KİTAPTA GEÇEN HADİSLERİN
KAYNAĞI
(I) s. 34, Abdullah b. Ömer (r.a.) Hadisi.
Hadisin Kaynağı: Müsned'in Ahmed
Muhammed Şâkir neşrinde 5414 no'lu hadis. İsnadı
sahihtir. Müsned'in bir başka yerinde (rakam,
5608) şu lafızla gelmektedir:
Rasulullah (s.a.) ''Gökler de, O'nun kudretiyle toplanıp dürülmüşlerdir.
O, müşriklerin kendisine tutmakta devam ettikleri ortaklardan münezzehtir;
çok yücedir" (Zümer, 67) âyetini minber üzerinde okudu ve: "Allahu
Teâlâ, Ben Cebbarım; Ben Mütekebbirim; Ben her şeyin sahibi; Ben her şeyden
üstün olanım, buyuruyor'" dedi.
Müslim, bu hadisi (VIII, 126) İbnu Ömer'den diğer bir şekilde
rivayet eder; onun sözleri de bu kitabın sözlerine yakındır. Şöyle ki:
Aziz ve celil olan Allah kıyamet gününde gökleri
dürer; sonra onları sağ eline alır; sonra şöyle buyurur: Ben her şeyin
sahibiyim. Hani cebbarlar nerede? Büyüklenenler nerede? Sonra da arzı
sol eliyle dürer ve: Ben her şeyin mâlikiyim. Hani cebbarlar nerede? Büyüklenenler
nerede? buyurur.
(l)Bu eki, Şam’ın büyük hadis âlimlerinden Nâsıru'ddin el-El-bâni hazırlamıştır. Biz bu eki, hadislerin
geçtiği sayfaların altına dağıtmak istiyorduk. Sonra hadislerin sayfa
numaralarının işaret edildiğini görünce, kitabın sonuna eklemeyi uygun
bulduk. (Arapçaya çevirenin notu).
Buharî
bu hadisi (XIII, 337-Fethu'l-Bâri) İbnu Ömer'den üçüncü bir yolla muhtasar
olarak rivayet eder. Ebû Dâvud
ise (II, 278) tamamım rivayet eder. Yalnız "sol eliyle" tâbirine
karşılık, "diğer eliyle" tabirini kullanarak rivayet etmiştir.
Bu rivayet "Allah'ın iki eli de sağdır" hadisine uygundur. Bunun
için Beyhakî, -Hafız' in (İbn Hacer'in
naklettiğine göre- "sol eliyle" lâfzının şaz olduğuna işaret
etmiştir.
(II) s. 90, "Dil yönünden araştırma" kısmında
geçen hadis. Bu Lisânü'l-Arab'da
mevcut olandan daha kısadır.
Hadis-i Şerifte: "Üç kişi var ki ben onların hasmıyım:
Onlardan birincisi, hür bir kimseyi köle edinen adamdır."
Hadisin Kaynağı: Bu hadisi bu lâfızlarla görmedim. Bilâkis
biri sahih, diğeri zayıf iki hadisin karışmasından meydana gelmiştir.
Birincisi, Ebu Hüreyre
(r.a.) Peygamberimiz (s.a)den: "Allahu Teâlâ şöyle buyurdu: Üç kişi
var ki kıyamet gününde ben onların hasmıyım. Bir adam ki benim adıma (söz)
verir sonra cayar: İkincisi, hür bir kimseyi satıp parasını yer: Üçüncüsü,
ücretle bir işçi tutup işini gördürdüğü halde ücretini ödemez" (Buhâri,
IV, 331, 353, 354). İbn Mâce ve Tahâvi
de Müşkilü'l-Âsâr'da rivayet eder.
