Pazar, 29 Cemaziyelevvel 1446

Rasulullah s.a.v’in akşam virdleri-özet

Hangi dua daha çabuk kabul olunur? Şöyle buyurdular:

“Gecenin son vaktinde ve farz namazların arkasında (yapılan dua­lar)...”

namazı bitirince الْلَّهُ أَكْبَرُ / Allahuekber derdi
namazını tamamladığı zaman üç defa istiğfar ederek أسْتَغْفِرُ اللهَ Estağfirullah” (Allah’tan mağfiret dilerim) diyerek” şöyle buyururdu:

namazı bitirip selâm verdiği zaman şöyle derdi:

selâm verince her namaz arkasında şöy­le derdi:


Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, her namazın arkasında bunları söyler,  bu tehlîli okurdu.

 “Her namazın arkasında otuz üç defa tesbîh yaparsınız (سُبْحَانَ الْلَّهِ Sübhânellah, dersiniz), tahmîd edersiniz (الْحَمْدُ لِلَّهِ Elhamdülillah, dersiniz), tekbîr getirirsiniz (الْلَّهُ أَكْبَرُ Allahu Ekber, dersiniz).

“Arka arkaya söylenecek (insanı koruyan öyle) kelimeler vardır ki, farz namazların sonun­da bunları söyleyen yahud bunları yapan eli boş dönmez. Bunlarda otuzüç tesbîh (سُبْحَانَ الْلَّهِ sübhânellah), otuzüç tahmîd (الْحَمْدُ لِلَّهِ Elhamdülillâh) ve otuzdört tekbîr (الْلَّهُ أَكْبَرُ AllâhuEkber) dir.

“Her namazın arkasında kim otuz üç defa Allah’ı tesbîh eder (سُبْحَانَ الْلَّهِ Sübhâ­nellah, der), otuzüç defa Allah’a hamd eder (الْحَمْدُ لِلَّهِ Elhamdülillâh, der), otuzüç defa Allah’ı tekbîr eder (الْلَّهُ أَكْبَرُ Allâhu Ekber, der) ve

sözü ile yüzü tamamlarsa, günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa, onlar bağışlanır.

171- Sa’d b. Ebî Vakkas (Radıyallahu Anh) dan rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz arkasında şu sözlerle Al­lah’a sığınırdı:

Her namazın arkasında Allah Tealâ’yi on defa سُبْحَانَ الْلَّهِ  subhanallah , on defa الْحَمْدُ لِلَّهِ elhamdulillah , on defa الْلَّهُ أَكْبَرُ Allahuekber der, (bir vakit namazda otuz tesbîh ve beş vakit namaz itibariyle) bunların tümü dil ile yüz ellidir. Sevab tartısında ise (bir haseneye on sevab itibariyle), bin beşyüzdür. Ayrıca yatağına girdiği zaman otuz dört tekbir yapar (Alİahu Ekber, der), otuz üç defa hamd eder (elhamdü lillâh, der), otuz üç defa tesbîh yapar (sübhânellah, der). Bunlar da dilde yüzdür; fakat tartıda (bire on sevab hesabı ile) bindir.”

“Sizden birine uykusu vaktinde şeytan gelir de bunları söy­lemeden önce onu uyutur. Bir de ona namazında gelir de, bunları söyle­meden önce ona bir işi hatırlatır (ve o iş için bunları terk eder).”[10]

Akşamladığın zaman ve sabahladığın zaman üçer kerreüzü e Kul Hüvel-lahu Ahad ile Muavvizeteyni (Felâk ve Nâs sûrelerini) oku her kötü şeyi senden engeller.

 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ هُوَ ٱللَّهُ أَحَدٌ ﴿١﴾ ٱللَّهُ ٱلصَّمَدُ ﴿٢﴾ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ ﴿٣﴾ وَلَمْ يَكُن لَّهُۥ كُفُوًا أَحَدٌۢ ﴿٤﴾ 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلْفَلَقِ ﴿١﴾ مِن شَرِّ مَا خَلَقَ ﴿٢﴾ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ ﴿٣﴾ وَمِن شَرِّ ٱلنَّفَّٰثَٰتِ فِى ٱلْعُقَدِ ﴿٤﴾ وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ﴿٥﴾ 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ ﴿١﴾ مَلِكِ ٱلنَّاسِ ﴿٢﴾ إِلَٰهِ ٱلنَّاسِ ﴿٣﴾ مِن شَرِّ ٱلْوَسْوَاسِ ٱلْخَنَّاسِ ﴿٤﴾ ٱلَّذِى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ ٱلنَّاسِ ﴿٥﴾ مِنَ ٱلْجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ ﴿٦﴾ 


namazını tamamladığı zaman, sağ eliyle yüzünü meshederdi (sıvardı)(başka çeviride :alnına sürer) sonra buyururdu:

farz ve nafile namaz­ların arkasında ona her yaklaştığım zaman (mutlaka) şöyle dediğini işitmişimdir:

namazını bitirince, bilemiyorum, selâm vermeden önce yahud selâm verdikten sonra, şöyle derdi:

namazdan ayrılınca şöyle söylerdi:


 

“Sizden biriniz namaz kılınca (sonunda), Allah’a hamd ve övgü getir­sin. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e “Salât-u selam” getirsin. Sonra dilediği şeyi istesin (dua yapsın).

