Sikke-i Tasdik-i Gaybî - s.2076

iki fıkrayı şimdi tam izah edemediğim müteaddit emareler ile "Hakimler, padişahlar, reislerin sana karşı hücumlarından ve esaretlerinden ve yakalamalarından korkma!" diye olan hitab-ı umumisinde hususi bize bakıyor. Hem mânâca, hem cifirce hakiki ve layık muhatap olacak musibetzedeler içinde tam bizim gibi bu zamanda hiçbir kimse görülmüyor. Demek hususi bu iki fıkra bize bakar. Hem p078.gif (424 bytes) ilh. fıkrasının altındaki fıkra olan

p079.gif (648 bytes) HAŞİYE 1   mânâsıyla yine cifir ve ebced hesabıyla bin üç yüz elli dört (1354) arabî tarihinde en sevdiğim kardeşlerimle hapiste me'yusiyetli bir vakitte, günde yüz yetmiş bir defa p080.gif (589 bytes) tabir edilen ism-i Âzamı okuduğum bir zamanda elbette bu teselli-i selamet Celcelûtiyenin umumi müjdesinde hususi bize baktığına ehl-i insaf tereddüt etmemeli. Çünkü hakkımızdaki düşman planından selamete çıkmak harikadır ki, onu gösteriyor. Kasidenin ortasında en mühim ve en parlak yerde en mühim duasının neticesinde üç fıkrasının herbirinde sarahata yakın Risale-i Nur'u mânâsıyla ve cifirce göstermesi burada p078.gif (424 bytes) fıkrasında dahi Risale-i Nur şakirtlerine teselli ve teminat vermekle hususi bir surette baktığını kuvvetli teyid ediyor. Bu emareleri teyid eden şu noktadır ki, kaside-i Celcelûtiye umumiyeti itibariyle Süryanî, İbranî, esma-i İlahiyeyi ve süver-i Kur'âniyeyi şefaatçı yapıp hususi münacat olduğu halde başta

p082.gif (1300 bytes)

fıkrasıyla gösteriyor ki, bazı esrar-ı gaybiyenin keşfinden bahsedecek yalnız bir-iki yerde hususi münacat ve duadan istikbale bakar tarzı var ki, birisi; p083.gif (586 bytes) den başlıyor, üç satırda üç defa kuvvetli işaretle mânâ ve cifirle Risale-i Nur'u gösteriyor. İkinci yer ise; p084.gif (743 bytes) ile başlayan üç satırında üç kuvvetli işaretle Risale-i Nur şakirtlerine bakıyor. Yetmiş defa yüz ihtimal içinde bir sayfanın açılması tesadüf olmadığı gibi bu tarzdaki îmalar, emareler, işaretler elbette tesadüfî olamaz. Belki bir keramet-i gaybiyedir, Kur'ân-ı Hakîmin hizmetkârlarına bir ikramdır.

Said Nursî

Hafız Tevfik'in fıkrasına tetimmedir

Refet, Hüsrev, Rüştü'ye hediyedir.