İkincisi, Abdullah
b. Amr'dan merfûan:
"Üç kişi var ki; Allah onların namazını kabul etmez: İstemedikleri
halde bir kavme imam olan; vakti geçtikten sonra
namaza gelen; hür bir insanı köle edinen." Ebû
Davud, (I, 97; İbnu Mâce, I, 307; Beyhaki, III,
128). de rivayet etmişlerdir. Senedi zayıftır. Kavileri arasında Abdurrahman
b. Ziyad el-İfriki, şeyhi İmran b.
Abdil-Meafiri den rivayet ediyor
ki, ikisi de zayıftır. Bunun için Nevevi şöyle der: “Bu zayıf bir hadistir
“.Bu hükmü Beyhaki daha önce vermiştir. Lakin birinci rivayet, Ebu Davud’un Sünen’inde sahih bir isnad ile gelen diğer hadislerle sıhhat kazanmıştır.Diğer
rivayet ise, yani (kitapta gösterildiği şekliyle)”hürr’ü
köle edindi ye vakıf olamadım.(Dil yönünden araştırma konusunda söz konusu
edilen bu ve benzeri hadisleri –ki içinde zayıf olanları da vardır-üstad Mevdudi,dini bir hüküm veya nazariyeyi açıklamak için
değil de,lügat alemlerinin herhangi bir söze delil getirdikleri gibi,kitabında
zikrettiği terimleri açıklamk için,lügat kitaplarından
doğrudan doğruya nakletmiştir.Bu ise,hadislerde aranan sıhhat durumu hilafına
yadırganmayan bir husustur.Üstad Mevdudi’nin,İslam’ın
görüşünü açıklamak delil olarak kullandığı hadislerin ise,bu ekte görüleceği
üzere de hepsi sahihtir.
(III)s.108,”il yönünden araştırma” mevzuunda gelen hadis.
Peygamberimiz’in hadisinde belirtilmiştir ki,”Akıllı
o kimsedir ki nefsine hakim olup onu zelil kılar ve ölümden sonrası için
amel eder.”
Hadisin Kaynağı:Tirmizi ,III, 305;İbnu mace, II, 565;Hakim,I, 57;Ahmed
b. Hanbel,IV, 124;Ebu Bekir b. Meryem’il Gassani, Hazma b.Hubeyd den o da
şeddad b. Evsden merfuan rivayet etmişlerdir Tirmizi hasen hadis demiştir.Hakim
Buharinin şartına göre sahihtir demiş,fakat
Zehebi şu sözü ile cerh etmiştir:Ben derim ki
hayır!Vallahi Onu Ebubekir rivayet etmiştir
ve bu hükümde de isabetlidir.
(IV) s.108 Dil yönünden araştırma konusunda geçen hadis.A’şa’ıl-Hırmazinin Resulullah(s.a.v)’ı övdüğü beyti:Ey insanların
efendisi ve Arapların yöneticisi!
Hadisin Kaynağı: İmam Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah,
babasının Müsnedi üzerine yazdığı Zevâid'te (rakam, 6885-6886) birisi zayıf, diğerinde ise sîkâ
(güvenilir râvi) olduklarını sadece İbnu Hibban'ın
kabul ettiği iki kişi, iki senetle rivayet etmiştir. Alimlerce şu bilinmektedir
ki, İbnu Hibbân râvilerin sîkâ olup olmadıklarına
hükmetmek hususunda fazla titiz değildir. Nitekim Hafız İbn Hâcer
de, Lisânu'l-Mizan Mukaddimesinde bunu belirtmektedir.
Bununla beraber, Müsned üzerindeki bu muallak
isnadı, üstâd Ahmed Muhammed Şakir, bu ve başka
neşirlerinde kullandığı kaideleri ile, diğer araştırıcı âlimler hilâfına
İbn Hibban'ın tevsikine itimat ederek sahih
kabul etmiştir.
(V) s. 109, "Dil yönünden araştırma" mevzuunda
geçen hadis. Bu hadis Hâriciler hakkındadır: "Okunyaydan
çıkışı gibi dinden çıkacaklardır."
