Salı, 6 Cemaziyelevvel 1447

ERKEN EVLİLİK ÇOCUK TACİZİ Mİ?

 

 Tarih boyunca bütün toplumlarda evlilik olmazsa olmaz olarak görülmüştür.

Her toplumda evlilik yaşı kültür ve inanç değerlerine göre farklılık göstermiştir.

Günümüzde de bu durum aynen devam ediyor.

Söz konusu birçok batılı ülkelerde bile evlilik yaşı halen 12 ve 13 yaşlarındadır.

Misal olarak bazı batılı ülkelerde kızların evliliğe başlama yaşlarını şu şekilde sıralayabiliriz;

ABD 12, Bolivya 14, Kamerun 15, Kolombiya 12, Küba 14, Ekvator 12, İsrail 16…

İlahi kaynaklı dinlerde ise ergenlik yaşı Rüşt ve mükellefiyet yaşıdır.

Bundan dolayı ergenlik yaşı ile birlikte evlenme izni verilmiştir.

Bunda bir sakınca ve engel de görülmemiştir.

Tıbbi olarak da ergenlik ve rüşt yaşı ile birlikte evlenmenin bir sakıncası yoktur.

Ergenlik yaşı kişiden kişiye farklılık gösterir.

Kızlar daha erken ergen olur ve âdet kanaması görür.

Bu yaş 12’ye kadar inebiliyor.

Tıp da bunu böyle kabul ediyor.

İslam’da evliliğin maksadı, helal yoldan cinsel tatmin ve neslin korunmasıdır.

Nasıl ki ilkbaharda toprağa atılan tohum daha bereketli ise, erken evliliklerde de nesil daha bereketlidir.

Çünkü tohum zamanında atılıyor.

Fıtrat bunu gerektiriyor.

Erken evliliklerin olduğu toplumlarda ailelerde nüfus bereketlidir.

Birçok ailede çocuk nüfusu 10-15’i buluyor.

Fuhuş sektörüyle kirlenmiş yeni nesilde tohumlar sonbaharda atıldığı için çocuk sahibi olamıyor insanlar.

Zinanın dayatılıp erken evliliği utanç kaynağı olarak pazarladığı geç evliliklerde çocuk kısırlığı yaşanıyor.

Onun için artık çocuk sahibi olabilmek normal evlilik yoluyla değil hastane koridorlarında aranır oldu.

Hormonlu ve yapay evlat arayışları arttı.

Doğalgaz yapay gaz derken zar-zor bir tane o da tüp gaz!

Pardon tüp bebek!

O da bir tane ya da 2 tane.

Bu çocuklar da hayırsız çıkınca Huzur evi dedikleri Esaret evleri serüveni başlıyor.

Oysa nüfus yoğunluğu olan ailelerde mutlaka bir hayırlı evlat olur.

Ebeveynine yuvasında sıcak bir yuva sunan!

Anne ve babasına şefkat ocağıyla bakabilen!

Evet, beyler fıtratla oynanmaz.

Fıtrata savaş açılmaz.

Maalesef zamanımızda insanlar emeklilik evliliği yapıyor.

“Önce Hayatımızı yaşayalım” zina kokulu bahanelerle.

Fuhuş sektöründe kirlene kirlene yuva kurmaya adım atmak!

Nasıl sağlıklı yuva kurulacaksa artık?

Ey çocuk gelinler tasmasını ağzına sakız etmiş çöp beyinler!

Artık 4.sınıf çocukları bile birbirlerine aşk meşk mesajlarını atıyor!

Sevgilim hülyalarına kapılıyor!

  1. ve 8. sınıflarda da birbirlerine cinsel içerikli saldırılarda bulunuyorlar!

Liseli gençler park ve bahçelerde zina yapıyorlar.

Sarmaş dolaş sarkıntılık yapıyorlar.

Bunu saklama gereği bile duymuyorlar.

Kontrolsüz birliktelikler neticesinde birçok dram yaşanıyor.

Aşk kavgaları, sevgili cinayetleri işleniyor.

Devletler ise karma eğitim dayatmalarıyla bu nesli ateş ile barut gibi yan yana tutuyor.

Düştükleri tuzaklara çanak tutuyor, alkış çalıyor.

Bu nesil giyim ve kuşamıyla, duygusal konuşmalar ve zina bakışlarıyla…

Sürekli birbirlerini taciz ediyor!

Zina ve kontrolsüz fuhuş tuzaklarına düşüyor.

Neticesi çöp kutularından çıkan cesetler.

Cami köşelerine bırakılan yavrular.

Ameliyat masalarında kürtajla katledilen sabiler.

Ve intihar eden ergen kız ve erkekler.

Helal nikâha taciz, harama ödül veren adalet sisteminin adaletsiz kılıçları!

Ecdadımız 14 yaşında dünyayı yönetirken!

Sizin çocuklarınız 35 yaşında aileyi yönetemiyor öyle mi?

O zaman sorgulayın kendinizi, taşlayın İlahi olmayan sisteminizi.

Suç nikâhlı birlikteliklerde değil.

Sizin Batının fahşa lağımıyla kirlenmiş sistem ve zihniyetinizde!

 CİHAN ÜZER  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.