Hz. Ömer (r.a.) hilafete gelince, Uyayna b. Hism yeğenine -ki, Hz. Ömer (r.a.) bunu çok seviyordu; çünkü bu zat, ibadetine düşkün olan çok iyi bir müslümandı- dedi ki: «Beni Hz. Ömer (r.a.)'le görüştür». Uyayna b. Hism, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in vefatından sonra İslamiyet'i terk etmişti ve Hz. Ebu Bekir (r.a.)'ın hilafeti zamanında, İslam ordusuyla çarpışmıştı. Daha sonra, esir edilip, Medîne'ye getirilince, Hz. Ebu Bekir (r.a.) O'nu affetmişti. Çünkü O, Hz. Ebu Bekir'e şöyle demişti: «Benim, İslamı terk ettiğim doğrudur. Fakat ben hiçbir zaman müslüman olmamıştım ki. Ben münafıktım. Gizli ve aşikar, her şeyi bilen Hz. Peygamber (s.a.v.), bunu biliyordu ve buna rağmen, o bana tahammül ediyordu. Fakat ben, bugün samimi olarak İslamiyet'i kabul ediyorum». Hz. Ebu Bekir (r.a.) de, O'na acımış ve affetmişti. Şüphesiz Hz. Ömer (r.a.), böyle kimseleri sevmezdi. İşte bunun içindir ki, Uyayna b. Hism, Hz. Ömer (r.a.)'in, kendini huzuruna kabul etmeyeceğini biliyordu. Bundan dolayı Uyayna, Hz. Ömer (r.a.)'ın çok sevdiği yeğenine diyor ki: «Beni Hz. Ömer'le görüştürmeye aracı ol, O'na söyleyecek mühim şeylerim var». Ve Hz. Ömer (r.a.), yeğeni dolayısıyla, Uyayna'yı huzuruna kabul ediyor. Ve Sahih-i Buhari'de geçen rivayete göre, Uyayna, Hz. Ömer (r.a.)'a şöyle hitap ediyor: «Sen adaletsizsin, zalimsin ve sen devletin parasını, kabul edilmeyecek bir şekilde dağıtıyorsun» Şüphesiz buna karşı Hz. Ömer (r.a.) sinirleniyor ve O'nu dövmeye hazırlanıyor. Ve ravi devamla, «Hz. Ömer (r.a.) Uyayna'nın üzerine atılmak üzereydi» diyor. Fakat Uyayna'nın yeğeni, Hz. Ömer (r.a.)'a bir Ayet-i Kerime okur: «Onlar (o takva sahipleri) bollukta ve darlıkta infak edenler, öfkelerini yutanlar, |
insanların
kusurlarından af ile geçenlerdir.
Allah iyilik edenleri sever»
(Ali İmran 3/34).
Bunun
üzerine Hz. Ömer (r.a.) değişiyor. Uyayna'yı döveceği yerde, O'na hiçbir
şey demeden bırakıyor, işte, hilafete geldikten sonra Hz. Ömer buydu. Hz.
Ömer (r.a.) bütün hilafet boyunca öyle bir hayat tarzı yaşamış ve İslam
Devletim o şekilde idare etmiştir ki bu, bütün müslümanlar için çok iyi
bir örnek olmuştur. Hz. Ömer (r.a.) diyor ki, «Ben, bütün hilafetim boyunca benden sonra gelecek olan halifenin kim olacağım düşündüm, fakat bu işi yapabilecek birisini bulamadım». Hz. Ömer (r.a.)'ın seviyesi o kadar yüksekti ki, kendi asrında o seviyede birisini bulamıyordu. Filhakika, Hz. Ömer (r.a.), bir hadiste bu mevzudan bahsederken, Hz. Ali, Hz. Osman ve başkalarından da bahsetmektedir. Ve şöyle demektedir: «Şayet şunu seçersem şu şekilde hareket eder; diğerini seçersem, daha başka şekilde hareket eder.» Yani şahısların eksik olan tarafından endişe ediyordu.. Hz. Ömer (r.a.), Hz. Ali (r.a.) için şöyle diyordu. «Ben Hz. Ali'yi seçersem, çok iyi bir müslüman olmasına rağmen muhtemelen Beni Haşim'den olan şahısları, yüksek memuriyetlere getirecek». Hz. Osman (r.a.) içinde aynı şeyi söylüyor: «Osmanı seçersem, o da Beni Ümeyye ailesinden olan şahısları, devletin yüksek mevkilerine tayin edecek.» Hz. Ömer (r.a.), hilafeti sırasında hiçbir akrabasını yüksek memuriyetlere tayin etmemiştir. Çünkü yakın akrabaları devlet memuriyetlerine tayin etmenin devlet yararına bir şey olmadığına inanıyordu. |
![]() |