Böylece açığa çıkmıştır ki sizin delillerinin ispatlamak istediğiniz şeyi iptal etmektir. Hadislerin temessülünün caiz olup olmaması sonucu değiştirmemektedir. Aksine eğer caiz değilse hüccet iptal olur, sizce maruf olan mezhep iptal olur. Yani mezhebin temel görüşü olan feleklerin hareketleri ezelidir görüşü çürür. Bu ancak hadislerin teselsülünün caiz olması üzerinde durmaktadır. Eğer onun teselsülü mümteni olursa, feleğin hareketinin ilk olması icap eder. Eğer hadislerin teselsülü caiz olursa bu, alemde kadim şeylerin varlığına delalet etmez. Çünkü feleklerin hudusunun kendisinden önceki hadislere dayanması caiz olur. Bu böyle devam eder...
Eğer siz: "Bu, müteselsiz hadislerin kadim olana kaim olmalarını gerektirir"
derseniz bunun çeşitli cevapları vardır:
Birincisi: Sizin şu sözünüzdür. Size göre bu mümteni değildir. Çünkü size göre felek kadim ve ezelidir; O cisim ve cisimle kaim olan hadisler olmakla birlikte ezeli ve ebedidir.
İkincisi: Bu hadislerin -eğer onun bir vacibul vucudla kıyamı mümteni ise- bir muhdesten sonra bir muhdese dayanması caiz olmalıdır. Eğer bu müteselsiz hadislerin ortaya çıkışı kadim vacipten mümkün olmuşsa sizin deliliniz iptal olur. Eğer mümteni ise hem deliliniz hem de mezhebiniz iptal olur. Çünkü siz
"Müteselsil feleki hadisler kadim ve ezeli olandan sudur etmiştir"
dersiniz.
Üçüncüsü: Biz hadislerin teselsülünün mümkün olduğunun takdirini söyleriz. Bu takdire göre iki şeyden biri gerekir. Ya hadisler vacip'e dayanmaktadır ya da ondan çıkan hadislerin teselsülü, kendisiyle ortaya çıktığı şeye dayanmamaktadır.
Dördüncüsü: Denilir ki: Hadislerin kadimle kaim olmaları ya mümteni'dir ya da mümkündür. Eğer mümteni ise feleklerin hudusu gerekli olur. Matlup olan da budur. Eğer caiz ise bu hüccet batıl olur.
|