Tefsir Dersi

 BİRİNCİ BÖLÜM
Tefsir Usûlü


2. Nâsih ve Mensûh
      Neshin Çeşitleri
      Neshi Bilmenin Yolları  

Nâsih ve Mensûh  

Kur’anı Kerimin tefsirini yapmak ve ondan ameli hükümler çıkarabilmek için bilinmesi lazım gelen esaslardan biri de nesh meselesidir. Bu meseleyi bilmeden bir kimsenin Allah’ın Kitabını tefsir etmesi caiz olmaz.

Nesh kelimesi lugatte, izale etmek, gidermek, yok etmek, degiştirmek, ve nakletmek manalarına gelir. Istılahda ise, bir nassın hükmünü daha sonra gelen bir nas ile kaldırmaktır. Yani şer’i bir hükmü, daha sonra gelen şer’i bir hükümle kaldırmaya “nesh” denir.

Kur’an- Kerim’de hükmü kaldırılmış olan ayete “Mensûh”, hükmü kaldıran ayete de “Nâsih” adı verilir. Emir veya nehiyle (yasak) ilgili hükümlerin bazıları, bir çok hikmetler sebebiyle ya tamamen ortadan kaldırılır veya yerine konan bir hükümle değiştirilir.

Nâsih ve Mensûh ilmi sayesinde hangi ayetlerle amel edileceği, hangilerinin de hükümlerinin kaldırılmış olup amel olunmayacağı bilinir.

Tefsir usûlünde karışık olan meselelerden birisi de nesh meselesidir. Bu konu İslam’ın ilk devirlerinden beri münakaşa edilegelmiştir. Bazıları Kur’an’da neshi kabul etmezler. Ancak alimlerin çoğunluğu neshin mevcud olduğu görüşündedirler. Bidayette yahudiler ve müşrikler “Muhammed, sahabilerine önce verdiği sözün hilafına olarak,   sonradan başka emirler verdiğini görmüyormusunuz şeklinde itiraz etmek istemişlerdir. Batılı müsteşrikler de “Allah kendi sözünü nasıl değiştirir şeklinde bir sual ortaya atarak bu meseleyi kabul etmek istememişlerdir.

 Nasihte başlıca üç mesele ortaya çıkmıştır:

1- Prensip itibariyle nesh keyfiyeti aklen caizmidir?

2- Caiz ise, pratik olarak vakit olmuşmudur?.

3- Kur’anı Kerimde nesh varmıdır?

 Birincisi suale bütün müslümanlar ittifaken müsbet cevap vermişler, neshin aklen caiz olduğunu kabul etmişlerdir. İkincisi suale de müsbet cevap verilmektedir.Tevratta Hz.Adem’in cocukları hakkında birbirleriyle evlenmesi tecviz edilmişken, sonradan bunlar neshedilmiştir.Keza yahudiler için Cumartesi günleri iş yapmak yasaklanmışken, İncilde böyle bir yasak mevcut değildir. İşte bu gibi örnekler neshin pratik olarak mevcudiyetini göstermektedir.

Bakara suresinin 106.cı ayetinde “Biz bir ayeti nashedersek (hükmünü diğer bir ayetle değiştirirsek) veya unutturursak (geri bırakırsak) ondan daha hayırlısını, yahut benzerini getiririz. Allahın her şeye kemaliyle kadir olduğunu bilmedin mi?..” buyrulmaktadır. İslam uleması bu ayete dayanarak Kur’an-ı Kerim’de neshin mevcud olduğunu beyan etmişlerdir. Ayrıca Kur’an’ın kendinden evvelki kitabları neshine ilaveten, yeni kurulmaya başlayan islam nizamının inkişaf ve tekamülü (gelişmesi olgunlaşması) için nesh olayını tabii olarak karşılaşmışlardır. Zaten neshin aslı hedefi hükümdür. Akide esaslarına tesir edemez. Halbuki hükümler zaman, mekan ve duruma göre değişebilir. Bir ihtiyaca binaen konan bir hüküm, o ihtiyacın kalkmasıyle, kaldırılıp değişebilir. Yalnız yeni gelen hüküm, fayda ve sevap bakımından birinciden daha iyi veya onun benzeri olmalıdır. Bu ise dini vecibeleri yerine getirmede bir kolaylıktır.

Kur'an'da neshi kabul edenlerin, hepsinin mensuh olduğunda ittifak ettikleri dört ayet:

en-Nisâ 15-16, el-Enfâl 65, el-Mücâdele 12 ve el-Müzzemmil 2-4 ayetleridir.



 
Önceki Sayfa       Ana Sayfa       Sonraki Sayfa