiyle aciz duruma düşmemiş olan yaşı büyük köle de olur.

 

Kölenin değerinin, diyetin yirmide birine ulaşması şarttır, şayet köle olmazsa beş deve verilir. Bir görüşe göre kölenin bu değere ulaşması şart değildir. Bulunmaması halinde bunun değeri verilir.

 

Gurre, ceninin mirasçılarına aittir.

 

Gurreyi, suç işleyen şahsın akılesi öder. Bir görüşe göre şayet kişi kasten bu suçu işlemişse kendisi öder.

 

Bir görüşe göre, Yahudi ve Hristiyan ce nin de Müslüman gibidir. Bir görüşe göre ona karşılık herhangi bir şey ödenmez. Daha doğru görüşe göre onun için, bir Müslümanın gurresinin üçte biri ödenir.

 

Köle olan cenin için, suç işlendiği tarihte annesinin değerinin onda biri ödenir. Bir görüşe göre ceninin düştüğü tarihte ananın değeri esas alınır. Bu, cariyenin efendisine ödenir.

 

Annenin organları kopuk olmakla birlikte cenininki tam ise daha doğru görüşe göre annenin değeri kusursuz olduğu kabul edilerek belirlenir. Daha güçlü görüşe göre bunu [yani köle olan ceninin gurresini de] akıle yüklenir.

 

62. Hür ve Müslüman olan ceninin diyeti, gurre [adı verilen bir tazminat şekli]dir. Bunun delili Buhari ve Müslim'de geçen şu hadistir: Resulullah (s.a.v.), [anneye yönelik işlenen suç sebebiyle düşen] cenin için gurre adıyla [anılan bir tazminat olmak üzere] bir köle veya cariye verilmesine hükmetti. "(Buhari, Diyat, 6904; Müslim, el-Kasame ve'l-muharibin, 4365)

 

63. "Gurre" sözcüğü aslında atın alnındaki beyazlığa denilir. Bu sebeple Amr b. Ala, gurre olarak verilecek köle ve cariyenin beyaz olmasını şart koşmuştur. Fakiha,ni bunu Şerhu'r-Risale adlı eserinde İbn Abdilberr' den de nakletmiştir.

Alimlerin çOğunluğu ise bunu şart koşmamış ve kölelerden her biri gurredir; çünkü kişinin sahip olduğu en faziletli gurre [beyaz varlık] bu köledir. Gurre kelimesi her şeyin en hayırlısını ifade eder.

 

64. Gurrenin gerekli olması ancak hayatta olan anneye yönelik olarak cenine etki edecek şekilde bir saldırının gerçekleşmesi durumunda ceninin ölü olarak anneden çıkması halinde söz konusu olur. Bu saldırı [üç şekilde olabilir:]

 

> Annenin cenini düşürmesiyle sonuçlanacak şekilde sözlü tehdit ve korkutma yoluyla olabilir.

> Anneye vurmak, ilaç içirmek veya başka yollarla yapılan bir fiil sonucunda olabilir.

> Anneye yemek ve su vermeyerek ce nin ini düşürmesine yol açmak şeklinde terk yoluyla da olabilir. Ceninler bu şekilde de düşebilir.

 

65. Annenin ilaç içmesi zorunlu olsa, Zerkeşi'nin belirttiğine göre bu ilaç sebebiyle cenin düştüğünde tazmin edilmemesi gerekir.

 

66. Ramazan ayında bile olsa kadın oruç tuttuğunda çocuğunu düşürmekten korkarsa oruç tutması bir zaruret durumu olarak görülmez. Kadın oruç tutar da cenini düşürürse Maverdi'nin belirttiği üzere onu tazmin etmekle yükümlü olur, kendisi bu gurreye mirasçı olamaz; çünkü [cenini o] öldürmüştür.

 

67. Cenin ister erkek olsun ister olmasın fark etmez; çünkü konuyla ilgili hadis geneldir.

Zira cenin erkek ve kız olduğunda diyetleri farklı olmuş olsa, ceninin erkek mi dişi mi olduğu konusunda pek çok ihtilaflar söz konusu olurdu. Şari bu sebeple bunları birbirine eşitlemiştir. Bu şuna benzer: Sütlü görünsün diye sağılmadan satılmış olan bir hayvanı, müşteri geri vermek istediğinde süte karşılık olarak bir sa' kuru hurma verir. Süt ister az ister çok olsun fark etmez.

 

68. Ceninin organları tam olsun eksik olsun, nesebi sabit olsun olmasın gurre ödenir. Ancak suç anında anne can dokunulmazlığına sahip olmasa ve öldürülmesi halinde diyet ödenmesi gerekmese bile ceninin can dokunulmazlığına sahip olması ve suç işleyen tarafından tazmine tabi olması gerekir.

 

Köle ve kafir olan cenine ilişkin hükmü Nevevi son bölümde zikretmiştir.

