|
Ana karnında annesinin kanı ile beslenen yavru,
artık ve posaları göbek kordonu ile bağlı bulunduğu eş (plasenta)
vasıtası ile dışarı attığı ve bu nedenle bağırsakları ve edep
yerleri devre dışı kaldığı gibi..
Ana kanından daha şeffaf, daha hafif ve daha latif
Cennet nimetleri ile beslenen Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havvâ'nın
artık ve posaları da derilerindeki deliklerden renksiz ve kokusuz
bir gaz halinde dışarı atıldığından,
Onların bağırsakları ve edep yerleri devre dışı
ve gizli idi.
Yasaklanan ağaca gelince!..
Yasaklanan ağaç, Cennet ağaçlarından olmayıp, dünya
ağaçlarından bir tür ağaç idi ve Hazret-i Âdem ile Havvâ'nın imtihanı
için özel olarak yaratılmıştı.
Kadı Beyzavî tefsiri 1. cilt, 71. sayfada; "Men
ekele minha ahdese (Kim,
o ağacın meyvesinden yerse, tuvalete çıkar)" buyuruluyor.
Yasaklanan
ağacın meyvesinin posa ve artıkları kalın ve kaba olduğu için,
deri deliklerinden gaz halinde dışarı atılamayacağından, bağırsaklara
inecek ve sonra dışarı çıkmak için edep yerlerini zorlayacaktı.
İşte
bu incelikleri çok iyi bilen şeytan, Hazret-i Âdem ile Hazret-i
Havvâ'nın yasaklanmış ağacın meyvesinden yemeleri için olağanüstü
çalıştı, yüce Allah adına yemin etti ve sonuçta, kendi açısından
başarılı oldu ve intikamını aldı.
Hazret-i
Âdem ile Hazret-i Havvâ'nın ümitleri tükenmiş, hayalleri yıkılmıştı.
Artık Cennet'te duramayacaklardı. Acaba hangi âleme, hangi gezegene
sürüleceklerdi. Allah korkusundan tir tir titriyor ve haklarındaki
ilâhî hükmü bekliyorlardı.
Ve ilâhî hüküm tebliğ edildi:
"Bazınız,
bazınıza düşman olarak (yeryüzüne) inin, sizin için yeryüzünde
belirli bir zamana (kıyamete) kadar yerleşim yerleri ve yararlanacağınız
nimetler vardır." (Âraf, 24)
Yüce
Allah, bazınız bazınıza düşman olarak, yani şeytanla aranızdaki
düşmanlık kıyamete kadar devam etmek üzere aşağıların en aşağısı
olan dünya gezegenine inin buyurdu.
|