MUĞNİ’L-MUHTAC

KURBAN

 

2. KURBAN KESECEK OLAN KİŞİNİN YAPMASI SÜNNET OLAN İŞLER

 

1. Kurban kesmek isteyen kişinin, Zilhicce'nin on gününde kurbanını kesinceye kadar kendi [vücudundaki] tüylerini ve tırnaklarını gidermemesi sünnettir.

 

2. Yine kişinin kurbanını kendisinin kesmesi sünnettir. Aksi taktirde [şayet kurbanını başkasına kestireceksel kurbanının yanında hazır bulunsun.

 

9. Kurban kesmeyi isteyen kişinin -isterse ihramlı olmamış olsun- Zilhicce'nin ilk on günü kurbanını kesinceye kadar kendisinin tüylerini ve tırnaklarını gidermemesi sünnettir. Hatta bunu yapması mekruhtur. Çünkü Müslim'in, Ümmü Seleme'den (r.anha) rivayet ettiği hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 

> Zilhicce hilalini gördüğünüzde sizden biri kurban kesmek isterse tüylerini ve tırnaklarını kesmesin. (Müslim, Edahi, 5041)

 

Bu konuda saç, sakal, bıyık, koltuk altı ve kasık tüyleri eşittir.

Hatta Nevevi'nin, Ravdatü't-talibin'de İbrahim el-Mervezl'den naklettiğine göre bedenin diğer kısımları da saç gibidir. Ancak yetişkin kimsenin sünnet olması, hırsızın elinin kesilmesi, kısası gerektiren suç işleyen kişi hakkında kısas talep edilmesi durumları gibi bedenden giderilmesi zorunlu olan şeyler bundan istisna edilmiştir.

 

Şöyle bir itiraz söz konusu olabilir: Çocuğun malından kurban kesmek imkansızdır; çünkü kısıtlı olan şahsın velisinin onun malından kurban kesmesi caiz değildir; çünkü veli onun malı konusunda ihtiyata riayet etmekle görevlidir, bağışta bulunması yasaktır. Kurban kesmek ise bir bağıştır. Şu halde bunun istisna edilmesi nasıl doğru olabilir?

 

Buna şöyle cevap verilmiştir:

 

a) Kurban kesmek, ev halkı hakkında sünnet-i kHayettir. Ev halkından biri kurban kesip de diğer şahısları sevaba ortak ettiğinde bu geçerli olur.

 

İsnevi "bu cevabı reddetmek mümkündür" demiştir ki daha uygun olanı da budur.

 

b) Kurban kesmeyi emreden hadisleri kabul ettiğimizde bunu söylemek mümkündür.

 

İmamların ibareleri yalnızca kurban kesmek isteyen kimse hakkındadır. Oysa bu kişi kurban kesmeyi istememiştir.

 

Not:  Zerkeşi şöyle demiştir: "Kişi, Zilhicce ayının on gününde ihram yapmak isterse onun tüy ve tırnaklarını gidermesi mekruh olmaz. Bu, Cuma gününün girmesine kıyas edilir. Zira bu kişinin saçlarını ve tırnaklarını kesmesi müstehaptır."

 

Bu görüş hem kıyaslanan hem kıyaslanılan açısından kabul edilemez; çünkü ay içinde mutlaka Cuma günü vardır. İhrama giren kişiye gelince onun saç ve tırnağını kesmesi haramdır.

 

Nevevi'nin "Zilhicce'nin on günü" ifadesinden akla ilk anda şöyle bir anlam gelmektedir: "Kişi, sonrasında kurban kesme azminde olsa bile bayramın birinci günü kurbanını kesmemiş olsa, teşrik günlerinde (ikinci, üçüncü ve dördüncü gün) tıraş olmasında bir sakınca yoktur." Bu kastedilmemiştir. Bu sebeple Ravdatü 'ttalibın ve eş-Şerhu'l-kebir'de "Zilhicce'nin on günü" diye kayıt konulmamıştır.

 

Zerkeşi şöyle demiştir: "Kurbanlıklardan Beytullah'a hedy olarak kurban götürmek isteyen kimsenin durumu da kurban kesmek isteyenin durumu gibidir. Hatta bu kişi, hüküm açısından daha da önceliklidir." İbn Süraka bunu açık olarak ifade etmiştir.