 

69. Hafif tokat vurmak vb. fiiller diyete etki etmediği gibi gurreye de etki etmez. Yine kuvvetli darbe bile olsa, sonrasında kadın acı duymadan kalmış ve ardından cenini dışarı atmış ise bunun da etkisi yoktur. Bu, el-Bahr adlı eserde İmam Şafii'nin ifadesi olarak aktarılmıştır.

 

Not:  Cenin, örtülü bulunduğu için kendisine [örtülmek kökünden gelen] cenin adı verilmiştir. Nitekim cin kelimesi de bu köktendir.

 

70. "Anne hayattayken veya ölünce" ifadesi "cenin ayrıdığında" ifadesine bağlıdır. Buna göre cenin ister anneye yönelik bir saldırı sebebiyle anne hayattayken ayrılmış olsun ister anne hayattayken ona karşı yapılan saldırı sebebiyle anne ölünce ayrılmış olsun fark etmez.

 

71. "Anne hayattayken veya ölünce" ifadesinin saldırıya bağlı olması da mümkündür. Bu durumda hüküm, ölmüş olan anneye yapılan saldırı sebebiyle annenin karnından ölü cenin çıkması durumunu da kapsar. Kadı Ebu't-Tayyib ve Ruyani bunu açık olarak ifade etmişler ve bu durumda gurre ödemeyi gerekli kılmışlardır; çünkü aslolan hayatın devam etmesidir. Beğavı ise bu durumda herhangi bir şeyin ödenmeyeceğini söylemiştir. Maverdi de bu görüşü ileri sürmüş ve bu konuda icma bulunduğunu iddia etmiştir. Bulkıni de bu görüşü tercih etmiştir. Rafii ve Nevevi herhangi

bir tercihte bulunmamıştır.

 

72. Aynı şekilde cenin annesinden tam olarak ayrılmamış olsa bile onun başı ölü olarak çıkmışsa daha doğru görüşe göre ceninin varlığı kesin olmuş olacağından gurre gerekir.

Diğer görüşe göre ise ceninin tam olarak anadan ayrılmış olması gerekir; çünkü anadan ayrılmadıkça onun bir organı gibidir.

 

73. [Şu durumlarda cenin için herhangi bir şey ödenmeZ:]

 

> Cenin suç işleme anında can dokunulmazlığına sahip değilse tazmin edilmez. Örneğin harbl olan bir kadın ile harbi olan bir erkekten olmuşsa, suç sonrasında ana-babadan biri Müslüman olsa bile cenin tazmin edilmez.

 

> Yine cenin tazmine tabi değilse onun için bir şey ödenmez. Örneğin suç işleyen kişi ceninin ve annesinin sahibi ise, mesela efendi hamile olan cariyesine ve o cari yeni n başkasından olma ceninine yönelik suç işlese, ce nin de efendinin mülkü olsa, cariye azat edildikten sonra cenini düşürse tazmin söz konusu olmaz.

 

> Ceninin annesi ölü ise,

> Veya cenin annesinden ayrılmamışsa,

> Yahut anneye yönelik saldırı yapıldığında ceninin herhangi bir yeri görünmemişse tazminat ödenmez.

 

ilk durumda ceninin dokunulmazlığı bulunmadığından, ikinci durumda suç işleyen kişi tazminle yükümlü olmadığından, üçüncü durumda annenin ölmesiyle ceninin de öldüğü anlaşıldığından, son iki durumda da ceninin varlığı kesin olmadığından herhangi bir şey ödenmez.

 

Not:  Ceninin "can dokunulmazlığına sahip" niteliğiyle kayıtlanması, annesinin bu şekilde kayıtlanmasından daha iyidir; çünkü aksi taktirde şöyle bir izlenim doğacaktır: "Kişi, saldırı anında dokunulmazlığı bulunan bir cenini bulunan harbı kadına karşı bir saldırıda bulunsa herhangi bir şey ödemesi gerekmez." Oysa durum böyle değildir.

 

Anne öldüğünde çocuk ondan ayrılmamış ve görünmemiş olsa gurre ödenmez; çünkü biz ceninin varlığını kesin olarak bilmemekteyiz. Şüphe yoluyla herhangi bir şeyi gerekli kılmayız. Aynı şekilde kadının karnında bir şişlik olsa, bir kimse kadına vursa ve bu şişlik yok olsa veya kadının karnında hareket varken bu vurma sonucunda hareket kesilse herhangi bir şeyin ödenmesine hükmedilmez; çünkü bunun gaz olması mümkündür. Bu darbe sonucunda gaz çıkmış ve hareket durmuş olabilir.

 

74. Cenin, anasından sağ olarak ayrılmış ve bunun ardından bir süre acı çekmeden yaşamış sonra ölmüşse, saldırıyı yapan kimse tazminle yükümlü olmaz. Annenin cenini düşürmesinden önce annenin suç sebebiyle hissettiği acı ortadan kalkmış olsun ya da olmasın hüküm aynıdır; çünkü görünür duruma göre kadın başka bir sebeple ölmüştür.

