İLAH EDİNMEK ANLAMINDA İBADET
Şimdi de üçüncü anlamıyla, içinde "ibâdet"
kelimesi geçen ayetlere bir göz atalım. Bu arada, ilâh edinmek anlamındaki
"ibâdet'in, Kur'an'ın ifade buyurduğu gibi iki anlamı kapsadığını
hatırda tutmalıyız.
Birincisi: Kişinin bir başkası için tapınma ve kulluk amacıyla
secde, rükû, kıyam ve tavaf etmesi, kapı eşiğini öpmesi, adak ve kurban
kesme vb. davranışlardan birini göstermesidir. Bu şekilde kendisine tapınılan
kimsenin, başlı başına bir ilâh olduğuna inanılmış olsun veya tüm bu ibâdetler,
onun şefaat ve yakınlığının elde edilmesi için yapılmış olsun, yahut yüce
ilâha ortak olduğuna ve bu dünya işlerinin yönetiminde yardımı ve katkısı
bulunduğuna iman edilmiş olsun, bunun hiçbir önemi yoktur.
İkincisi: Kişinin bir kimseyi, bu alemde var olan nizam üzerinde
egemen zannederek isteklerini gerçekleştirmesi için ona dua etmesi, zarar
ve felaketler karşısında ondan medet umması, korkuları esnasında malların
ve canların yok oluşunda ona sığınması.
Kişinin bu türden tutumlarının ikisi de, ilâh edinip kulluk
etmek mânâsına dahildir.Bunun delili, aşağıdaki Kur'an-ı Kerim ayetleridir.
"De ki: Bana Rabb'imden (akli delilleri takviye eden)
apaçık ilâhi deliller gelince, o sizin Allah'ı bırakıp dua ettiğinizde,
ibâdet etmekliğimden kesin olarak men edildim.."(Mümin, 66).
"Allah'ı bıkakıp da, kendisine
kıyamete kadar cevap veremeyecek kişiye tapmakta olan kimseden daha sapık
da kimdir? Halbuki bunlar, onların duasından habersizdirler" (Ahkâf,
5).
"İnsanlar mahşerde bir araya toplandıkları zaman bunlar,
onların düşmanları ve onların ibâdetini inkâr ediciler olurlar" (Ahkâf,
6).(Yani şöyle derler: "Onlara bize tapmalarını emretmedik ve bize
taptıklarını da bilmezdik.)"
Üç âyetin her birinde Kur'an-ı Kerim bizzat açıklamıştır ki,
burada ibâdetten maksat dua ve medet ummaktır.
"...Bilakis onlar, cinlere ibâdet ediyorlardı ve çoğu
onlara iman edicilerdi..." (Sebe, 41).
Bu ayette cinlere ibâdet ve onlara imandan kastedilen mânânın
ne olduğunu aşağıda gelen Cin Suresi'ndeki âyetler açıklamaktadır:
"Gerçekte şu da var: İnsanlardan bazı kimseler cinlerden
bazı kişilere sığınırlar" (Cin 6).
Yukarıdaki âyette açıklanmıştır ki, cinlere ibâdetten maksat,
onlara sığınmak, korkulardan, mal ve canların kaybından yine onlara sığınmaktır;
keza cinlere imandan maksat da, muhafaza ve sığınma hususunda onların
kudretine inanmaktır.
"Rabb'in onları da, Allah'tan gayri ibâdet ettiklerini
de mahşerde bir araya toplayıp da: Siz mi şu kullarımı saptırdınız; yoksa
kendileri mi yollarını sapıttılar"? diyeceği gün" (Furkân, 17)
"Görürsün ki onlar şöyle demişlerdir: Seni tenzih ederiz.
Seni bırakıp da veliler edinmek bize yakışmaz..."(Furkân, 18).(Taberi Tefsiri'nde VIII, 141'de şöyle diyor: Zikri yüce Allah
buyuruyor ki: "Kıyamet gününü inkâr edip putlara tapan yalancıları
ve Allah'tan gayri cinlerden, insanlardan ve meleklerden olan şeylere
tapanları toplayacağımız o günde...")
Bu âyetin ifadesinden, mabutlardan maksadın salihler, peygamberler
ve veliler olduğu açıkça anlaşılıyor. Onların ibâdetlerinden maksat da
onların kul olmaktan üstün ve yüce bir mevkide olduklarına inanmak, ilâhlık
sıfatı ile nitelenebileceklerine, kötülüğe son verip, gaybî yardım gibi şeylere
güçleri yeteceklerine kanaat getirmek, sonra da onların huzurunda onları
ilâhlaştırmaya varacak şekilde tazim ve takdis etmektir.
"...Allah onların hepsini mahşerde toplayacak, sonra meleklere:
Bunlar size mi ibâdet ediyorlardı? diyecek (Melekler de): Seni (ortaklıktan)
tenzih ederiz. Bizim velimiz onlar değil, Sensin..." (Sebe, 40, 41).
Bu âyetlerde, meleklerin ibâdetinden kastedilen mânâ(Diğer müşrik toplumlar, o melekleri
ilâhlar (Gods) olarak kabul etmişlerdi). cahiliye
halkının yaptığı gibi, onların hayal ürünü resimlerine ve heykellerine
karşı gösterilen kulluk ve ubûdiyettir. Bundan
maksatları ise, bu dünya hayatına bağlı işlerinde onların yakınlıklarını
ve yardımlarını kazanmak suretiyle onları hoşnut etmektir.
"Onlar Allah'ı bırakıp, kendilerine ne bir zarar, ne bir
fayda vermeyecek olan şeylere ibâdet ederler. Bir de: "Bunlar (putlar)
Allah yanında bizim şefaatçilerimizdir" derler." (Yûnus, 18).
"...kendilerine O'ndan başka bir takım veliler edinenler
(derler ki): Biz bunlara, ancak bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar
diye tapıyoruz." (Zümer, 3)
Bu ayette de ibâdetten maksat, ilâh edinmektir. Yine burada
onların ibâdetlerindeki gayenin ne olduğu da açıklanmıştır.
|