p084.gif (743 bytes) ilh. bu beş altı satırda yedi fıkrasıyla, yedi cihetle de Risale-i Nur müellifine işaret ettiği gibi, diğer üç fıkra da gerçi öteki fıkralar gibi kavi bir işaret değil, fakat bir hafi îmadan hali değildir. Madem bütün fıkralar işaret ediyorlar, bu üç fıkra dahi onlar gibi işaret etmek gerektir. Ezcümle: p088.gif (418 bytes) fıkrası belki altı satırdaki on üç fıkrada istikbalde gelen ve müthiş korkulara düşen birisine hitap ediyor ki, "Karşılaş... Kaçma" deyip teşci' ediyorlar. Sair fıkraların delaletiyle bu umumi hitapta hususi bir muhatap "Said Nursî"dir. O halde p089.gif (417 bytes) zam edilse bin üç yüz yirmi beş (1325) eder. Çünkü şeddeli nun iki nun ve p090.gif (281 bytes) dekiye.gif (875 bytes) şeddeli iki ye.gif (875 bytes)dır. İşte o tarihte 31 Mart hadisesi münasebetiyle İstanbul'dan kaçarak muvakkat bir zaman mücahede-i maneviyeyi bırakmak niyetiyle hareket ordusundan firar edip İzmit'e geldiği tarihe tevafuk ediyor. p091.gif (368 bytes) fıkrasında dahi muhatap, hususi o "Nursî" olduğundan p092.gif (288 bytes) izhar edilerek ilave edilse bin üç yüz kırk bir (1341) eder. İşte o tarihte ben Barla'da menfî olarak insan suretindeki akreplerin tacizleri altında azap çekerken harap ve hususi, küçük mescidimde otururken seccademin altında yeri bulunan ve emsalini görmediğim büyük bir akrep çıktı. Bir zat onu öldürdü. Daha ondan sonra on senedir dağlarda akrepli yerlerde kaldığım halde hiçbir akrebi görmedim. Bu fıkranın tam mânâsına mazhar oldum. Eğer p092.gif (288 bytes) deki ye.gif (875 bytes)şeddeli olsa o vakit bin üç yüz elli bir (1351) eder ki o tarihte insan akreplerinin, o p093.gif (243 bytes) nin mahvına ve idamına çalıştıkları fakat muvaffak olamadıkları zamanına tam tevafuk eder. p093a.gif (653 bytes) fıkrasının muhatabı müteaddit emarelerle p094.gif (278 bytes) dir. Çünkü Hz. İmam-ı Ali (r.a.) Kaside-i Ercüzesinde p095.gif (575 bytes) fıkrasında lafzen ve mânen "Kürdî" namını veriyor. O halde p094.gif (278 bytes) deki ye.gif (875 bytes)şeddesiz olsa o vakit bin üç yüz yirmi bir (1321) eder. O tarihte o "Kürdî," Başît namındaki meşhur dağın başında bir taş üstünde akşam namazını kıldıktan sonra yalnız olarak otururken o dağın esedi ve arslanı


