Yılbaşı kutlamaya dindarca niyet: 1 Ocak’ta Mekke fethedildi yalanı

Son yıllarda bazı islami çevrelerin arayışla veya Noel kutlayamama ezikliği ile mi bilinmez 1 Ocak tarihini Mekke’nin Fetih günü olarak kutlamaları ve o günü 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece ihya etmeleri yeni bir tartışmayı gündeme taşımıştır. Acaba gerçekten de 1 Ocak günü Mekke’nin fetih günü müdür?

1 Ocak günü Mekke’nin fetih günü mü? Neden kutlama?

Tarihi vesikalar Mekke’nin 1 Ocak’ta değil Hicri 20 Ramazan 8 tarihine tekabul eden 11 Ocak 630’da fethedildiğini göstermektedir.2

Ancak günümüzde durum ideolojik boyut kazanmış gibi görünmektedir.

Belki de “millet Yılbaşı kutlamasın diye bu güne dini bir anlam vermek” veya “dini bir literatüre davet edip tersini yapmak suretiyle insanları noel’den uzaklaştırıp onu kutlayamama ezikliğini gidermek” maksadıyla böyle bir yalan uydurulmuş olabilir.

“Zatül envat” hadisinde görüldüğü üzere gibi “bize de kılıçlarımızı asacak bir ağaç yapıver ya Rasulallah”3 denilmesi gibi o güne tekabul dini bir gün icat edebilme arayışı da olabilir. Siz neyin telaşesindesiniz diye soranlara “biz de bunu kutluyoruz” kurnazlığı ile kılıf bulma girişimi de olabilir…

Allah Rasulü ve arkadaşları Mekke’nin fethi’ni kutladılar mı?

Şunu bilelim ki tarihi kaynaklar aksini göstermesine rağmen tarihin 1 Ocak gününe geldiğini var saysak bile Mekke’nin fethi günü Allah Rasulü ve arkadaşlarının fethin sahibi olmalarına ve en çok kendilerinin kutlamayı haketmelerine rağmen böyle bir günü kutlamamış ve kutlama olarak ilan etmemişlerdir. Mekke’nin Fetih gününe hiçbir dini anlam yüklememişler, ne gecesinde ne gündüzünde bu güne atfedilen özel bir ibadet ya da tazimde veya eğlencede bulunmamışlardır. Bu ne sonraki nesil olan tabiun döneminde, ne Etbaut-Tabiun döneminde ya da sonrasında görülmemiştir.

Günümüzde ise Yılbaşına alternatif olarak kutlanan  Hristiyan Noeline karşı alternatif Müslüman bayramı olarak ortaya koyulmaya çalışılan gün için Allah Rasulü Muhammed s.a.v’in şu hadisini akıllara getirmektedir.

Ebu Saîd el-Hudrî’nin aktarımına göre, Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:

“Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takib edeceksiniz.” (Hz. Peygamberin gelecekle ilgili bu ürpertici açıklaması üzerine biz sahâbîler) sorduk:“Ya Resûlallah! (İzlerini takib edeceğimiz bu topluluklar) Yahûdiler ve Hristiyanlar mı olacak?”Şöyle buyurdu:  “Ya başka kimler olacaktı?” (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6)

Bu günün aslı nedir?

Mekke’nin fethi günü tarihi kaynaklara göre 20 Ramazan 8’dir.  Bu tarihi kaynakların en başında dönemin hemen akabinde yazılan kitaplar gelmektedir. Sırasıyla  İbn İshâk, İbn Hişâm, Belâzûrî, Vâkıdî,  ve sonrasında İbnul Esir, İbn Kesir ve Taberî gibi kaynak tarihi eserlerin hepsinde de bu tarih 11 Ocak 630 olarak mukayyettir.

Bugünü Diyanet Takvimi’ne “1 Ocak 630 Mekke’nin Fethi” olarak ekleyen Diyanet ne diyor?

Diyanet İşlerinin kendi sayfasında da Mekke’nin fethi  11 Ocak 630 olarak gösterilmektedir.
http://www.diyanet.gov.tr/yayin/basiliyayin/yweboku.asp?sayfa=30&yid=1

Ancak bu sayfa kaldırılmıştır.
2011’den buyana yayında olup kaldırılan sayfayı internet web arşivi sitelerinde görüntüleyebilmeniz mümkündür.
Aşağıdaki linkten silinmiş olan sayfaya ulaşabilirsiniz:
https://web.archive.org/web/20120215152146/http://www.diyanet.gov.tr/yayin/basiliyayin/yweboku.asp?sayfa=30&yid=1

Bu sayfa kimler tarafından ne amaçla kaldırılmıştır. Eğer yenileme ise Diyanetin yeni sitesinde bu bilgi niçin artık bulunmamaktadır. Bunda kasıt ararsak sui-zan mı etmiş oluruz? 