 

75. Cenin, anneden ayrıldıktan veya elini kapatıp açmak gibi şiddetli bir hareket yaptıktan sonra ölürse, hatta bir yerinin seğirmesi dışında, kesilmiş bir hayvanın hareketi gibi bile olsa hareket etse yahut acısı devam ettikten sonra bu acıdan ölse o zaman suçlunun tam bir can diyeti ödemesi gerekir. Cenin, altı ay geçmeden düşmüş olsa bile böyledir; çünkü biz onun hayatta olduğunu kesin olarak biliyoruz. Zahir olan, onun bu saldırı sebebiyle ölmüş olmasıdır. Ancak seğirme hareketi bundan farklıdır; çünkü bu, dar bir yerden çıkması sebebiyle bir esneme de olabilir.

 

Not: Cenin, anne karnından herhangi bir suç söz konusu olmadan çıktıktan sonra -kendisinde istikrarlı bir hayat olmasa bile- bir kimse onun boynunu koparsa veya cenin suç sebebiyle çıkmış olmakla birlikte hayatı istikrarlıyken öldürülse, ölüme yaklaşan bir hastayı öldüren kimseye kısas uygulanması gerektiği gibi burada da katile kısas uygulanması gerekir.

 

Cenin, anneye saldırı sonucunda ondan ayrılmış ve istikrarlı olmayan bir hayata sahipken öldürülmüşse, anneye saldıran kişi onu öldürmüş sayılır, ceninin boynunu koparan kimseye ise yalnızca tazir cezası verilir.

 

Ceninin başı dışarı çıkmış ve kendisinden de çığlık duyulmuş olsa, bir kimse de bu esnada onun başını koparsa kendisine kısas uygulanması gerekir; çünkü biz onun bağırması sebebiyle hayatta olduğunu kesin olarak biliyoruz.

 

76. Bir kadın, kendisine yönelik saldırı sebebiyle iki tane ölü cenin düşürse bunun için [tazminat olarak] iki gurre vermek gerekir. Üç cenin düşürürse üç gurre verilir ve bu şekilde hesap devam eder. Çünkü gurre, düşen şeyin "cenin" diye isimlendiriliyor olmasına bağlı olduğundan cenin adı verilen şeyin sayısına bağlı olarak gurre de birden fazla olur.

 

77. Kadın biri ölü biri sağ iki ce nin düşürse, sağ olanın acısı devam edip ölse ilki için gurre, ikincisi için diyet ödenir.

 

78. Bir grup insan bir ceninin düşürülmesi konusunda ortaklaşa hareket etmiş olsalar, diyette olduğu gibi gurre[yi tazmin etme konusunda] da ortak olurlar.

 

79. Kadın, bir el veya ayak parçası düşürse ve ölse gurre ödenmesi gerekir; çünkü onun karnında bir cenin olduğuna dair bilgi elde edilmiştir. Bu durumda elin, kadına yönelik saldırı sebebiyle düştüğü zannı hakimdir.

 

80. "Ölse" ifadesi kadının yaşayıp da kendisinden bir ceninin çıkmadığı durumu dışarıda bırakmaktadır. Zira hayatta olan kişinin eli için yarım diyet ödenip geri kalan kısmının tazmin edilmediği gibi burada da yarım gurre ödemek gerekir; çünkü bu durumda biz ceninin öldüğünü kesin olarak bilemeyiz.

 

Not:  Kadın -birbirine bitişik bile olsa- iki beden düşürse bunun için iki gurre gerekir. Çünkü bir kimsenin iki bedeni olamaz. Gerçek anlamda iki beden iki başa bitişik olur. Ortada yalnızca bir baş varsa bunun tümü gerçek anlamda tek beden kabul edilir, yalnızca bir gurre gerekir.

 

Kadın üç veya dört el yahut ayak ya da iki baş düşürse yalnızca bir gurre gerekir; çünkü bunlar tek bir cenine ait olabilir, bir kısmı aslı bir kısmı fazlalık organ olabilir. İmam Şafii' den nakledildiğine göre ona iki başlı bir kadının olduğu haber verildi. İmam Şafii bu kadınla yüz dinar mehir karşılığında evlendi, ona baktı ve sonra boşadı. Bilindiği üzere fazlalık olan organ için [erş değil] tazminat ödenir.

 

Kadın, bir el parçası düşürse sonra yarası iyileşmeden eli olmayan ölü bir cenin düşürse ve annenin acısı ortadan kaybolsa bir gurre gerekir; çünkü görünür duruma göre el, kadına yönelik saldırı sonucunda ceninden ayrılmıştır. Kadın, kendisine yönelik bir saldırı sebebiyle sağ bir cenin düşürse, sonra cenin ölse diyet gerekir. Buna elin erşi dahil olur.

