Salı, 6 Cemaziyelevvel 1447

İBLİSİN KÜRESEL İMPARATORLUĞU

 İblis ve avenesinin kurmuş olduğu küresel imparatorluğun çatı yapılanması Birleşmiş Milletlerdir. Yeryüzünde ki bütün tağuti rejimler ve kurumlar bu yapılanmanın çatısı altında batıla hizmet etmektedir. Siyonist Yahudilerin egemen olduğu Birleşmiş Milletler Siyonizm’in güdümü altındadır. Siyonizm ise insanlığın en büyük ve ezeli düşmanı İblis’in güdümü altındadır.

erçekte Siyonist bir yapılanma olan Birleşmiş Milletlerin şer faaliyetlerinden biri de kadın ve aile üzerinden ahlakı bozmak, aileyi yıkmak ve eşcinselliği yayma faaliyetleridir.

Birleşmiş Milletler bu şer faaliyetlerini önceleri daha çok gizleyerek sinsi bir şekilde ve aşama, aşama yapmaktaydı. Son yıllarda ise bu şer ifsat faaliyetlerini daha çok açıkça yapmaktadır. Bunun için ellerindeki bütün imkânları kullanarak devletleri istedikleri gibi kontrol ederek yönlendirmekteler. Özellikle halkı müslüman olan ülkelerde kadınları sıcak yuvalarından çıkarmak için, ahlakı bozmak için her türlü şeytanlığı yapmaktalar. Bunun için bu devletlere siyasal baskılar yaparak veya finansal destekler vererek istedikleri kanun ve yasaları çıkartmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki İslam coğrafyasındaki münafık iktidarlar ise bu küresel Siyonistlerin emir eri gibi çalışmaktalar.

Birleşmiş Milletler adı verilen bu örgüt dünyayı sömüren ve kan gölüne çeviren beşli çetenin adeta sekretarya hizmetini yapmaktadır. Siyonizm’e hizmet eden bu yapılanma her türlü ifsat ve tahrif faaliyeti yapmaktadır.  Bu yapılanmanın kadın ve aile konusunda neler yaptıklarını kısaca anlatmaya çalışacağız.

Birleşmiş Milletler 1945 yılında kadın-erkek eşitliği prensibini kabul etmiştir. 1946 yılında BM içinde Kadının Statüsü Komisyonu kurularak kadınlarla ilgili şer faaliyetlerine başlamıştır.

1975 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Kadın on yılı olarak belirlenmiştir. Aynı yıl ilk Birleşmiş Milletler Dünya Kadın Konferansı Mexico City’de gerçekleştirilmiş. Bu konferansta toplumsal cinsiyet eşitliği sapkınlığının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmıştır.

1976-1985 yılları arası “Kadın On yılı” olarak ilan edilmiş olup, 1980 yılında Kopenhag’da düzenlenen II. Dünya Kadın Konferansı ilk beş yılda yapılan şer faaliyetleri değerlendirilmiş bu konuda engel gördükleri devlet ve kurumlar hakkında baskı ve yok etme çalışmaları yapılmıştır.

15-26 Temmuz 1985 tarihlerinde Nairobi’de yapılan çalışmada daha önce ilan edilen “Kadın On yılı” çalışmaları tekrar gözden geçirilmiş. Kadın erkek eşitliği, Cinsiyet eşitliği gibi sapkın anlayışlar nasıl yaygınlaştırılır konusu işlenmiştir. Bu konferansa 157 ülkeden resmi temsilci ve birçok kurum ve kuruluş katılmıştır. Bu konferans sonunda bu sapkın anlayışların dünyada daha fazla yaygınlaştırılması için ileriye dönük planlar yapılmış ve ileriye dönük stratejiler kabul edilmiştir.

4-15 Eylül 1995 tarihinde Çin/Pekin’de IV. Dünya Kadın Konferansı gerçekleştirildi. 189 ülke temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen konferansın sonunda Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu isimli iki belge kabul edildi. Konferansa geniş bir heyetle katılan Türkiye, her iki belgeyi de itirazsız kabul etmiştir. Bu belgelerin içeriği ve ana teması yine; “Kadın erkek eşitliği” “Kadına pozitif ayrımcılık” “Cinsiyet eşitliği” gibi şer faaliyetleridir. Bu şer faaliyetlerin hayata geçirilmesi için hükümetlere verilecek teşvikler, sadakalar ve rüşvetler planlandı.

Bu faaliyetlere karşı olan, engel olan hükümetlere ise yapılacak müeyyideler, tehditler, darbeler ve terör yaftaları planlandı. Bu raporlar dünyayı sömüren ve kan gölüne çeviren beşli çeteye gerekeni yapsınlar diye arz edildi. İşte BM beşli çetenin sekreter ya hizmetini böyle yapmaktadır.

BM öncülüğünde ve beşli çetenin baskısıyla yapılan bu sözleşmelerde neler var görelim;

 

1-Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)

1975 yılında Mexico City’de gerçekleştirilen BM birinci Dünya Kadın Konferansında kabul edilen bu sözleşme 1 Mart 1980 tarihinde BM üyesi ülkelerin imzasına açılmış. Sözleşme, 1981 yılında 20 ülkenin onayını takiben yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme 2010 yılında 186 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye bu sözleşmeyi 1985 yılında imzalamış, bu sözleşme 19 Ocak 1986’da yürürlüğe girmiştir.

Kısaca CEDAW adı verilen bu sözleşmenin içeriği şöyledir; Toplumun her alanında kadın-erkek eşitliğini ve cinsiyetsizlik anlayışını sağlamak için engellerin kaldırılmasını içeriyor.

