Cumartesi, 1 Cemaziyelahir 1447

Şeytanın Sağdan Saptırması

“Âdem’e secde edin!” emrine karşı gelerek kâfirlerden olan İblis, alçaltılmış ve ilâhî rahmetten kovulmuş olarak meleklerin arasından çıkarıldı. Günahına tevbe edip kendisine verilen nimetlere ve uzun ömre şükredeceğine, bir de kendi günahını Allah’a isnat ederek Âdemoğlu’na düşman kesildi. Böylece günahına bir yenisini daha ekledi ve cennette Âdem ile Havvâ’nın yasak meyveden yemelerine sebep oldu. Ardından Âdem ve Havvâ ile birlikte yeryüzüne indirildi.

İnsanoğluna karşı amansız bir düşman olan İblis ve avanesi, insanları saptırıp aldatmak için her türlü yol ve yöntemi kullanacağını ve dört bir yandan saldıracağını açıkça ilan etmiştir. O sinsi kâfir, bazen açıktan “önlerinden”, kimi zaman gizlice “arkalarından”, bazen müslüman kimliğine bürünerek “sağlarından”, bazen de şehvet ve ihtiraslarını kışkırtarak “sollarından” yaklaşır.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“İblis dedi ki: “Beni saptırmana karşılık, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunda oturacağım!”

“Sonra da önlerinden, arkalarından; sağlarından, sollarından, yanlarına sokulacağım. Ve pek çoklarının nankör olduğunu göreceksin!”

“Allah ise: “Alçaltılmış ve kovulmuş olarak çık oradan!” dedi. Onlardan her kim sana uyacak olursa, kesinlikle hepinizi birden cehenneme dolduracağım!” (Araf: 7/16-18)

Ayet-i kerimeye dikkat ederseniz, şeytan “…önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından…” diyerek kuşatma taktiğini ifade etmektedir. Allah’a iman eden ve O’na kulluk eden müminlere şeytan çoğu zaman sağlarından yaklaşır. Müminmiş gibi görünür, muttakî bir kimlik takınır, nasihatler eder, Allah adına yeminler eder; böylece iyi bir Müslüman görüntüsü altında yavaş yavaş, hissettirmeden saptırmaya çalışır.

Nitekim Âdem ile Havvâ’ya da böyle yaklaşmıştır: Onların hayrını istediğini söylemiş, Allah adına yeminler etmiş ve bu yolla kandırmıştır. Eğer gerçek yüzünü ve hakiki kimliğini açıkça gösterseydi, elbette babamız ve anamız onu tanıyacak ve vesveselerine kulak vermeyeceklerdi. Fakat alçak İblis, bu gerçeği çok iyi bildiği için yüzünü gizleyerek yaklaşmıştır. Müslümanca sözler ederek, Allah’tan, kitaptan, Peygamber’den bahsederek, yeminler ederek gelir. Sağ taraftan yaklaşan şeytanlar, Müslüman kimliğiyle görünerek sinsice ve planlı şekilde insanı yoldan çıkarmaya çalışırlar. İlham vererek, çeşitli rüyalar göstererek veya “zuhur” ederek insanları aldatırlar. Rüyada ya da zuhur suretinde görünen bir şeytanın, iyi insan maskesiyle insanoğlunu ne kadar sinsi bir şekilde saptırabileceğini düşünmek bile ürperticidir.

Şeytanın Sağdan Yaklaşmasının Günümüzdeki Tezahürleri

Bugün de bu yöntem değişmemiştir. Batılılaşmayı, modernizmi veya bid’atleri savunan bazı kimseler, sözlerine mutlaka Kur’an’dan ayet veya hadis manası ekleyerek konuşurlar. Böylece hak ile bâtılı karıştırır, dinî duyarlılığı olan kitleleri dahi etkileyebilirler. Bu, “bâtılı süsleyip pazarlama” yöntemidir.

Bundan daha tehlikelisi, şeytanın rüyada veya zuhur ederek kendini veli, şehit ya da Hızır gibi göstermesidir. İşte bu, şeytanın müslüman suretine bürünüp din kisvesiyle sağ cihetten yaklaşarak yavaş yavaş saptırmasıdır. Böylece insanlara hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak gösterir; bid’atleri sünnet, sünnetleri ise bid’at gibi tanıtır. Yine bid’at ehli sapık önderleri âlim veya velî olarak gösterir ve insanları onlara bağlanmaya teşvik eder. Bu kimselerin sapıklıkları aşikâr olduğu hâlde, peşlerinden gidenlerin sadakatle bağlı kalmalarının sebeplerinden biri de, şeytanın rüyalar ve zuhur yoluyla yaptığı bu aldatmalardı Cin şeytanlar, özellikle küfrün önderlerine ilhamda bulunur. Onlarla iş birliği yaparak Kur’an’a alternatif sözde kitaplar yazdırır, İslâm’a karşı “paralel din” uydurmaya çalışırlar. İnsanların bu saptırıcı önderlere tabi olmaları için onlara bazı haberler verir, zuhur eder, sihir ve istidrâç türünden işler yapmalarına yardım ederler. Cahiller ise bu şeytanî hallerin istidrâç olduğunu bilmeyerek, bunları keramet sanır ve bu saptırıcıların peşine takılarak yoldan saparlar.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Ey insanlar! Rabbinize yürekten saygıyla bağlanın! Ne babanın evladına ne de evladın babasına herhangi bir fayda sağlayamayacağı günden korkun! Allah’ın vaadi gerçektir; öyleyse, sakın şu dünya hayatı sizi aldatmasın! Aldatıcı şeytan ve dostları sizi Allah ile aldatmasın!” (Lokman, 31/33)

 

Dikkat Edin Allah İle Adatmasınlar  

İnsanlar bu ilâhî uyarılara rağmen, “Allah ile aldatan” cin ve insan şeytanlara kanarak bâtıl yollara sapmaktadır. Bunun en önemli sebeplerinden biri, şeytanların sağdan yaklaşarak müslüman kisvesiyle aldatmasıdır. Onların bazen doğru sözler söylemelerinin sebebi de budur. Şeytanlar, bâtıl telkinlerini doğru ve güzel sözlerle kamufle eder; böylece insanoğlu, bu telkinlerin şeytandan geldiğini fark etmez ve kendini doğru yolda sanır.

İşte bu yüzden, sureti haktan görünen ve hak gibi pazarlanan bâtıl, çok daha tehlikelidir. Aldanmanın en kötüsü, doğru yolda olduğunu sanırken şeytanın izini takip etmektir. Bu ise ne kötü bir aldanıştır!

Müsennif VELİOĞLU

“Yol Gösterenler ve Yoldan Saptıranlar”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir