بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Ermevi'nin İtirazına Cevap

 

Ermevi'nin itirazına gelince, onun cevabı şudur:

Eğer takdir tam illetin malulünü gerektirmesi ve ma'lululun de illetini gerektirmesiyse ondan bir şeyin ihdas etmesi mümtenidir. Hadis olan bir şeyin mutlaka tam bir sebebi vardır. Tam sebebin hudusu, onun için tam sebebin hudusunu gerektirir. Böylece sebeplerle müsebbebler sonsuzlasın Bu ise muhaldir.

"Eğer sebeple tam sebebi kasdettiysen onun hudusu fail olan sebebin hudusuna delalet etmez. Aksine ya onun hudusuna ya da onun şartlarından bazılarının hudusuna delalet eder" sözüne gelince:

Ona denilir ki:

Hadise genel olarak bakıldığında bu taksim sahihtir. Ancak hadis üzerinde düşünüldüğünde onu tam illetten hudusunun mümteni olduğu, onun için mutlaka tam bir sebep gerektiği anlaşılır.

Eğer birisi:

"Hudus şartları ortaya çıktığında kadim onu ihdas etti" derse

Ona denilir ki:

Şartın hudusu hakkındaki söz meşrutun hudusu hakkındaki söz gibidir. Mutlaka onun tam illetten hadis olmayan işten hudusu gerekir. Çünkü kadim tam illetten bir şeyin ihdas olması mümtenidir. Kuşkusuz o, ezelde kendi ma'lülüne bitişmeyi icab eder halbuki hadis ezelde ona bitişik değildir.

Eğer:

"Ondan, yeteneklerin ve şartların hudusuyla ihdas oldu" denilirse

Denilir ki:

Tam illetten hudusu takdir edilen her şey hakkındaki söz, onun ma'lulünü gerektirmektedir. Çünkü tam illetten hadisin hudusu, kendi malulünü gerektirir ki bu muhaldir. Bu sahih bir gerekliliktir ki felsefeciler bunu gözardı edemezler.

Eğer onlar:

"Ondan sırasıyla bir bir (zincirleme) işler sadır oldu" denilirse:

Onlara denilir ki:

Zincirlerrte işlerin tam illetten sadır olması mümtenidir. Çünkü kadim tam illet, malulünü gerektirir ve ezelde onunla birlikte olur. Zincirleme hadisler ezelde onunla beraber değildirler.

 

İÇİNDEKİLER