GİRİŞ
YAHUDİLİĞİN
TARİHİ
Yahudiliğin tarihini
bilmek ve bunu iyice kavramak için önce, "Siyonizm"i bilmek
gerekir. Çünkü Siyonizm, yahudi tarihinin kaynağını teşkil etmektedir.
Siyonizm ve Siyonist kelimelerinin tarihi çok eskidir, iki bin yıldır
kullanılan bu kelimelerin ne demek olduğunu bilmek için de önce, "Siyon"
u bilmek ibrani dilinde "moşe" diye adlandırılan Hz. Musa ile
Firavun arasında başlayan mücadeleden itibaren yahudi tarihine bir göz
atmak gerekir.
Yapılan tarihi rivayetlere göre, Milattan önce 1200 yılları, Hz. Musa'nın
peygamber olarak insanları hak dine çağırdığı yıllardır. O devirde israil
oğullan, Mısır'da esir olarak bulunuyorlardı. Daha önce Hz, Yakup ve oğlu
Hz. Yusuf'tan aldıkları hak ve tevhid dinine sarılarak, putperest Mısır'lılar
arasında yaşıyorlardı. Kur'an-ı Kerim'de ve Ahdi Atik'de (Tevrat'da) oradaki
hayatları hakkında bir çok şeyler anlatılır. Gördüğü bir rüya üzerine
Firavun, doğan bütün yahudi erkek çocuklarının öldürülmesini emreder.
O sıralarda doğan Hz, Musa'nın ise, bizzat Firavun'un sarayında büyütülmesi
meşhurdur. Gençlik yıllarında bir Mısırlıyı kazaen öldürünce Mısır'dan
kaçan Hz. Musa, Tür-i Sina'da, ilâhî vahye mazhar olur. Kardeşi Harun
ile tekrar Mısır'a, Firavun'un memleketine gelerek onu hak dine davet
etmek ister.
Bu günki muharref (değiştirilmiş) Tevrat'a göre ise, Mısır'da İsrailoğulları'nın,
Firavun'un her türlü zulüm ve işkenceye maruz bıraktığı yıllarda Ahram
denilen bir İbranili kişi yaşamıştı. Bu zat, Yokebedi adında bir kadınla
evlenmiş ve ondan bir çocuk dünyaya getirmişti. Bu çocuğa "Musa"
ismini vermişlerdi.
Yokebedi, Hz. Musa'yı doğurduğunda onu hemen gözlerden gizledi. Onun doğum
haberi Firavun'a ulaşmamıştı. Onu, bir müddet yanında saklamış, işinin
açığa çıkmasından korktuğu zaman ise, Allah ona, bir sandık hazırlamasını
ve Musa'yı onun içine koymasını, sonra da zift ile sıvamasını ve nihayet
onu Nil nehrine atmasını ilham etmişti. En sonunda da onun kalbini yatıştırıp
Musa'nın gene kendisine döneceğini müjdelemiş, onu peygamber kılacağını
da ona haber vermişti. Kur'an-ı Kerimde de buna benzer ifadeler ve bilgiler
vardır.
Firavun'un adamları sandığı sudan çıkarıp da açınca, Firavun'un karısının
gözleri hemen çocuk Musa'ya ilişti. Allah'ta, kalbine Hz. Musa'nın muhabbetini
yerleştirdi. Kur'an-ı Kerime göre, Firavun'un karısı Asiye, kocasının
bütün İsrail çocuklarının öldürdüğü gibi, onu da öldüreceğini anlamış
ve Firavun'a şöyle demişti:
"Bu çocuk benim ve senin için bir göz aydınlığı... Onu öldürme, belki
bize bir faydası dokunur, çocuktan mahrum edildikten sonra da umulur ki,
onu oğul ediniriz."
(Kasas sûresi. ayet: 9)
Bunun üzerine Firavun, karısına uydu ve küçük Musa'yı ona bıraktı.
Bu sırada İsrailoğulları Mısır'da esir olarak yaşıyorlardı. Firavun'un
gördüğü bir rüya üzerine bütün yahudi erkek çocukları öldürtmesine rağmen,
Hz. Musa, bizzat Firavun'un sarayında büyümüş, gençlik yıllarında da bir
kaza ile bir Mısır'lıyı öldürmesi üzerine, Mısır'dan kaçmış ve "Tür-i
Sinâ"da ilâhî vahye mazhar olmuştur.
