Bir zamanlar insan diye bir varlık yoktu ve o güzelim
doğal dünyada çeşitli hayvan türleri, doğal hayatlarını yaşamakta
idiler.
Anâsır-ı erbaa denilen toprak, su, hava ve ısıdan yaratılan ve
akıl duygusundan yoksun olan hayvanlar, yeme içme, havayı soluma,
eşlenme, yuva yapma ve yavru yetiştirmek için koşuştururlarken,
bir yandan da birbirleri ile sürekli boğuşuyorlardı.
Nurdan yaratılan ve akıllı, bilinçli ruhsal varlıklar
olan melekler ise, hayvansal yaşamın ötesinde ruhsal zevkler ve
manevî feyizler ile yüce Allah'ı hamd ile tesbih ediyor ve yüce
Allah'ın tüm emirlerini anında yerine getiriyorlardı.
Yüce Allah ezeli irade ve takdirinin gereği, bu
iki karşıt varlığı birleştirip, yeni bir varlık yaratmayı diledi
ve bunu meleklere şöyle bildirdi:
"Hani Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir
halife (insan) yaratacağım dediği zaman, melekler; Biz seni hamd
ile tesbih ve takdis ederken, orada (yeryüzünde) fesat çıkaracak
ve kanlar dökecek bir varlık mı yaratacaksın?" dediler. (Yüce
Allah) Sizin bilemediğiniz şeyleri ancak Ben bilirim, dedi." (Bakara, 30)
Meleklerin bir görevi de, madde âlemindeki olayları
yüce Allah'ın takdiri doğrultusunda yönlendirmekti. Bu nedenle,
madde âlemindeki gizli sırları ve bu arada atomun çekirdeğindeki
enerjinin hayvansal bedenlerde nefis denilen bir güce nasıl dönüştüğünü
ve bu gücün hayvanlar üzerindeki korkunç etkisini çok iyi bilen
meleklerin bu açıdan bazı kuşkuları vardı.
Şöyle ki; insan denilen varlık da anâsır-ı erbaa
denilen toprak, su, hava ve ısıdaki atom ve elementlerden yaratılacağına
göre, doğal olarak aynı maddelerden yaratılan hayvanlar gibi...
İnsanlar da yeme, içme, havayı soluma, eşlenme
(evlenme), yuva (ev) yapma ve yavru yetiştirmek için koşuştururlarken,
bir yandan da ya saldırı, ya da savunma amacı ile birbirleri ile
daha akıllıca ve daha kapsamlı bir şekilde boğuşacaklarından...
Aşırı derecede kan dökülmesinden ve fitne, fesat
çıkıp doğal dengelerin bozulmasından ve kıyametin kopmasından
korkan melekler,
"Biz Sen'i hamd ile tesbih
ve takdis ederken, orada (yeryüzünde) fesat çıkaracak ve kanlar
dökecek bir varlık mı yaratacaksın?" demekten kendilerini alamadılar!...
İnsan, bedensel açıdan hayvanlarla eşit konumda
olmakla birlikte, ruhsal açıdan da meleklerle eşit konumda olacağından,
aralarından nice peygamberler, nice evliyalar, nice arifler ve
nice salihler çıkacaktı. Yüce Allah bu nedenle, "Sizin
bilemediğiniz şeyleri, ancak Ben bilirim"
buyurdu.
|