Sikke-i Tasdik-i Gaybî - s.2077

hükmünde olan bir canavar kurt yanına geldi. Bir arkadaş gibi ona ilişmedi. Eğer p094.gif (278 bytes) deki ye.gif (875 bytes)şeddeli olsa bin üç yüz otuz bir (1331) eder ki, o tarihte Ermeni, Rus komitesinin canavarları her tarafta o "Kürdî"yi sardıkları ve katline çalıştıkları ve fakat muvaffak olamadıkları tarihe tam tamına tevafuk eder. İşte bin üç yüz otuz bir tarihine (1331) ve o dehşetli harb-i umuminin şiddetli zamanına ve Said Kürdî'nin en musibetli ve en korkulu zamanına Hz. İmam-ı Ali (r.a.) bu altı satırda altı defa p096.gif (582 bytes) diye mükerreren o tarihe işaret etmek elbette hiçbir cihetle tesadüf olmaz. Ve ilm-i esrar ve cifirde allâme-i ümmet olan Hz. Ali (r.a.) sırlı ve kerametli olan meşhur Kaside-i Celcelûtiye'sinde istikbale bakan altı satırda altı defa mükerreren aynı tarihe ve aynı korkulu vaktine p097.gif (268 bytes) kelimesinde cifir hesabıyla ve mânâsıyla göstermesi şeksiz, şüphesiz bir keramet-i gaybiyesidir. Resul-i Ekremden (a.s.m.) ders almış, ümmete ders vermiş. Evet p097.gif (268 bytes) cifir ve ebced hesabıyla bin üç yüz otuz bir eder. Çünkü p097.gif (268 bytes) dekiye.gif (875 bytes)altı yüz  ye.gif (875 bytes) dört yüz 'ye.gif (875 bytes) üç yüz ye.gif (875 bytes)otuz bir eder, mecmuu bin üç yüz otuz bir (1331) eder p098.gif (730 bytes) fıkrasındaki p099.gif (553 bytes) cümlesi p100.gif (217 bytes) ahirindeki tenvin nun sayılmak şartıyla bin üç yüz dokuz eder (1309). İşte o tarih ise p097.gif (268 bytes) hitabına mazhar olan Risale-i Nur müellifini adet-i mahalliye ve silah-ı milli olan seyf ve hançerin hücumuna hedef olduğu, seyf ve hançeri beraberinde taşımaya mecbur olduğu ve kıskançlık sebebiyle Siirt' te alimler ve talebelerin büyük bir münazaa ve kavgalarına maruz bulunduğu hengama tam tamına tevafuk eder. Bu tevafuk ise sair fıkraların ittifakıyla kuvvetleniyor. Îmadan, işaret belki delalet derecesine çıkıyor. p100a.gif (759 bytes) fıkrasındaki p101.gif (417 bytes) cümlesinde şeddeli - iki - ve üstündeki tenvin nun sayılmak şartıyla bin iki yüz doksan üç (1293) eder. İşte bu tarih Rusun Âlem-i İslâmın felaketine sebep olan doksan üç dehşetli harbin zamanına ve Risale-i Nur müellifinin tarih-i veladetine tam tamına tevafuku şüphesiz kasdi bir işaret-i gaybiyedir. Eğer şeddeli - bir sayılsa ve tenvin sayılmazsa o vakit p100a.gif (759 bytes) satırındaki p102.gif (514 bytes) fıkrası bin iki yüz doksan bir (1291) eder. Yalnız iki fark ile aynı tarihi gösterir. Bu fıkranın cifrî işaretine mânâsı kuvvet verdiği gibi sûret-i mânâ dahi letafetlendiriyor. Çünkü p103.gif (219 bytes) mızrak p104.gif (214 bytes) okdur. Mızrak ve oku harpte istimal eden Arap ile eski zaman bedevi adamlarıdır. Doksan üç (93) harbi ise asr-ı bedeviyete yakın olmakla beraber mıntıka-i harre ehli olan mızraklı ve oklu Araplar o dehşetli harpte memalik-i bâridede kışta çarpıştıkları halde devlet-i İslâmiyenin mağlûbiyetiyle neticelenmesi ve o harpte Arabın acınacak vaziyetlerini Seyyid-i Arap olan Hz. İmam-ı Ali (r.a.) görmüş gibi ifade ediyor. Evet, Üstad-ı Kudsisi ona göstermiş o da görmüş. Ve kahramanlık damarına dokunmuş, şiddetle korkma diye teşci' etmiş.

Keramet-i Aleviyenin neticesi

Madem Hz. Ali (r.a.) p105.gif (660 bytes) hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak harika kerametleri göstermiştir. Hem ahirzamanda gelen hadiselere karşı Kur'ân ve Âl-i Beyt cihetinde herkesten ziyade alâkadardır. Hem madem esrarlı Kaside-i Ercüziyede ve meşhur Kaside-i Celcelûtiyesinde vâkıat-ı istikbaliyeden haber veriyor. Ve "esrar-ı gaybiyeyi benden sorunuz" diye iddia ederek kısmen dâvâsını ihbarat-i sadıka-ı gaybiye ile ispat etmiştir. Hem madem o iki kasidesinde takip ettiği en mühim esas ve en büyük ders ism-i Âzamdır. Ve ism-i Âzam ile meşgul olanlar ile konuşur, teselli ve teşci' eder. Hem madem o kasideler istikbale baktıkları vakit çok emareler ve işaretler ile hem mânâlar ile, hem cifri hesabıyla şu zamanımızı ve şu zamandaki hadisat-ı acibeye parmak basıyor. Ve aynı hadiseyi mükerreren işaretle gösteriyor. Hem madem Risale-i Nur bu zamanda iman ve Kur'ân hizmetinde Hz. Ali'nin (r.a.) nazarına çarpacak en ehemmiyetli bir hadisedir. Ve Hz. Ali (r.a.) tesisinde harika ilmiyle ve fevkalâde şeceatıyla cihanpesendane hizmet ettiği ve üstünde titrediği hakaik-i imaniye ve Kur'âniyeyi harika bir tarzda kat'i burhanlarıyla ispat eden Risale-i Nur, o kudsi hakikatları güneş gibi göstermiştir. Hem madem Hz. Ali'nin (r.a.) kudsi Üstadından aldığı ve bu ümmete verdiği en mühim ders ve bu iki kaside-i gaybiyesinin mevzuu ve esas ve ruhu olan Sekine'yi ve ism-i Âzamı bu zamanda herkesten ziyade kendine vird eden ve on üç seneden beri ism-i Âzamla beraber binbir Esma-i İlahiye içinde bulunan Cevşenü'l-Kebir ile ve o Esma ile ulûm-u Kur'âniyenin hazinesini açan yüz yirmi risaleyi o Esma'nın feyzi ile Kur'ân'a tefsir yapan ve yirmi dört saatte yüz yetmiş defa Sekine ve ism-i Âzam denilen Esma-i Sitte-i Meşhureyi