 

Zerkeşi şöyle demiştir: "Alimlerin, kurban kesilinceye kadar, şeklindeki ifadelerinden anlaşıldığına göre kişi birden fazla kurban kesmek istese ilk kurbanı kesmeSiyle [tıraş olma ve tırnak kesme konusundaki] mekruhluk ortadan kalkar. Burada yasağın, son kurbanın kesilmesine kadar sürmesi de muhtemeldir." İlk kurbanın kesilmesiyle mekruhluğun sona ereceği görüşü daha güçlüdür. Kişinin son kurbanı kesinceye kadar bu şeylerden herhangi birini yapmaması daha faziletlidir.

 

Muayyen bir hayvanı kesmeyi adamış olan kişi kurbanı kesmeyi teşrik günleri sona erinceye kadar geciktirse Bulkınl'nin belirttiğine göre tercihe şayan görüşe göre mekruhluk devam eder; çünkü bu durumda onun, kurbanını kaza olarak kesmesi gerekir.

 

10. Erkek, hayvan kesmeyi güzel bir biçimde becerebiliyorsa, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ittiba etmiş olmak için kurbanını kendisinin kesme si sünnettir.(Buhari, Edahi, 5565; Müslim, Edahi, 5060)

Kişinin kurbanını evinde ailesinin huzurunda kesmesi, böylece onların hayvanın kesilmesinin sevincini yaşamaları ve etinden yararlanmaları sünnettir. Yine birden fazla kurban olsa bile hayırlı işlerde acele etmiş olmak adına bayramın birinci günü kesmesi sünnettir.

 

11. Kadına gelince, el-Mecmu'da belirtildiği üzere onun kurbanını kesmek üzere birini vekil tayin etmesi sünnettir. Çift cinsiyetli şahıs da onun gibidir.

 

Ezrai şöyle demiştir: "Kurbanını kesebilecek durumda olsa bile hastalık vb. sebeplerle bu konuda zaafın söz konusu olacağı erkeklerin de bir başkasını vekil tayin etmesi müstehaptır. Kör olan ve hayvan boğazlaması mekruh olan her şahsın kurbanı kesmek üzere birini vekil tayin etmesi daha kuvvetli bir biçimde müstehaptır."

 

12. Kişi özürlü veya özürsüz olarak kurbanını kendisi kesemiyorsa [kurbanı kesilirken] hazır bulunsun. Çünkü Hakim enNisaburl'nin sahih olduğunu söylediği senetle rivayet ettiği hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.), kızı Fatıma'ya (r.a.) şöyle buyurmuştur:

 

> Kalk da kurbanının başında hazır bulun. Çünkü kurbanın ilk kanıyla birlikte geçmiş günahların bağışlanır.

 

Bunu duyan İmran bin Husayn, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e "bu sadece sen ve senin ehl-i beytin için mi Şayet öyleyse siz zaten buna layıksızın yoksa bu bütün Müslümanlar için mi?" diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.v.) "hayır [bu sadece ben ve benim ehl-i beytim için değil] bütün Müslümanlar içindir" buyurdu.(Müstedrek, Zebaih, 4, 222)

 

Not:  Nevevi'nin ifadesinden kurban kesimi konusunda başkasını vekil tayin etmenin caiz olduğu anlaşılmaktadır. Başkaları bunu açık olarak ifade etmiştir; çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) [veda haccında kurban edilmek üzere] yanında yüz deve götürdü. Bunların altmış üç tanesini kendi elleriyle kestir. Daha sonra bıçağı Hz. Ali'ye verdi, geriye kalanları da o kesti.(Müslim, Hac, 2941)

 

Kişinin Müslüman ve kurban kesmeye ilişkin fıkhı hükümleri bilen birini vekil tayin etmesi en faziletli davranıştır. Ehl-i kitap, çocuk veya kör bir kimseyi vekil tayin etmek mekruhtur. Loğusa kadını vekil tayin etmek de böyledir.

 

Devlet başkanının [bayram namazı kılınan] namazgahta devlet hazinesinden bir büyük baş hayvanı Müslümanlar adına boğazlaması, bunu kendisinin yapması sünnettir. Bunu Buhari rivayet etmiştir. (Buhari, Edahi, 5552)

Devlet başkanı, Müslümanlar adına kendi malından kurban keserse bunu dilediği yerde kesebilir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

3. KURBAN OLARAK KESİLEBİLECEK HAYVANLAR