Cenin yaşasa, ebeler onu görse veya o elin, kendisinde hayat bulunan bir kimseye ait olduğu bilinse, el sebebiyle yarım diyet ödenir. Ebeler buna şahitlik etmez ve bunun hayatta olan bir cenine ait olduğu bilinmezse kesin olarak bilinen esas alınarak el için yarım gurre ödenir.

 

Kadın, yaranın iyileşmesinden sonra bir cenin düşürür ve ardından acısı ortadan kalkarsa ce nin için bir şey ödenmez; çünkü saldırı sebebiyle söz konusu olan acı ortadan kalkmıştır. Bundan önce düşen el sebebiyle şayet ölü olarak çıkmışsa yarım gurre, sağ olarak ÇıkmıŞ ve ölmüşse yahut yaşamış da ebeler buna şahitlik etmiş yahut da bu elin kendisinde hayat bulunan birine ait olduğu bilinmiş ise yarım diyet gerekir.

 

Kadın, bedeninden bir el parçası düştükten sonra azalan tam olan ve yarası iyileşmiş olan tam bir cenin doğursa bunun için herhangi bir şey ödenmez. Hocam Remli'nin belirttiğine göre el için tazminat ödenir. Yarası iyileşmemiş ölü bir cenin düşürmüşse yalnızca gurre ödenir. Çünkü kadının bedeninden düşen el parçası bu cenine ait fazlalık bir organ olabilir ve bunun izi de iyileşmiş olabilir. Kadın canlı bir ce nin doğurduktan sonra cenin ölse Ravdatü't-talibin'de belirtildiğine göre bunun için diyet ödenir, gurre ödenmez. Cenin yaşarsa tazminat ödenir. Elin ceninden daha sonra vücuttan çıkması, zikredilen hükümler bakımından daha önce çıkması gibidir.

 

81. Kadına yönelik bir saldırı sonucunda kadından [yani onun rahminden] bir parça et düşse bakılır: İşin uzmanı olan eb eler bunda başka insanlara gizli olup kendilerinin dışındakilerin bilemeyeceği, kendilerinin uzman olması sebebiyle bilecekleri gizli şekilde bir [insan] suret[i] bulunduğunu söylediklerinde bu saldırı sebebiyle gurre ödenir.

 

Not:  Et parçasında insan suretinin bulunduğu onun sıcak suya konulmasıyla anlaşılır. Bir parmak, göz, tırnak veya insan yapısında görünen başka bir organın ortaya çıkması yeterlidir.

 

[Zayıf] bir görüşe göre et parçasında ebelerin bildiği gizli bir insan sureti hiç bulunmamakla birlikte eb eler "bu et parçası ana karnında kalsaydı bunda suret oluşurdu" deseler yine gurre ödenmesi gerekir.

 

Mezhepte esas alınan görüşe göre ise kadın böyle bir et parçası düşürdüğünde bununla ümmüveled olamadığı gibi bunun için gurre de ödenmez. Bunun açıklaması iddetler bölümünde geçmişti.

 

Not:  Nevevi'nin "et" şeklindeki nitelemesi bunun bir et parçası şeklinde olması anlamına gelmektedir. Buna göre kadından pıhtılaşmış kan gelse bu durumda hiçbir şeyin gerekli olmayacağı konusunda görüş ayrılığı yoktur. Nitekim bununla kadının iddeti de sona ermez.

 

82. [Kadına yönelik saldırı sonucunda kadın karnındaki yavrusunu kaybederse, bunun için] ödenmesi gereken [ve] gurre [diye isimlendirilen tazminat] bir köle veya cariyedir. Nitekim hadiste bu şekilde yer almıştır. Bu konuda seçim borçluya aittir. Hak sahibi, gurre [olarak ister köle ister cariye verilsin] hangi türden olursa olsun bunu kabul etmek zorundadır.

 

Not:  ZerkeşI'nin de belirtitği üzere bundan anlaşıldığına göre [tazminat olarak] çift cinsiyetli şahsın [verilmesi halinde] kabul edilmesi gerekmez; çünkü o görünür durum itibarıyla erkek de dişi de değildir.

 

83. Nevevi, gurrenin vasfına "mümeyyiz" diyerek işaret etmiştir. Şu halde mümeyyiz olmayan köleyi kabul etmek gerekmez; çünkü gurre -daha önce de geçtiği üzere- "değerli / hayırlı" anlamına gelmektedir. Mümeyyiz olmayan köle ise değerli değildir; çünkü o, kendisinin yükünü üstlenecek birine muhtaçtır.

 

"Gurre" sözcüğü her ne kadar mümeyyiz olanı ve olmayanı kapsamaktaysa da hadisteki ifadeden mümeyyize özgü bir anlam çıkarmak da caizdir. Çünkü gurreden amaç noksanların telafi edilmesidir. Temyizi olmayan köle ile bu noksan telafi edilemez.

