Özetlersek:
Hitabın makamları vardır:
Eğer insan, kendisine bidati emreden, bidate uymak zorunda bırakan ve bidate çağıran birini reddetme durumundaysa o Kitap ve sünnete yapışabilir ve şöyle diyebilir:
"Allah'ın Kitabına ve Rasûlunun
sünnetine çağırmaktan başka bir şekilde sana cevap vermiyorum"
Hatta böyle yapmak mutlak
olarak vaciptir. Dini konuda Kitap ve Sünnette aslı olmayan bir şeye çağıran
biri, mutlaka bidate ve delalete çağırmaktadır.
İnsan kendi başına
düşündüğünde kendisiyle, başkasıyla tartıştığında başkasıyla beraberdir. Bir
kimse Kitap'a ve sünnete yapıştığında Allah onu doğru yola eriştirir.
Kuşkusuz şeriat, Nuh (a.s.)
gemisi gibidir; ona binen kurtulur, geride kalan boğulur.
Allah Teala buyurur ki:
"Bu dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın" (En'am: 6/153)
"Rabbinizden size indirilen Kitap'a uyun. Ondan
başka dostlar edinerek, onlara uymayın"
(A'raf: 7/3)
Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem) de bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:
"Sözün en doğrusu Allah Kelamı, hidayetin en iyisi, Muhammed'in
(sallallahu aleyhi ve sellem) hidayeti, işlerin en kötüsü sonradan çıkmış (muhdesat) şeylerdir. Her bid'at delalettir"
Rasûlullah
(sallallahu aleyhi ve sellem), Müslim'in rivayet ettiği Veda Haccı sırasında geçen bir olayla ilgili sahih hadiste şöyle buyurur:
"Size, kendisine yapıştığınız takdirde asla sapmayacağınız birşey bıraktım: Allah Teala'nın Kitabı"
Yine sahih bir hadiste:
Abdullah b. Evfa'ya denildi:
"Allah Rasûlu vasiyyette bulundu mu?" O:
"Hayır" dedi. Ona:
"Neden, insanlar üzerine vasiyet etmek vacip kılınmadı mı?" diye souldu. Bunun üzerine o:
"O Allah'ın Kitabını vasiyet etti." dedi"
Allah Teala buyurur ki:
"İnsanlar bir tek ümmetti. Allah peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi; insanların ayrlığa düşecekleri hususlarda aralarında hüküm vermek için onlarla birlikte hak kitaplar indirdi" (Bakara: 2/213)
"Ey iman edenler Allah'a itaat edin, Rasûle ve sizden olan ulu'l
emre itaat edin. Eğer bir konuda ihtilaf ederseniz onu Allah'a ve Rasûlune
götürün" (Nisa: 4/59)
|