Tam sayfa ➡ burdan indirebilirsiniz

Bu bilgi Beşiktaş Müftülüğü sayfasında da aynı şekilde kaldırılmıştır. Müftülük bu soruya verdiği cevapta Mekke’nin Fethi olarak sorulan tarihi 1 Ocak değil 11 Ocak’ı tashih ederken halkı bilinçlendirip irşad ettiği bu sayfa da ilginç bir şekilde silinmiştir.

http://www.besiktasmuftulugu.gov.tr/?&Bid=261886

2011 yılından 2016 yılına kadar aktif olduğu görülen ve tuhaf bir şekilde sümen altı edilerek ortadan kaldırılan bu sayfanın web arşivdeki görüntüsüne bu linkten ulaşabilirsiniz:

https://web.archive.org/web/20160304114615/http://www.besiktasmuftulugu.gov.tr/?&Bid=261886

Tam sayfa ➡ burdan indirebilirsiniz

Türk Diyanet Vakfının hazırlamış olduğu “İslam Ansiklopedisi”nde de ilgili bilgi 11 Ocak 630 olarak verilmekteyken bu konuda ihtilaf olduğu bilgisine de yer verilmektedir.

http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=280558

Bu ihtilaf meselesini incelersek 20 Ramazan’dan başka verilen tarihler arasında Cuma’ya denk gelen Ramazan’ın 13. gününün zikredildiği – ki bugün de   Miladi olarak 4 Ocak 630’a tekabül etmektedir-bunun dışında 1 Ocak’a rastlayan 10 Ramazan’ı gösterir hiçbir bilginin (gerek dönemin kaynakları gerekse kaynak kabul edilen) herhangi bir eserde görülmemektedir.

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın sitesinde de durum, Siyer kitabı olarak siteye eklenen ve İmam Hatiplerde okutulan “Hz. Muhammed!in Hayatı aslı eserde Mekke’nin Fethi için 1 Ocak değil , 11 Ocak Tarihi zikredilmektedir.

Mezkur kitabı bu linkten indirebilirsiniz diyemiyoruz indiremezsiniz. Çünkü bu kitap da siteden kaldırılmıştır.

http://ttkb.meb.gov.tr/dosyalar/kitaplar/hzmuhammedinhayati_5.pdf

Kitabın burada daha önceden yer aldığı ve PDF sitelerince MEB’in adresinde yer aldığı bilgisinin indekslendiği ortadadır.

http://www.pdfindir.com/5.s%C4%B1n%C4%B1f-peygamberimizin-hayat%C4%B1-ders-kitab%C4%B1-pdf-1.html

Kitabı bulup bilgisayarına indirenler 23. pdf sayfasına bakabilir. Değilse kitap hali hazırda ücretsiz ders kitabı olarak basılıp dağıtıldığından orta öğretim öğrencilerinden de elde edilebilir.

Fakat dediğimiz gibi bu kitap da delil karartma hızıyla ortadan kaldırılmıştır. Bütün bu bilgiler rastlantı olmasa gerekir…

 

Sözün özü şunları söyleyebiliriz :

  1. Mekke’nin Fethi’nin 1 Ocak olduğunu gösteren hiçbir ilmi tarihi kaynak bulunmamaktadır.
  2. Diyanetin sitesinde de bu tarih 11 Ocak olarak geçmektedir
  3. MEB’in yayınladığı İmam Hatip okullarında okutulan ve matbu olup dağıtılan “Hz. Muhammed’in Hayatı” isimli ders kitaplarının tamamında bu tarih 11 Ocak olarak geçmektedir.
  4. Resmi Müftülük sitelerinde de durum 11 Ocak olarak yer almaktadır.
  5. Mekke’nin fethini yabancı sitelerde de istisnasız 11 Ocak olarak geçtiğini görmeniz mümkündür.
  6. Bu bilgilerin bilinçli bir şekilde ortaya kaldırılmaya çalışılması ise rastlantısallığın ötesinde bir olgudur. 1
  7. Bu günü ritüele dökmeye çalışanların maksatları ortadadır. Onlara şu soruyu sormak gerekir: Madem 1 Ocak’ın Mekke’nin Fethi saymış ve kutlama addetmişseniz neden bunu 31 Aralık akşamından başlamaktasınız? Eğer akıl oyunuyla derseniz ki Hicri takvimde gün akşam namazından sonra başlar, o halde neden bu günü hicriye tekabül ettiği 10 Ramazan gününde kutlamazsınız?
  8. Böyle bir kutlamanın dini ve ilmi dayanağı bulunmadığı ve tarihte de yeni başlamış olduğu bilinen bir vakıadır. Dine bidat eklemede ve oluştura geldikleri bidatlerle günah toplamaya devam eden sünnet katili Fatimiler ile ibtida ve bidatte yarışmak ne kötüdür.
  9. Şurasını bilmek yeterlidir ki: Allah Rasulü Muhammed s.a.v ve arkadaşları  Mekke’yi fethettikleri zaman gündüzünde veya gecesinde böyle bir kutlama yapmamışlardır.