 

Not:  Nevevi'nin ifadesinden şöyle bir sonuç çıkmaktadır: "Yaşa bakmaksızın temyizin dikkate alınmasını gerektirir. Buna göre çocuk yedi yaşından önce mümeyyiz olsa bu yeterlidir." Bu kastedilmemiştir. Bulkınl'nin dediği üzere bu yaşın dikkate alınması gerekir.

Bulkini "İmam Şafii el-Ümm'de bunu açık olarak ifade etmiştir" demiştir.

 

84. [Gurre olarak verilecek kölenin] satılan malda bulunan kusurlardan uzak olması gerekir; çünkü kusurlu mal, hayırlı mallardan sayılmaz.

 

Şu sorulabilir: Keffaretlerde, şayet kusur kölenin işini zedelemiyorsa kusurlu köle ile yetinilmiştir. Burada da böyle olmalıdır.

 

Buna şöyle cevap verilir: Keffaret Allah hakkıdır, gurre ise insan hakkıdır. Allah haklarz, kolaylaştırma esasına dayalıdır: Hak sahibi kusurlu köleye razı olursa caiz olur; çünkü hak ona aittir.

 

Not:  Nevevi'nin sözünden kafir kölenin kabul edileceği anlaşılmaktaysa da eş-Şerhu'l-kebir ve Ravdatü't-talibin'de "hak sahibi; hadım edilmiş, çift cinsiyetli ve kafir olan köleyi kabule zorlanamaz" denilmektedir. Bu iki görüş şu şekilde uzlaştırılmıştır: eşŞerhu'l-kebir ve Ravdatü't-talibin'de yer alan ifade, satım akdi konusunda geçen karineye bağlı olarak, rağbetin azaldığı bir bölgedeki kafir köleye veya mürted köleye yahut Mecusi vb. olması sebebiyle ilişkide bulunulamayacak durumda olan kafir cariyeye hamledilir. Buradaki ise bunun dışındakilere hamledilir.

 

Nevevi'nin ifadesinden, gurre olarak hamile cariye verilemeyeceği anlaşılmaktadır; çünkü alimler satım akdi konusunda bunun cariyeler için bir kusur olduğunu söylemişlerdir.

el-Mu'temed yazan da bunu açık olarak ifade edip şöyle demiştir: "Kişinin [gurre tazminatı olarak] hamile bir dıriye veya kendisiyle ilişkide bulunulmuş olup hamile olmadığı kesin bilinmeyen bir cariyeyi kabul etmesi gerekmez."

el-Mu'temed yazarının "kendisiyle ilişkide bulunulmuş olup hamile olmadığı kesin bilinmeyen cariye" ifadesi kabul edilemez. Zira el-Bahr'in zekat bölümünün aksine bu bölümünde bunun kabul edileceği söylenmiştir; çünkü kadınlardakinin aksine hayvanlarda yaygın durum hamile olmaktır.

 

85. [Gurre olarak yaşı büyük köle verilebilir mi? Bu konuda mezhep içinde üç görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Daha doğru görüşe göre ihtiyarlıktan aciz duruma düşmemiş olan [elden ayaktan düşmemiş olan] yaşı büyük köle gurre olarak verilebilir; çünkü işgücü eksilmediği sürece bu köle de "hayırlı / değerli mal" kapsamındadır.

 

İkinci görüş

 

Yirmi yaşından büyük olan köle ve cariye gurre olarak verilemez; çünkü yirmi yaşını geçince kölenin satım bedeli düşmektedir.

 

Üçüncü görüş

 

Yirmi yaşını geçmiş olan cariye, on beş yaşını aşmış olan köle kabul edilmez.

İkinci ve üçüncü görüş şu açıdan zayıftır: Satım bedelindeki eksilmeye karşılık işgücünde artma söz konusudur.

 

86. Yaşlılıktan aciz hale gelmiş köle ise kendi işini kendisi göremediğinden gurre olarak kabul edilemez.

 

Süleym [er-Razı] bunu el-Mücerred adlı eserinde "kendi işini göremeyen bebek gibi bir hale gelmesi" şeklinde bir ölçüye bağlamıştır.

 

87. Gurre olarak verilen kölenin değerinin, ceninin Müslüman olan babasının diyetinin yirmide birine ulaşması şarttır. Bu miktar, Müslüman olan annesinin diyetinin onda biridir. Buna göre Müslüman ve hür bir cenin için değeri beş deve olan bir köle verilmesi gerekir. Nitekim bu, Hz. Ömer, Hz. Ali ve Zeyd b. Sabit'ten rivayet edilmiştir.

 

Maverdi şöyle demiştir: "Hiç kimse onların bu görüşüne muhalefet etmemiş, böylelikle icma meydana gelmiştir."

 

Ayrıca bu bir diyet olduğuna göre tıpkı diyetler gibi miktarı belirlenmiştir.

