İLAH KELİMESİNİN DİL YÖNÜNDEN ARAŞTIRILMASI
(İlah) kelimesi :Lugat
kitaplarında yer alan bu kelimeyle ilgili açıklamalar Tefsir-u İbni Kesir
, 1. 19-20;Taberi Tefsiri haşiyesinde ki Nisaburi Tefsiri 1. 65-66 sayfaların
da geçmektedir.
a)
”Filana ısındım alıştım”
b) Korktuğu bir iş başına geldi” ”Başkası onu korudu , kurtardı.”
c) ”Adam adama aşırı sevgisinden dolayı
yöneldi.”
d) ”Deve yavrusu anasına düşkün oldu”
e) ”Kulluk etti”
f) ”kelimesi hicaplandı,örtündü
gizlendi manasına ’den türemiştir de denilmiştir. kökünden alınarak yukarı da gösterilen manalardan açıkça anlaşılıyor ki
ibadet,kulluk ve mabud
tanrı manası kullanılır.
1.İnsanın zihninde ibâdete ve ilâh
edinmeye iten etkenin asıl kaynağı, kişinin muhtaç ve güçsüz oluşudur.
İnsan, kendisinin ihtiyaçlarını gidermeye
gücü yeten, sıkıntılara karşı ona yardım eden, gerektiği an onu koruyan,
ızdırap ve korkusu halinde korkusundan onu emniyete çıkaran bir varlıktan
başkasına ibâdet etmeyi aklına ve hayaline bile getirmez.
2.Yine kişinin inancına göre ihtiyaçları
gideren,dualara icabet eden, isteklere cevap veren bir varlığın,mevki
bakımından yüceliğini itiraf etmekle kalmaz,kuvvet ve kudretteki üstünlüğünü
de itiraf eder.
3.Şu dünya hayatında kişinin ihtiyaçlarının,
çoğunlukla sebep ve sonuç kanunlarına göre olması ve ihtiyaçlarını gidermek
için yaptıklarının çoğunun,duygusu,görgüsü altında ve bilgisi çerçevesinden
çıkmayacak bir durumda gerçekleşmesi nefsinde o varlığa kulluk etme arzusunu
meydana getirmez.
Buna bir örnek verelim: Bir şahıs bazı
ihtiyaçlarına sarf etmek için bir mala muhtaçtır. Bunun için başka bir
şahsa gider ve ondan bir iş veya vazife ister. O da bunun isteğini kabul
ederek bir iş verir. Sonra işine göre ücretini öder. Bu işçi, inanmak
şöyle dursun işverene ibâdet etmeyi aklına bile getirmez. Çünkü O, kendisine
emek harcatan, yorulmasına yol açan işi ve iş düzenini bütün yönleriyle
bilmekte, gözleriyle müşahede etmekte, işverenin kendisi için belirlediği
çalışma yöntemi hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Çünkü kendisine tapınılan
"mabud" un kişiliği, zatı ve gücü gayb perdesi arkasında olmadıkça
ve bütün ihtiyaçları gideren gücü gizli kalmadıkça, insanın ona ibâdet
etmesi mümkün değildir.
İşte bu fikirden hareketle, mabut için
isim olarak öyle bir kelime seçilmiştir ki, bu kelime, görünmezlik ve
derin şaşkınlık anlamı ile birlikte yücelik üstünlük ve şereflilik mânâlarını
da ihtiva eder.
4.Nihayet kaçınılması imkânsız tabii hallerden
biri de,insanın aşkla ve şevkle yöneleceği şahsın,ihtiyacı anında ihtiyacını
gidermeye, sıkıntıya düştüğü zaman sıkıntısından kurtarmaya, ızdıraplı
anlarında acılarım dindirmeye gücü yetsin.
Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, "İlâh"
kelimesinin mâbûd hakkında kullanılmasına sebep olan faktörler şunlardır:
İhtiyaçları gidermesi, amelin karşılığım vermesi, sükûnet bahşetmesi,
yüceliği ve hükmü altına alıp koruması. Bu kuvvetli varlığın hakimiyeti
mabudun ihtiyaçlarını karşılar, musibet anında onu korur. Aynı zamanda
gözlerden o derce gizli olmalı ki insanların idrak edemediği sırlardan
daha da esrarlı olsun ve insan ondan korktuğu kadar iştiyak ve sevgi de
duysun.
|