Bu sözleşme bu sapkın anlayışları yürürlüğe sokmak için her türlü kanun, gelenek, görenek ne varsa hepsinin kaldırılması yok edilmesi isteniyor.  Türkiye bu sapkın sözleşmeye de imza atarak yürürlüğe sokmuştur.

Bu sözleşmeye imza atan devletler, sözleşmenin ülkelerinde yürürlüğe girmesini takip eden bir yıl içinde ilk raporlarını, daha sonrada her dört yılda bir dönemsel ülke raporlarını CEDAW Komitesine sunmak zorundalar.

Bunun manası şudur; Bu anlaşmaya imza atan her devlet kanunlarında, icraatlarında cinsiyetsizlik, eş cinsellik gibi sapkın anlayışları yaymak için neler yaptığını Birleşmiş Şer ittifakına rapor göndermek zorunda.

Atılan bu imza sebebiyle Türkiye bu komiteye şu raporları göndermiştir;

-İlk rapor 29 Ocak 1990 tarihinde gönderilmiş.

-İkinci ve üçüncü birleştirilmiş dönemsel raporlar 17 Ocak 1997 tarihinde gönderilmiş.

-Dördüncü ve beşinci birleştirilmiş dönemsel raporlar 20 Ocak 2005 tarihinde gönderilmiş.

-Altıncı dönemsel raporu ise 21 Temmuz 2010 tarihinde gönderilmiştir.

Bu raporları BM Komite sine gönderen yöneticiler: “Ey büyük şeytanlar emriniz üzere Anadolu topraklarında istediğiniz şer faaliyetlerini yaptık bizden razı olun diyerek hesap verdiler.”

BM Kadının Statüsü Komisyonu (KSK)

 Bu komisyon 21 Haziran 1946 kurulmuştur. KSK temel amacı, kadın-erkek eşitliği,toplumsal cinsiyet eşitliği” gibi sapkın anlayışların uygulanmasını sağlamaktır. Birleşmiş Milletler sistemi içerisinde cinsiyet eşitliğini teşvik eden öncül kuruluş olan KSK 1995 yılında gerçekleştirilen Dördüncü Dünya Kadın Konferansının izlenmesi ve Eylem Platformunda yer alan uygulamaların gerçekleştirilmesini düzenli bir şekilde denetlemekle görevlidir.

BM Kadın Birimi

2010 yılında Birleşmiş Milletler “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” birimini kurdu.

Bu birimin kurulmasındaki amaç kadın ve aile ile ilgili sapkın hedeflerine daha hızlı ve daha etkili ulaşabilmektir. Bunun için Birleşmiş Milletler kaynaklarının yeniden tahsis edilmesi ve görevlerin yeniden tanımlanmasını yaptılar.

Siyonist yapılanma Birleşmiş Milletler kadın ve aile ile ilgili yaptığı sözleşmeleri, kararları, siyaseti takip etmesi için Kadın Birimini kurmuştur. Örneğin bu kurumun görevi sözleşmelere imza atan devletler bu sözleşmelerin gereğini yapıyor mu bunun denetlenmesi yapmak. Yine bu devletlerin gönderdikleri raporları incelemek bu devletlerin savunmasını almak için kurulmuştur.

Ayrıca BM bu birimin etkinliğini artırmak için finansal destekler de vermiştir. Yani “BM Kadın Birimi” ahlaksız ve eşcinsel telkinlerini uygulamaya sokan devletlere finansal destek vermekte. Bu ahlaksız telkinlere karşı gelen ve uygulamaktan kaçınan devletlerin ise finansal destekleri kesilmektedir. Daha ileri aşamada devletlerin çalışmaları rapor edilerek beşli çeteye sunulur. Beşli çete ise istemedikleri iktidarları devirmek için çalışırlar.

2011 Ocak ayında aktif hale getirilen BM Kadın Birimi Kadın ve aile, cinsiyet eşitliği ve eşcinsellik gibi konularda sapkın ifsat faaliyetlerine devam etmektedir.

Birleşmiş Milletleri kuran devletleri, bu devletlere egemen olan siyonist Yahudileri araştırın. Yine Birleşmiş Milletlerin tarihini ve bu güne kadar neler yaptığını araştırın. Birleşmiş Milletlerin İblisin küresel imparatorluğunun çatı yapılanması olduğunu göreceksiniz. Birleşmiş Milletlerin kurulduğu günden bu güne kadar sadece kadın ve aile konusunda yaptıklarına ve yapmak istediklerine baktığınız zaman şeytana hizmet ettiklerini göreceksiniz. Diğer siyasi konuları, ekonomik konuları, savaşları, barışları araştırın yine aynı şeyleri göreceksiniz. Birleşmiş Milletlerin insanlığın azılı düşmanı İblisin, tağuti devletlerin ve azılı kâfirlerin projesi olduğunu açıkça göreceksiniz.

Müslüman olduğunu iddia ettiği halde bu faaliyetlere katılanlara sesleniyoruz. Müslüman olduğunu iddia ettiği halde Birleşmiş Milletlerin güdümünde çalışanlara sesleniyoruz. Müslüman olduğunu iddia ettiği halde Birleşmiş Milletlerden medet ve yardım bekleyenlere sesleniyoruz. Müslüman şahıslara, cemaatlere, kuruluşlara, partilere ve devlet yöneticilerine sesleniyoruz. Bu gerçeği artık görün, azılı kâfirlerin teşkilatlarından uzak durun, planlarına ortak olmayın, onların kullandığı taşeronlar olmayın. Onlara karşı dik durun, sesinizi yükseltin ve onlara karşı her türlü mücadele edin. 

Müsennif VELİOĞLU 

KADININ İZZETİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.