Hadisin Kaynağı: Buharî, XII, 238-254;
Müslim, III, 109-117. Bu hadis, sahabeden bir cemaat tarafından müteaddid yollarla rivayet edilmiştir. Ali b. Ebû Tâlib, Ebû
Said'il-Hudrî, Abdullah
b. Ömer (r.a.) bu rivayet eden cemaattandırlar.
(VI) s. 109, "Dil yönünden araştırma" mevzuunda
geçen hadis. "Kureyş ve onların âdet ve yollan üzere olanlar."
Hadisin Kaynağı: Bu Âişe
(r.a.)'nın rivayet ettiği hadislerdendir. Hz. Âişe
(r.a.) şöyle dedi: "Kureyş ve onun dinini kabul edenler, Müzdelife'de duruyorlardı. Onlar bu hareketlerini kahramanlık
ve dine aşırı bağlılık olarak isimlendiriyorlardı. Diğer Araplar da Arafat'ta
duruyorlardı.
İslâm gelince Allah, Nebisi Muhammed (s.a.)'e Arafat'a gelerek
orada durmasını sonra oradan dönmesini şu âyeti ile emretti: "Sonra
insanların elbirlik döndüğü yerden siz de dönün..."
(Bakara, 199)
Bu hadisi Buhârî, VIII, 150; Müslim, IV,
43; Bey-hakî, V, 113 ve diğerleri rivayet etmişlerdir.
(VII) s. 109, "Dil yönünden araştırma" mevzuunda
geçen hadis: "Rasulullah (s.a.) kavminin dini üzerinde idi"
Hadisin Kaynağı: "Onu, elimin altındaki kaynakların hiçbirinde
bu lafzı görmedim; ancak onu İbnu Esir, en-Nihâye adlı kitabında, "din"
konusunda senedini zikretmeden ve kaynak göstermeden nakletmiştir. Zaten
onun bu kitaptaki âdeti de budur.
İbnu Sâd et-Tabakatü'l-Kübrâ, I-126'da Süddî'den sahih
bir senetle "Seni çocukluğunda kaybolmuş bulup da, yolunu doğrultmadı
mı?" âyetini açıklarken rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Kırk
yıl kavminin yaşayışı üzerinde idi." Bu zayıf ve mu'dal
bir isnattır. Çünkü Rasulullah (s.a.) ile Süddî
arasında uzun seneler geçmiştir. Sonra onun münkerliği
açıktır. Bunun için sözü uzatmaya da lüzum yoktur. Mezkur âyetin tefsirine
en yakın söz, Cenab-ı Hakk'ın şu âyetidir:
"İşte biz, sana da Habibim böylece emrimizden bir ruh
vahyettik. Halbuki vahiyden evvel kitap nedir; iman nedir, sen bilmezdin.
Fakat biz onu bir nur yaptık. Bununla kullarımızdan kimi dilersek ona
hidâyet ederiz..." (Şuarâ, 52).
(VIII)s. 110, "Dil yönünden araştırma" mevzuunda
geçen hadis. İbnu Ömer (r.a.) den rivayet edilen bu hadis-i şerifte, Rasulullah
(s.a.) şöyle buyurur: "Sultanlara sövmeyiniz.Eğer mutlaka onlar hakkında
bir şey söylemeniz gerekirse: "Allah'ım! Bize reva gördüklerim sen
de onlara reva gör deyiniz."
Hadisin Kaynağı: Bu hadisi İbnu'l-Esir'in, en-Nihaye fi Ğaribi'l-Hadis'inden başka bir yerde görmedim. Bu hadisi,
İbn Amr'dan nakletmiştir. İbnu Ömer (r.a.) hadisine
gelince, onu şeyh İsmail el-Aclûnî Keşfu'l-Hafâ, I, 456'da diğer bir
lafızla nakletmiştir ve orada müellifin delil göstermek üzere zikrettiği
ifâde de yoktur.
Allah en iyi bilendir...
|