Sonuç:

Tarih boyu tarihsel bilgileri korumak yerine çarpıtmak, ders çıkarmak yerine istismar etmek en büyük hakikatlerdendir. Belirli ideolojileri yayma veya destekleme adına yapılan bu tür çabalar, hakikatler karşısında diz çökmektedir. Olay dini temelli tarihi bir bilgi olunca sağlam kayaya toslanmaktadır ki, tarih varyantının yanı sıra hadis literatürü de işin içine girmektedir. Tarih belgedir. Ancak bazı devletler halka dayattığı ya da dayatmak ve benimsetmek istediği fikirleri için belgeden bilgiye gitme ilimsel yoluna muhalefetle bilgiye göre belge üretme peşindedirler. Her tür bidatten ve şer güçlerin planlarından Allah’a sığınırız. Hanif katışıksız olan hakiki dinini koruyacak olan ise Kitabı’nı koruyacak olan Allah’tır. Doğrular Allah’tan hata ve yanlışlar bizdendir.

Alpaslan Toprak
31/ 12/ 2017

Dipnotlar:

  1. Kutlu doğum haftasının başlangıcının  20 Nisan’a alınarak bir hafta sürüp 17 Nisan Fethullah Gülen’in Doğum tarihine denk getirilmesi gibi bu oalyın da ideolojik temelllere dayandığı ortadadır. Fethullah Gününün Doğum gününün Kutlu Doğum ile kutlanılmasına ilişkin ➡ buraya bakınız
  2. Hicri tarihi Miladi’ye çevirebilmek için buradan yararlanabilirsiniz http://www.ttk.gov.tr/genel/tarih-cevirme-kilavuzu/
  3. Hadisin tam metni şu şekildedir: Ebu Vakıd el-Leysi Radıyallahu Anh şöyle anlatmaktadır: “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Huneyn Savaşı’na çıktık. Biz küfrü terk edeli fazla olmamış kimselerdik. Müşriklerin üzerine silahlarını asarak yanında ibadet ettikleri bir sedir ağaçları vardı. Bu ağaca “Zatu Envat (Askı ağacı)” denirdi. Bir sedir ağacının yanından geçerken: “Ey Allah’ın Rasulü, onlardaki “Zatu Envat (Askı ağacı)” gibi bizim için de bir Zatu Envat tayin etsen!” dedik. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Allah’u Ekber! İşte yine aynı yol. Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki, siz aynı İsrailoğullarının Musa Aleyhisselam’a: “Ey Musa! Onların ilahları olduğu gibi, sen de bizim için bir ilah yap!..” dediler. (Musa:) “Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz!..” dedi.” (A’raf 7/138) dedikleri gibi dediniz. Siz hiç şüphe yok ki sizden önce yaşamış olan toplumların adetlerine sarılmaya çalışacaksınız.”Bu hadisi Tirmizi, Fiten, “Sizden Öncekilerin Yolunu Adım Adım Takip Edeceksiniz” Babı, 2180’de “Hasen Sahih” kaydıyla ayrıca; İmam Ahmed, Müsned’de, 36/225; Humeydi, Müsned, 871; Tayalisi Müsned, 1443; İbnu Ebi Asım, es-Sunne, 76; Taberi, Tefsir, 9/31; İbnu Hibban, Sahih, 1835; Mevarid’uz Zamean, Kitab’ul Fiten, Ümmetlerin Bölünmesi Babı; Taberani, Mu’cem’ul Kebir, 3290, 3294; Şafii, Müsned, 23; Beyheki, ed-Delail, 5/125; İbnu Ebi Şeybe, Musannef, 7/479, Kitab’ul Fiten, Fitne Zamanında Ayaklanmayı Kerih Görenler Babı; Ebu Ya’la, Müsned, 1441; Tuhfet’ul Eşraf, 11/112’de belirtildiği gibi Nesai, Sünen’ul Kubra ve Tefsir adlı eserlerinde; ed-Durr’ul Mensur, 3/533’de belirtildiği gibi İbnu Munzir, İbnu Ebi Hatim, Ebu’ş Şeyh ve İbnu Merdeveyh Ebu Vakid el-Leysi Radıyallahu Anh’dan rivayet etmişlerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.