10 kere salatu selam

“Akşam namazını bitirdiğin zaman yedi kez:

o gece ölürsen, ateşten kurtuluş sana vacib olur. Sabah namazını kıldığın zaman yine aynı şeyi söyle. Zira sen, o gündüzünde ölürsen, cehennem ateşinden korunma yazılır.”

“İstiğfarın seyyidi (Allah’dan, bağışlanmayı dilemenin en iyisi) şu:

sabahladığı ve gecelediği zaman yüz defa şu tesbîhi yaparsa, kıyamet gününde bu yaptığından daha faziletlisi ile hiç kimse gelemez; ancak onun gibi söyleyen yahud bunu artıran başka.

yolculukta bulunduğu zaman se­her vaktine girince şöyle buyururdu:

Dün beni ısıran akrepten ne çektim…. Peygamben ona şöyle buyurdu: “Gecelediğin zaman şunları söyleyeydin, o sana zarar vermezdi:


üç defa söylemiş olsaydı, ona hiç bir şey zarar vermezdi.”
sabahladığın za­man, gecelediğin zaman ve yatağına girdiğin zaman şunları şöyle:

Her günün sabahında ve her gecenin akşamında, üç kez şunları söyleyen bir kula hiç bir şey zarar veremez:

 onu razı etmesi, Allah üzerine bir hak olur:

dört defa söylerse, Allah Tealâ onu ateşten âzâd eder.[18]

 

dört defa söylerse, Allah Tealâ onu ateşten âzâd eder.

“Kim sabahladığı zaman şu sözleri söylerse, o günün şükrünü yapmış olur, akşamladığı zaman söylerse, o gecenin şükrünü yapmış olur:

akşam ve sabah şu duaları bırakmazdı:

yatacağı zaman şöyle derdi:

Akşam olunca da şöyle der:

 sabahladığın zaman üç kez ve akşamladığın zaman da üç kez

 

17. فَسُبْحَانَ اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ
18. وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ والأرض وَعَشِيّاً وَحِينَ تُظْهِرُونَ
19. يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَيُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذَلِكَ تُخْرَجُونَ

(Rûm/17-19) Kim, sabahladığı zaman bunu okursa, o günde kaybettiği şeylere (yapamadığı sevab ve zikirlere) kavuşur. Gecelediği zaman bunları söyleyen kimse de, o gecesinde kaybettiği şeylere nail olur.[25]

Sabaha çıkınca şöyle söyle:

Kim bunları sabahleyin söylerse, akşamlayıncaya kadar korunmuş olur. Kim de akşamlayınca bunları söylerse, sabahlayıncaya kadar ko­runmuş olur.[26]

Sana bir takım sözler öğreteyim mi ki, onları söylediğin zaman, Al­lah senin üzüntünü gidersin ve senin borcunu ödesin?:Sabahladığın ve akşamladığın vakitlerde şunları söyle:

Ebû Ümâ­me dediki, ben bunu yaptım. Allah Tealâ, üzüntü ve kederimi giderdi ve borcumu benden kaldırdı.

Akşamladığı zaman da şöyle der:

أَمْسَيْنَا عَلَى فِطْرَةِ الإسْلاَمِ، وَعَلَى كَلِمَةِ الإِخْلاَصِ، وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إبْرَاهِيمَ حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ المُشْرِكِينَ

üç kez

“Eûzü billâhissemî’il-alîmi mineşşeytâni’r-racîm.”

 

 أَعُوذُ بِاللَّهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

Allah o kimseye yetmiş-bin melek vazifeli kılar da ona akşamlayıncaya kadar rahmet dileğinde bulunurlar. O gün ölürse, şehid olarak ölür. Bunları akşamleyin söylerse, aynı durumda olur.”[30]

 بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ

هُوَ الرَّحْمَنُالرَّحِيمُ {22} هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ
الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ
الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
{23} هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاء الْحُسْنَى
يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 

“Kim Sabahladığı zaman Mü’min sûresinin başından üç âyetle (Hâ-Mim) den (İleykel-mesir)e kadar, Âyete’I-Kürsiyyi okursa, bunları okumak­la akşama kadar korunmuş olur. Bunları gecelediği zaman okursa, sabahlayıncaya kadar bunlarla korunmuş olur.

“Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Selem, bir savaş müfrezesinde bize görev verdi ve sabah-akşam şu ayeti okumamızı bize emretti:

Biz bunu okuduk da ganimet elde ettik ve selâmet bulduk.

sabahladığı ve akşamladığı vakitlerde şu duayı okurdu:

sabahladığın ve akşamladığın vakit şöyle demelisin:

“Bir adam, başına felâketler geldiğinden Resûlüllah Sallallahu Aley­hi ve Sellem’e şikâyet etti. Buna karşılık Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona dedi: Sabahladığın zaman şunu söyle; sana hiç bir şey (musibet), geçmez.


bütün felaketlerden emin oldu.

 sabahladığı ve akşamladığı vakit üçer kez şunları söylerse, o dilemiş olduğu şeyleri tamamlamak Allah üzerine gerekli olur:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَمْسَيْتُ مِنْكَ فِي نِعْمَةٍ وَعَافِيَةٍ وَسِتْرٍ؛

فَأَتِمَّ عَلَيَّ نِعْمَتَكَ وَعَافِيَتَكَ وَسِتْرَكَ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ

 

“Kim, sabah ve akşam şunları söyler de sonra ölürse, Cennete girer:

“Kim sabah ve akşam yedi kez şu sözleri söylerse, dünya ve ahiret işlerinden kendisine üzüntü veren şeyleri Allah giderir:

Kim ki, gündüzünün evvelinde bu sözleri söylerse, akşamlayıncaya kadar ona musîbet değmez. Gündüzün sonunda bunları kim söylerse, sabahlayıncaya kadar ona musîbet değmez. O sözler şunlar­dır, dedi:

îbni Sünnî, bu hadisi başka bir yolla, Peygamber Salllalahu Aleyhi ve Sellem’in ashabından bir adamdan rivayet etti ve “Ebu’d-Derdâ’dan” rivayet, demedi. Bu rivayette, Ebû’d-Derdâ Hazretlerine adamın gelmesi tekerrür edip ona şöyle demiştir: Yangın evine ulaştı, evin yandı. Ebû’d-Derdâ, cevab verir: Yanmamıştır; çünkü ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini işittim:

“Kim sabahladığı zaman, bu sözleri söylerse (yani yukarda anlatılanları okursa), ona, nefsi, ehli ve malı hakkında hoşlanmayacağı bir şey isabet etmez.” Gerçekten ben, bugün bu sözleri söyledim (benim evim yanma­mıştır). Sonra dedi ki, kalkın beraber gidelim. Kendisi ile beraber yanındaki adamlar kalktılar ve evine kadar gittiler. Gerçekten onun evinin çevresi hep yanmış; fakat onun evine bir şey değmemişti.

 

“Güneş yükselir de, Al­lah Teâlâ’mn yaratıklarından mevcut bulunan her şey, Aziz ve Yüce olan Allah’ı teşbih eder; ancak şeytandan olanlarla insanların kötüleri yap­maz.”[47]

“İkindi namazından itibaren güneş batıncaya kadar zikreden bir top­lum ile oturmam, Hazreti İsmail’in (şerefli soyundan) sekiz köle azad et­memden bana daha sevimlidir. “[53]

Akşam ezanı zamanında, şöyle söylememi, Resûlüllah Sallallahu Aley­hi ve Sellem bana öğretti:

(Allah’ım! Bu an, gecenin gelmesi ve gündüzünün gitmesidir. Sana dua edenlerin de sesleridir, beni bağışla.)”[54]

: “Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem akşam namazından (farzından) dönünce eve girip iki rekât (sünnet namaz) kılardı. Sonra yapmış olduğu duada şöyle buyururdu:


 

 

 100  سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ، سُبْحَانَ اللَّهِ العَظِيمِ

لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ 100

100 لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ 
لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ 100 

اَسْتَغْفِرُ الله اَلْعَظِيم اَلْكَرِيم اَلَّلذِي لآ إِلهَ إِّلاَّ هُو اَلْحَيُّ الْقَيُّومُ وَاَتُوبُ اِليْهِ 100

100 اللهم صلّ وسلم على نبينا محمد 

– سُبحان الله
– الحمدلله
– اللهُ أكبر
–  لا إله إلا الله
– استغفر الله و أتوبُ إليهِ

حَسْبِـيَ اللّٰهُ لَا إلٰهَ إلَّا هُوَ عَلَـيْهِ تَوَكَّـلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِـيمِ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.