Sikke-i Tasdik-i Gaybî - s.2078

bin üç yüz mükerrer âyetle okuyan ve Âl-i Beytin mânevî ve gayet mühim bir mirası ve bir maden-i feyzi olan Cevşenü'l-Kebir'i kendine üstad eden ve bidayette her günde bir defa bazan üç defa tamamını okuyan ve talebesine tavsiye eden adam, Risale-i Nur müellifidir. Hem mademki kasidenin sarahata yakın altı yerinde ondan haber veriyor. Hattâ yalnız p106.gif (754 bytes) makamında dahi altı satırda altı defa p107.gif (264 bytes) ile bu zamanın en müthiş hadisesi olan birinci harb-i umumiyi gösterip o harpte ilimce ve şeriatça ve şahısça korkulara düşen bir şakirdini teşci' eden bu altı satır bilâistisna on üç cümlesiyle on üç defa aynı şakirdinin başına parmak basıyor. Ve on üç seneden beri ism-i Âzama devam o şakirdin tarih-i hayatının on üç vakıat-ı mühimmesine on üç surette işaret ve umum işaretler birbirine kuvvet verip ittifak ettikleri adam, Risale-i Nur müellifidir. Elbette bu mezkur dokuz hakikat gayet kat'i bir surette netice verir ki Hz. Ali (r.a.) Ercüze ve Celcelûtiye'sinde Risale-i Nur'u alkışlıyor, haber veriyor ve müellifi ile konuşuyor, teselli ediyor.

1p108.gif (828 bytes) HAŞİYE 2


ON SEKİZİNCİ LEM'A

Mahremdir, herkese gösterilmez

Otuz Birinci Mektubun On Sekizinci Lem'ası

p263.gif (573 bytes)

Hazret-i Gavs-ı Âzam Şeyh-i Geylanî'nin (r.a.), sarahat derecesindeki keramet-i gaybiyesini teyid ve takviye eden Hazreti Esedullahü'l-Galib Ali İbni Ebu Talib (r.a.) ve kerremallahu vechehû kaside-i ercüze-i meşhuresinde aynen ihbarat-ı gavsiyeyi tasdik edip işaret ediyor.

Mecmuatü'l-Ahzab'ın beş yüz seksen ikinci sayfasından, beş yüz doksan yedinci sayfasına kadar o Ercüzedir. O Ercüze'nin mevzuu ve içindeki maksad-ı aslı İsm-i Âzamı tazammum eden altı ismin ehemiyetini beyan etmek, hem o münasebetle istikbaldeki bir kısım umur-u gaybiyeye ve tesis-i İslâmiyette bir kısım mücahedata işaret etmektir.

Evet, Hz. İmam (r.a.), üstadı olan Habibullah Aleyhisselatü Vesselamdan aldığı dersin bir kısmını işarî bir surette zikrediyor. Feth-i Hayber'deki hem mucize-i Nebeviye, hem keramet-i Aleviye olan harika vakıayı bahsettiği gibi, tesis-i İslâmiyete temas eden mühim noktaları da bahsediyor. Sonra istikbale bakıyor. Peygamber-i Zişandan (a.s.m.) aldığı dersle bir kısım Arabın ona karşı isyanlarından hiddet ederek demiş: