Hz. Peygamber (s.a.v.) evinden çıkıyor ve gelen heyetleri kabul etmek için, evinin kapısı önünde oturuyordu. Bugün dahi buraya (Ustuvanetü'l-vufüd) denilmektedir. Bu bir sütun olup Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yabancı heyetleri kabul ettiği yeri gösterir. Şu halde görüyoruz ki, başlangıçta caminin en önemli fonksiyonları (vazifeleri), namaz kılma yeri, öğretim yapma yeri ve yabancı heyetleri kabul etme yerlerinden ibaretti. Namaz mecburidir. Diğer fonksiyonlar için de lüzumu varsa cami kullanılabilir. Yoksa caminin dışında okul yapılabilir. Yabancı heyetleri kabul etmek için de cami dışında bir bina yapılabilir. Fakat ibadetin camide yapılması gereklidir. Caminin bir başka fonksiyonu da şuydu: Bazen, Hz. Peygamber (s.a.v. )'i görmek için Medine'ye gelen heyetler hiç kimseyi tanımıyorlardı. İşte Hz. Peygamber (s.a.v.) bu gibi heyetleri camide barındırıyordu. Hadis-i şeriflerde bu husustaki malumata göre bu heyetler, develerini cami avlusunda bir yere yerleştiriyorlardı. Muhtemelen develere ayrılan bu yer, yeteri derecede büyüktü. Zira bu gelen heyetler, bazen onlarca idi. Bu sayı bazen sekseni buluyordu. Aynı şekilde okul için ayrılan «Suffa» da çok geniş olduğu kanaatini uyandırıyor. Bunun iki sebebi vardır: Birincisi, burada okuyan talebeler, geceleri de bu Suffa'da yatıyorlardı. Tabii olarak yatmak için kullanılan yer, oturmak için kullanılan yerden daha geniştir. Muhtemelen Ensar, Suffa'da yatmıyordu. Bunlar, öğrenim için gündüz geliyorlar ve |
geceleyin de evlerine dönüyorlardı. Fakat bildiğimiz gibi Medine'de birçok muhacirun vardı. Tahsil yapmak isteyen bu Muhacirun'un imkanları olmadığı için, bunlar gündüzleri Suffa'da tahsil görüyorlar, geceleri de aynı yerde yatıyorlardı. Bazı kaynaklara göre Suffa'da yatan talebelerin sayısı seksen kadardı. Çünkü, bir hadis-i şerifte okuyoruz ki, bir gün zengin bir Ensarî camiye gelir; Suffa talebelerini evinde yemek yemeğe davet eder; beraberinde seksen talebeyi alır. Buradaki toplam talebe sayısı ne kadardı bilmiyoruz. Belki yüz kadardı. Tabi bu sayı, gündüz daha fazla idi. Daha önce belirttiğimiz gibi, Hz. Peygamber (s.a.v.) heyetleri camide kabul ediyordu. Misal olarak, Hz. Peygamber (s.a.v.)'i görmeye gelen iki kabileyi zikredeceğim. Önce, Doğu Arabistan'da yaşayan Temim kabilesinden bahsedelim. Bu, oldukça kalabalık ve mağrur bir heyetti. Çünkü Onlar'a göre Temim kabilesi, Arabistan'ın en büyük, en kuvvetli, en akıllı vs. kabilesi idi. Netice olarak, bunlar çok mağrur ve kendilerini büyük sayan bir kabilenin temsilcileri idi. Fakat bizim gibi, bu bilgilerin okuyucuları için, bu kabile çok ahmak bir kabiledir. Çünkü bunlar, Medine'ye gelir gelmez. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kapısına gelerek bağırırlar, «Ey Muhammed! Kapıya çık; seninle konuşacağız» vs. gibi nezaketsizce davranışlarda bulunurlar. Halbuki, onlara nazik bir şekilde muamele etmek isteyen Hz. Peygamber (s.a.v.) evinden çıkar Ustuvanetül-Vufud'un yanında oturur ve onları huzura kabul eder. |
![]() |