BİRİNCİ
BÖLÜM
Tefsir Usûlü
Neshin
Çeşitleri:
Usûl
âlimleri neshi, değişik bakış açılarından bazı
türlere ayırmışlardır:
1)
Kur'an'ın Kur'an'la neshi:
Buna Bakara 180. ayetinin Nisâ 11. ayeti ile neshi misal olarak gösterilebilir.
2)
Kur'an'ın Sünnetle neshi: İmam
Mâlik, Ebu Hanife'nin öğrencileri bu tür neshin caiz olduğu görüşündedirler.
İki görüşünden birinde İmam Şâfiî ile İmam
Ahmed, İbn Hanbel bu tür neshin caiz olmadığı görüşündedirler.
Kur'an ayetini ancak yine bir Kur'an ayetinin neshedebileceği söylemişlerdir.
Bunlara göre mütevatir de olsa bir hadis herhangi bir Kur'an ayetini
neshedemez. Kabul eden âlimler ise Necm Suresinin 4 ve 5. ayetlerinde: "O,
kendi arzusuna göre konuşmaz. O'nun sözü kendisine gelen vahyden başka
birşey değildir" buyurulmasını delil göstererek
Hz. Peygamber'in sözlerinin de nihayet vahye dayandığını,
lafzı Hz. Peygamber'e, manâsı Allah Teâlâ'ya ait kudsî
hadislerin bulunduğunu, dolayısıyla bunların da birer vahy
olduğunu göz önünde bulundurarak Hz. Peygamber'in sözlerinin Kur'an
ayetini neshedebileceğini söylemişlerdir. Buna Bakara Suresinin 180
ayetinin "Varise vasıyyet yoktur" (Buhârî,
Vasâyâ, 6; Ebu Davud, Vasâyâ, 6; Buyu', 88; Tirmîzi, Vasaya, 5)
hadisi ile mensuh olduğunu misal vermişlerdir.
3)
Sünnetin Kur'an'la neshi:
Hz. Peygamber'in kendi re'yi ile Mekke-i Mükerreme'de Beytul-Makdis'e doğru
namaz kılarken daha sonraları bunun el-Bakara 144. ayeti ile
neshedilip kıblenin Kabeye çevrilmesi örnek gösterilebilir.
4)
Sünnetin Sünnetle neshi:
Meselâ Hz. Peygamber, önce kabir ziyaretini yasaklamışken daha
sonra "Size kabir ziyaretini yasaklamıştım, şimdi
artık onları ziyaret ediniz" (Müslim,
Cenâiz, 106; Nesâî, Cenâiz, 100)
hadisi ile buna izin vermiştir.
Kur'an-ı
Kerim'de nesh de kendi içinde dörde ayrılır
1-Hükmü
mensuh metni baki kalan ayetler. Kıblenin
değiştirilmesi. Bunda
el-Bakara 115. ayeti, aynı surenin 144. ve 149. ayetleri ile neshedilmiştir.
2-Metni
mensuh hükmü bakî kalan ayetler. Hz Ömer (ra)
tarafından rivayet edilen ihtiyar
ve evli zânîlerin recmedilmeleri hakkındaki ayet misal olarak
verilmektedir.
3-Hem
metni, hem de hükmü mensuh olan ayetlerdir. Adem
oğlunun iki vadi malı olsa üçünçüyü de ister. Adem oğlunun
iç boşluğunu topraktan başka bir şey doldurmaz. Ancak
tevbe edenin tevbesini Allah kabul eder. (Sahih-i
Müslim)
Nesih
ihtiva ettiği hüküm bakımından da bir kaç neve ayrılır.
1-Hafiften
şiddedliye olur.
Aşura orucu yerine Ramazan orucu farz kılınması gibi. Bu
ise hükümlerin konulmasındaki tedrici gösterir. Allahü Teala kullarının
takatına göre azar azar teklif eder. Birden bire ağır gelecek
bir teklif karşısında bırakmaz. Onları İslamiyete
alıştırır ve ısındırır.
2-Şiddetli
ve ağır bir hükümden hafife gidilir.
İddet-i vefat bir seneden dört ay on güne indirilmiştir.
Bunun
hikmetine gelince: Baştan yapılan teklif kullara ağır
geldiğinden lutuf ve merhamet buyurularak o kaldırılıp
yerine daha hafif bir hüküm vaz olunmakla kişi, o ayetleri okuyunca
Allahın nimetini ve keremini hatırlar. Ne kolaylıklar göstermiş
onu anlar.
3-Müsavi
ile de nesih yapıldığı vakidir.
Kıblenin değiştirilmesi gibi.
4-Yerinde
bir bedel getirilmeden de bir hükmü şeri nesih edilebilir.
|