 

Diğer yandan cenin, insanın yaratılış hallerinin en alt tabakasını teşkil ettiğinden ceninin ölmesi durumunda dini n diyet olarak takdir ettiği en alt miktar dikkate alınmıştır ki bu da kemiği açığa çıkaran yaralama ile dişe zarar verme diyetidir.

 

88. Bu şekilde bir gurre ya gerçekten bulunamazsa ya da emsal değerinden daha yüksek olduğu için din tarafından bulunmamış gibi kabul edilirse bunun yerine beş deve verilir; çünkü gurre mevcut olması halinde değeri deveye göre belirlenmektedir. Gurre bulunmadığında, değerin kendisiyle belirlendiği şey [yani deve] alınmaktadır. Ayrıca diyetler konusunda ödemeye esas olan mal devedir. Bu yüzden nassta yer alan malın bulunmaması halinde devenin ödenmesi gerekir. Tıpkı diyet develerinin bulunmaması durumunda olduğu gibi gurrede de deve bulunmazsa o zaman onun değerini vermek gerekli olur. Develerin bir kısmı bulunmazsa, mevcut olan ile birlikte olmayanın değerini vermek gerekir.

 

89. [Zayıf] bir görüşe göre gurrenin değerinin belirtilen miktara ulaşması şart değildir. Köle kusursuz ve mümeyyiz ise değeri az bile olsa hak sahibinin bunu kabul etmesi gerekir; çünkü hadiste "köle" ve "cariye" sözcükleri kayıtsız olarak zikredilmiştir.

 

Ravdatü't-talibin' de "İmam ŞafiI'nin görüşü" olarak belirtilen bu görüş esas alındığında gurrenin bulunmadığı durumda miktarı neye ulaşırsa ulaşsın onun değeri verilir. Bu tıpkı gasp edilen kölenin ölmesine benzer.

 

Not:  Diyete karşılık başka bir mal almak sahih olmadığı gibi gurreye karşılık başka bir mal almak da sahih değildir.

 

90. [Gurreyi ödemekle yükümlü olan kimdir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Gurreyi ödemek, suç işleyen kimsenin akılesi üzerine gerekldir. Bunun delili daha önce geçen Ebu Hureyre (r.a.) hadisidir.

 

İkinci görüş

 

[Zayıf] bir görüşe göre kişi kasten suç işlemişse yani normalde kadının çocuğunu düşürecek bir fiili o kadına yönelik kasten yapmışsa gurreyi o öder.

 

Bundan şöyle bir anlam anlaşılabilir: "Suç tamamen kast! olabilir. Bu durumda bile daha doğru görüşe göre gurreyi akıle öder." Bu anlam kastedilmemiştir. Aksine görüş ayrılığı cenine yönelik suçlarda kastın düşünülüp düşünülemeyeceği konusundaki görüş ayrılığına dayalıdır. Mezhepte esas alınan görüşe göre bu düşünülemez. Bu tip fiiller ancak yanlışlıkla veya kasıt benzeri olabilir. Saldırı, ceninin annesine yönelik olarak yanlışlıkla olsun, kasıtlı olsun, kasıt benzeri olsun fark etmez; çünkü ceninin varlığı ve yaşadığı kesin olarak bilinmediğinden doğrudan onun kastedilmesi söz konusu olamaz. Hatta cenine yönelik fiillerde kasıt benzerinin de mümkün olmadığı söylenmiştir. Bu, güçlü bir görüş olmakla birlikte nakledilen görüş buna aykırıdır. Çünkü kasıt benzeri fiilin tanımı buna uymamaktadır. Zira kasıt benzeri saldırıda da tıpkı kasıtlı saldırıda olduğu gibi şahsı kast etmek dikkate alınmaktadır. Bundan anlaşıldığına göre cenin sağ olarak doğduktan sonra ölmüş olsa kısas gerekmez; çünkü kısas yalnızca kasıtlı saldırıda gereklidir. Oysa cenine yönelik saldırıda kasıt düşünmek öz konusu değildir.

 

Not:  Cenine yönelik saldırıda kasıt benzeri fiilin olabileceği kabul edildiği taktirde ödeme ağırlaştırılır. Buna göre gurre bulunmadığı taktirde bir buçuk tane dört yaşına basmış dişi deve, bir buçuk tane beş yaşına basmış dişi deve, iki tane de gebe deve verilir. Ruyanl ve başkaları şöyle demiştir: "Gurrede de ağırlaştırma yapılması gerekir. Bu gurrenin değerinin ağırlaştırılmış diyetin yirmide birine ulaşması dikkate alınarak sağlanır." Onlar bu görüşü güzel kabul etmiştir.

