Kelam ilmine dair tercümeler yapılırken, bir ıstılaha ihtiyaç duyuldu. Bu theologie kelimesiydi. Yunanca olan Theologia kelimesi Usulojya olarak alındı ve yazıldı. Bugün dahi mevcut olan bazı el yazması kitaplarda, Usulojya kelimesinin kullanıldığını görüyoruz. Bir zaman sonra bu ıstılah, Rububiyye olarak değiştirildi. Bu kelime, Rab, Allah kelimesinden gelmektedir. Daha sonra bu ıstılah da değiştirildi, ilahiyat dendi ki bu günümüze kadar devam etmektedir ve Theoloji kelimesine artık ihtiyaç kalmamıştır. Mesela; Müsbet ilimlerde kullanılan bir başka kelimeyi de bu konuda misal olarak verebiliriz. Eski elyazması kitaplarda Matematika diye bir kelime vardır. Bu Yunancadaki Matematika'dır. Bir zaman sonra, bir Arapça kelime bulundu ve daha sonra ta'lîm denmeye başladı. Ve daha sonra bunun yerine Riyaziyat kelimesi kondu ki, bu kelime de bugün devam etmektedir. Ve böylece, Arap lisanının zenginliği, her sahada, her ilimde hizmet etti. Ben biraz botanik tahsili yaptım. Ve şu neticeye vardım ki, Arap lisanında, botanikle ilgili bir tek yabancı ıstılah yoktur. Ne Arap botaniğinin başlangıcında ve ne de devamında yabancı ıstılah yoktur. Yalnız istisna olarak Arap memleketlerinde (ki üç kıt'aya yayılmıştı) mevcut olmayan nebatattan bazılarının ismi alınarak, «Bu nebat falan memlekette yetişir» diye de kayıt konmuştur. Bu şekilde bazı yabancı ıstılahlar kullanılmıştır. Bunun birkaç nadir istisnası vardır. Felsefeye dair olsun, tıbba dair olsun, coğrafyaya dair olsun. Mesela Felsefe kelimesi: Bu Yunanca olan Philosophie kelimesinden gelmektedir. Önce Felsefe |
kelimesi kullanılmaya başlandı. Müteakiben Hikmet kelimesi alındı; fakat daha sonra farkına varıldı ki Arapça'daki Hikmet kelimesi, Yunanca'daki philosophie kelimesinin tam karşılığı değil, bunun için, felsefe kelimesi Arapça bir kelime gibi muhafaza edildi. Coğrafya kelimesi de aynı şekildedir: Önce Coğrafya kelimesiyle başlandı. Müteakiben Süretü'l-Arz kelimesi kullanıldı. Çünkü coğrafya kelimesi iki kelimeden müteşekkildir. «Ceo» (Geo) kelimesi yer (arz), «rafya» (graphy) kelimesi de «suret» manasına gelir. Fakat daha sonra farkına varıldı ki Süretü'l-Arz, bir tek kelime olarak kullanılamaz, sıfatlar vs. için. Fakat Coğrafya kelimesi, coğrafî, Coğrafiyyun vs. gibi tek kelime olarak daha kolay kullanıldığı için yine eski kelime olan coğrafya'ya dönüldü ve bu Arapça bir kelime haline geldi. Tıpta da birkaç nadir kelime vardır, ki, bazı hastalıkları ifade eden bu kelimeler de muhafaza edildi. Mesela; Kulenç kelimesi: Bu bir mide hastalığıdır. Bu colic (kolik) kelimesinden alınmıştır. Herhalde bu hastalık, Araplar'da çok nadir olan bir hastalıktır ki, Araplar ilk defa bunu, Yunanca'dan yaptıkları tercümelerde gördüler ve muhafaza ettiler. Fakat bu kelime biraz değişmişe benziyor. «Colic» kelimesi, «Kolink» olarak alınmış ve bir «n» harfi ilave edilerek kulenç şekline sokulmuştur. Bir başka kelime de vardır «Malenkoliya» Bu bir nevi cünün veya deliliktir. Fakat bu tam manasıyla cünün değil, biraz farklıdır. Bu kelime, Yunanca'dan tıbba dair yapılan tercümelerde, «melankoliye» kelimesinden alınmıştır. Ve bu kelimede de «n» kelimesi düşmüş ve «melakoliya» şekline girmiştir. |
![]() |