Dördüncü olarak iki vecih:
Birincisi: Eğer ezel müsemması zatıyla vacip ise onun yok olması mümtenidir. Aksi takdirde zatının vacibiyetine dayanılır ve sakınca gerekir.
İkincisi: Ezel sırf nefiydir. Onun icadına mani oluşu mümtenidir.
Beşinci olarak iki vecih:
Birincisi: Zatından dolayı mümteninin zatından dolayı mümkine çevirilmesi muhaldir.
İkincisi: Varlık için mahiyet'in kabul edilip edilmemesi, onun bütün vakitleri içine almasından dolayı onu (mahiyeti) muhtelif kılmaz.
Altıncı olarak iki vecih:
Birincisi: Kendisine nisbetle ikisi de (varlık-yokluk) eşitse, ittifaki olarak mureccehsiz olarak ikisinden birinin vukuu söz konusudur. Bu durumda diğer hadislerde de bu caizdir ki bu da sani'in nefyini gerektirir.
İkincisi: Kendisine nispetle ikisi de eşitse onlardan biri tercih edilmiş ama bu tercih sebepsiz yapılmış olur. Bu durumda Sani'in nefyi gerekir. Eğer tevakkuf edilirse bu konudaki taksim döner: O ezelde hasıl olmuş mudur, olmamış mıdır?
Ben derim ki:
Bu vecihlerden bazıları doğrudur. Bazıları için de
geniş açıklamalar yapılmıştır ki yeri burası değildir.
Razi der ki: Cevap şudur:
Kuşkusuz bu, vacibul vücudun devamının vucubu için ilk ma'lulun devamını gerekli kılar. İkincinin devamı birincinin devamı içindir. Gerçekte o hudusu nefyetmektedir.
Razi dedi ki: Eğer sen:
"Vacibul vucud feyzi genel olandır. Feleklerin hareketleri ve yıldızların karşılaşmaları sebebiyle karşılaşan yeteneklerin hudusu üzerine, eserin hudusu ona dayanır her hadis evvele değil, kendisinden bir önce geçene dayanır" dersen, ben derim ki:
Muayyen arazın hudusu mutlaka bir sebebe dayanır. Eğer bu sebep hadis ise onun hudusu konusunda söz döner. Her varlık sebepleri ve sebep olunanları gerektirir. Söz sonsuza gider. Bu muhaldir.
Eğer o (sebep) kadim ise müessirin kıdeminden eserin de kadim olması gerekmez.
|