 

Nevevi'nin yalnızca akıle ile yetinmesi, suç işleyen kişinin nesepten asabesinin diyeti üstlenmesini gerektirir. Sonra vela yoluyla olan asabe, sonra da devlet hazinesi gelir. Cüveyni bunu açık olarak ifade etmiştir. Devlet hazinesinde mal bulunmuyarsa bunu suçlunun ödemesine hükmedilir. Akılenin ödediği miktar gurrenin tamamına ulaşmıyorsa kalan kısmı suçlunun kendisinin ödemesi gerekir.

 

91. Nevevi daha sonra kafir olan [ana-babaya tabi olarak kafir hükmünde kabul edilen] ceninin hükmünü ele alarak şöyle demiştir:

 

Ana-babasına tabi olarak Yahudi veya Hristiyan kabul edilen cenin[in hükmü nedir? Bu konuda mezhep içinde üç görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

[Zayıf] bir görüşe göre gurre açısından onun hükmü Müslüman gibidir.

 

İkinci görüş

 

[Zayıf olan] bir başka görüşe göre onun için herhangi bir şey ödenmez.

 

[İmam Şafii'ye ait olan] bu iki görüş "gurre, değer yoluyla belirlenemez" görüşüne dayalıdır.

 

Üçüncü görüş

 

"Gurrenin değeri, cenin için babasının diyetinin yirmide biri miktarındadır" şeklindeki görüşüne dayalı olan en doğru -ve İmam ŞafiI tarafından da belirtilen- görüşe göre bu cenin için, Müslüman gurresinin üçte biri miktarında gurre ödenir. Nitekim diyet konusunda da böyledir. Bunun miktarı bir tam 2/3 devedir.

 

Mecusi cenin için Müslümanın diyetinde olduğu gibi müslüman gurresinin on beşte biri ödenir ki bu bir devenin üçte biridir.

 

Harbı veya mürted ana-babaya tabi cenin için ise herhangi bir şey ödenmez.

 

92. Nevevi daha sonra köle olan ceninin hükmünü ele alarak şöyle demiştir:

 

"Erkek olsun ya da olmasın, köle olan cenin için annesinin -annesi ister normal cariye olsun, ister müdebber, mükatep veya üm mü veled olsun- değerinin onda biri gurre olarak ödenir." Bu, hür cenine kıyas edilmiştir. Çünkü ceninde gurre, annesinin tazmin edildiği değerin onda biri dikkate alınarak belirlenir. Alimler köle ceninin kendi değerini esas almamışlardır; çünkü annesinden ölü olarak ayrıldığı için onun müstakil olduğu sabit olmamıştır. Bu hükmün bir istisnası şudur: Cariye kendisine yönelik suç sayılan fiili yapar da ceninini düşürürse onun köle olan cenini için efendiye herhangi bir şey ödenmesi gerekmez; çünkü efendinin kölesinden alacağı olamaz.

 

93. "Köle" ifadesi kısmen hür olan kimseyi dışarıda bırakmaktadır. Onun hükmü hür kimse gibidir. Bunu Mehamill el-Lübab adlı eserinde söylemiştir. Gurrenin bu kişinin kölelik ve hürriyet durumları dikkate alınarak dağıtılması gerekir.

 

94. [Köle olan olan ceninin, köle olan annesinin değeri belirlenirken hangi tarih esas alınacaktır? Bu konuda iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Suç işlendiği esnada annenin değeri dikkate alınır; çünkü gurrenin ödenmesinin gerekli olduğu vakit o vakittir.

 

İkinci görüş

 

[Zayıf] bir görüşe göre ceninin düşürüldüğü vakitte annenin değeri esas alınır, çünkü suçun yerleşik hal aldığı zaman o zamandır.

 

Not:  Suç anındaki değerin esas alınacağının mutlak olarak söylenmesi, o tarihteki değerin ceninin düşürüldüğü tarihteki değerden daha fazla veya az olmasının eşit olmasını gerektirir. Kadı Hüseyin ve başkaları bunu açık olarak söylemiştir. Ancak eş-Şerhu'l-kebır'de daha doğru olduğu belirtilen ve İmam Şafii tarafından da açıkça belirtilen görüşe göre suçun işlendiği andan ceninin düşürüldüğü ana kadar cariyenin değerinin ulaştığı en üst miktar esas alınır. Bütün bu hükümler, yukarıdaki gerekçeden anlaşılacağı üzere cenin ölü olarak anasından ayrıldığında söz konusu olur. Şayet sağ olarak doğmuş ve saldırının etkisiyle ölmüşse o zaman kesinlikle anasından ayrıldığı zamandaki değer dikkate alınır. Bu değer annesinin değerinin onda birinden düşük olsa bile böyledir. Bu görüş el-Bahr'de İmam ŞafiI'nin görüşü olarak aktarılmıştır. Bu, köle hakkında zikredilen hususa yorulur.