Çeşitli mucizeler gösteren Hz. Musa. kavmi ile Sina dağının bulunduğu
çölde kırk yıl dolaşmış, İsrâiloğullanm Firavun'un elinden kurtarmış,
Kızıldeniz'den geçmek sureti ile Mısır'dan kaçmıştır (Kasas sûresinin
9-45 ayetine kadar olan kısmı, Hr. Musa'yı anlatmaktadır. Doğumunu, büyümesini
ve Mısır'dan nasıl çıktığını safha safha bildirmektedir Seyyid Kutup -
F.: 2,).
Daha Şeria vadisinde iken, Arz-ı Mev'üd (vadedilmiş topraklar) ı ele geçirmeden
vefat eden Hz. Musa'nın yerine Yoşua geçmiş, ve Yahudileri bu topraklara
yerleştirmiştir.
Önce Silo şehri yakınlarında Gerezm dağında kurbanları takdim edebilecekleri
bir "Mezbaha" inşa edilmiştir. Ancak, yapılan rivayetlere göre;
Allah, emir ve yasaklarına hakkıyla riayet etmeyen Israiloğulları'nın
başına İranlıları musallat etmiş ve onları M.Ö. 1100 yıllarında mezbahalarım
yıktırarak memleketten kovdurmuştur.
Samuel'in başkanlığında kurulan krallık devrinden sonra (MÖ. 1015 yılında)
Hz. Davut geçmiş, Kudüs kentini yahudiler için başşehir yapmıştır.
Bu krallık, yahudi tarihinde büyük bir önem taşır. Yahudiler bu devirde,
yer yüzünün hakimliğini ele geçirmeye çalışmışlardır...
Bu krallığın en muhteşem devresinde Hz. Süleyman, "Siyon" dağında,
ünlü "Süleyman Mabedini yaptırmıştır. Bu mabedin bugünkü yeri, Kudüs'te
"Ömer Camii"nin bulunduğu sahaya rastlar. Günümüze kadar, bu
mabedin sadece "Batı duvarı" nın kaldığı bilinmektedir. "Ağlama
duvarı" denilen bu duvar, yahudiler tarafından kutsal bir ziyaret
yeri olarak muhafaza edilmektedir.
Yahudilerin mukaddes kitapları; Ahd-i Atik ve onun ilk beş kitabını teşkil
eden Tevrat'ta mabedin varlığı ile ilgili yüzlerce emir bulunmaktadır.
Anlaşıldığı gibi "Siyonizm" genel anlamıyla, Filistin dışındaki
bütün yahudileri "Kazanılmış Topraklar" da toplamak sureti ile,
"Süleyman Mabedini", "Siyon" dağında yeniden inşa
etmek sureti ile tanınmışsa da, gerçek ve özel anlamıyla "Yahudinin;
dünya hakimiyeti idealidir" ki, meşru olmasa bile bugün gayri meşru
. olarak bunu gerçekleştirmişlerdir.
Bugünkü muharref ' (sonradan değiştirilmiş olan) Tevrat'a göre yahudiler;
üstün ırk inancına sahiptirler.
Tekvin'de, Nehemya'da, Ezra'da "ırkçı" direktifler vardır. Tevrat'ta
savaş, yahudiliğin topuzu, ihtilâl ise silâhıdır.
"Tesniye" adlı kitabın bir çok bölümlerinde ise yahudiliğin,
milletlere ve insanlara karşı olan düşmanlığı, kini açık olarak yazılıdır.
Yahudi olmayan milletlerin kurdukları ve idare ettikleri hükümetlerinin,
yahudi politikası için ele geçirilmesi gerektiği yazılıdır.
Rus ihtilâlini yapan Lenin, Troçki, Steklof, Marrof, Zivenief, Kamenef,
Susanof, Sagarski, Bogdanof, Uruçki, Lârin, Ganeçki, Dan, Meşovski, Parvus,
Riasanof, Martinof, Çernomorski, Solnzef, Piatsinki ve ötekiler birer
yahudidir. Rus ihtilâlini aynı zamanda Yahudi bankerleri, finanse etmişlerdir.
Gelmiş geçmiş Amerika cumhurbaşkanlarının bir kısmı yahudidir. Bugün,
Amerika'yı yahudiler idare ediyor. Amerikada bankalar, silah fabrikaları
yahudilerin ellerindedir.
|
|
 |
|