 

95. Gurre, ceninin annesinin efendisine verilir. el-Muharrer ve eş-Şerhu'l-kebir'deki ifade "efendiye" şeklinde olup bununla ceninin efendisi kastedilmiştir. Bu, daha uygundur; çünkü ce nin bir şahsa ait olup efendi onu vasiyet etmiş olabilir, anne ise diğer bir şahsa ait olabilir. Gurre bedeli ceninin efendisine aittir, cariyenin efendisine değiL. NevevI'nin böyle yapma gerekçesi, köle olan ceninin, çoğunlukla annenin efendisine ait olmasıdır.      

 

96. Annenin azalan kopuk, ceninin azalan sağlam ise [annenin değeri nasıl belirlenir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Daha doğru görüşe göre anneye sağlammış gibi değer belirlenir; çünkü cenin sağlamdır. Nitekim anne kafir, cenin [babasının Müslüman olmasına binaen] Müslüman olsa bu durumda anne Müslümanmış gibi düşünülerek değer belirlenir. Yine anne hür, cenin köle olsa, anne köle imiş gibi düşünülerek değeri belirlenir. Bu durum [yani annenin hür, ceninin köle olması] şöyle olabilir: Anne bir şahsa ait olduğu halde cenin vasiyet yoluyla başka bir şah sa ait olabilir, annenin sahibi anneyi azat etmiş olabilir.

 

İkinci görüş.

 

Anne sağlammış gibi değerlendirilmez; çünkü organlardaki eksiklik yaratılışa ilişkin bir eksiklik olup kadının değerini buna aksi bir biçimde değerlendirmek doğruluktan uzak bir durumdur.

 

Not:  Nevevi'nin ifadesi şöyle bir düşünceye sebep olabilir: "Ceninin organları kopuk ama anne sağlam olsa, annenin değeri sanki organları kopukmuş gibi değerlendirilir." Bu kastedilmemiş olup anne daha doğru görüşe göre sağlam olarak değerlendirilir; çünkü ceninin eksikliği saldırı neticesinde olmuş olabilir. Uygun olan davranış, saldırgana hükmü hafifletmek değil ağırlaştırmaktır. Nevevi "bunun aksi" demiş olsa bu durum da hükmün kapsamına girecekti.

 

97. Belirtilen onda biri daha güçlü görüşe göre gurrede olduğu gibi suçlunun akılesi üstlenir. Bu, Nevevi'nin bu konunun ikinci başlığında zikrettiği "daha güçlü görüşe göre akıle kölenin değerini ödemeyi de üstlenir" ifadesinden anlaşılmaktadır.

 

Not:  Cenin ölü olarak düşse, onun mirasçıları bir şahsa karşı ceninin onun saldırısı sonucunda düştüğünü iddia etmekle birlikte o şahıs bunu inkar etse, yeminle birlikte inkar edenin sözü kabul edilir, iddiada bulunan kimse delil getirmekle yükümlüdür. Bu konuda ancak iki erkeğin şahitliği kabul edilir.

 

Şahıs saldırıda bulunduğunu ikrar etmekle birlikte ceninin düştüğünü inkar etse ve "düşük [olarak getirdikleri ce nin] buluntudur" dese yine onun sözü kabul edilir, davacının delil getirmesi gerekir. Bu konuda kadınların şahitliği kabul edilir; çünkü düşük yapmak doğum yapmaktır.

 

Şahıs hem saldırıda bulunduğunu hem de ceninin düştüğünü ikrar etmekle birlikte bu düşmenin onun saldırısı sebebiyle olduğunu inkar etse bakılır:

 

a) Kadın cenini hemen saldırı sonrasında düşürmüşse yeminle birlikte kadının sözü kabul edilir; çünkü görünür durum açısından ceninin düşme sebebi saldırıdır.

 

b) Kadın cenini saldırının üzerinden bir süre geçtikten sonra düşürse yeminle birlikte şahsın sözü kabul edilir; çünkü görünür durum onu desteklemektedir. Ancak kadın, düşük yapıncaya kadar acı çekmiş olduğuna dair delil getirirse onun sözü kabul edilir. Burada yalnızca iki erkeğin şahitliği kabul edilir.

 

Mütevelll araya giren süreyi "saldırının acısının ve etkisinin normalde ortadan kalkacağı kadar bir süre" şeklinde tespit etmiştir. İki taraf ceninin saldırı sonucunda düştüğü konusunda anlaşmakla birlikte suçlu "cenin ölü olarak düştü, ödenmesi gereken şey gurredir" dediği halde mirasçı "cenin sağ olarak çıktıktan sonra öldü, diyet ödemen gerekir" dese mirasçı çocuğun doğduğunda sağ olduğu vb. hususlara dair şahit getirmekle yükümlüdür. Bu konuda kadınların şahitliği kabul edilir; çünkü çocuğun doğunca çığlık atmasına normal şartlarda sadece kadınlar tanıklık eder.

Her biri kendi iddia ettiği şeye dair delil getirse mirasçının deli line öncelik verilir; çünkü onun getirdiği delilde fazladan bir bilgi vardır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

ADAM ÖLDÜRME KEFFARETİ