Cumartesi, 1 Cemaziyelahir 1447

Küresel Şer Odakları

 

Şer Odaklarının Cemaat Yapılanması

Kötülük sadece bireysel eğilimden ibaret değildir; bilakis sistematik, örgütlü ve kolektif bir biçimde yayılmaktadır. Dünyadaki bu şer odakları: Yerelde: Mahalle bazında uyuşturucu, kadın ticareti ve hırsızlık için organize olan çeteler, mafyalar. Kurumsal düzeyde: Yolsuzluk yapan, ihaleleri peşkeş çeken organize suç örgütleri, Küresel ölçekte: NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi dünyayı sömüren ve kan gölüne çeviren küresel sömürge mekanizmalarına kadar tüm şer odakları cemaat yapılanması biçimde çalışmaktadır. Bu kötülük cemaatleri karşısında bireysel bir iyilik çabası yetersiz kalmakta; Müslümanların da benzer biçimde cemaatleşmesi ve kurumsallaşması emredilmiştir. Müslümanlara sadece bireysel değil, aynı zamanda organize bir şekilde mücadele etmeleri de emredilmiştir.

Şer Odaklarının Örgütlü Yapısı  

Müslümanlar sıklıkla bireysel düzeyde iyilik yapmaya gayret ederken; kötülüğün aktörleri bu sahada örgütlü, planlı ve ittifak hâlinde hareket etmektedir. Küçük bir mahalledeki çeteden başlayarak, küresel ölçekte faaliyet yürüten emperyalist yapılar bile organize hareket ederler. Bu yapılar birlikte planlama ve görev paylaşımı yapar, belirlenen hedefler doğrultusunda çalışma yaparlar, bunları başarmak için hukuk sistemleri, medya aygıtları ve finans kaynakları oluşturmaya çalışırlar. Bu durum Kur’an’da şöyle anlatılmaktadır.

“O küfre sapanlar birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz de bunu yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir bozgunculuk olur.” (Enfâl, 8/73)

Bu ayet açıkça, küfür cephesinin dayanışmasından ve örgütlü hareket ettiğini bildiriyor. Müslümanların örgütlü hareket etmemeleri ve siyasal ittifaklar kurmamaları durumunda fitne ve ifsadın kaçınılmaz olduğu uyarısını yapıyor.

Küresel Şer Cemaatleri: Modern İttifaklar

Küresel siyasette “barış”, “güvenlik”, “diplomasi” gibi kavramlarla süslenen çok taraflı yapılar aslında zulmün organizasyon merkezleridir. NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Varşova Paktı, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi yapılar küresel küfrün çıkarlarını korumak için kurulmuştur.

Bu yapıların öncelikli hedefi, kendi küfür anlayışlarını küresel hâkimiyet idealiyle zorla yaymaktır. Örneğin NATO’nun birçok askeri müdahalesi, demokrasi ihracı bahanesiyle yapılan askeri işgaller, rejim değişiklikleri ve kaynak sömürüsüyle sonuçlanmıştır (Afganistan, Irak, Libya örneklerinde olduğu gibi)

Küresel Şer Odakları: İnançsızlık Cemaati

Komünizm, kapitalizm, feminizm, Siyonizm, laiklik gibi ideolojiler farklı görünse de Allah’ın hükmünü inkâr etmekte birleşirler. Peygamber (s.a.v.)’in şu hadisi bu ortaklığı özetler: “Küfür tek millettir.” (Ebu Davud, Melahim, 7)

Bu şer odaklarının ortak özellikleri dini hayatı dışlayan, aileyi parçalayan, fıtratı bozan, insanı seküler bir meta haline getiren ideolojik programlara sahip olmalarıdır.

Müslümanların Cemaat Olmaları Farzdır

Organize şer odakları karşısında Müslümanların bireysel hareket etmeleri yeryüzünü küfre teslim etmeleri demektir. Kur’an Müslümanların cemaat olmalarını ve her sahada organize olmalarını emretmektedir.

“Allah’ın ipine hep birlikte sımsıkı sarılın, parçalanmayın…” (Âl-i İmrân, 3/103)

Bu ayet, yalnızca bireylerin değil, toplulukların da vahdet içinde olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Müslümanların cemaatleşmeleri, teşkilat kurmaları, ortak hedefler belirlemeleri ve dayanışma içerisinde hareket etmeleri farzdır.

“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i İmrân, 3/104)

Müslümanların: Cemaatleşmesi, Teşkilatlanması, Ortak hedefler belirleyip dayanışma içinde hareket etmeleri farzdır.

Şer Odaklarının Cemaat Düşmanlığı

Şer odakları Müslümanların bireysel ibadetlerine fazla karışmazlar. Fakat cemaatleşen, organize olan, alternatif sistem inşa etmeye çalışan Müslümanları sevmezler. Bu nedenle bu Müslümanlar hakkında; Algı operasyonları ile İslami cemaatleri karalamaya çalışırlar. Medya vasıtasıyla karalama kampanyaları yaparlar. Cemaatlerdeki küçük hataları abartıp sistematik suç gibi gösterirler. Çocuklara yönelik İslami eğitim faaliyetlerini engellemeye çalışırlar. Bu yapıların kapatılması çağrısında bulunurlar.

Ancak kendi teşkilatlarında meydana gelen taciz, yolsuzluk, ahlaksızlık, putperestlik gibi suçlara sessiz kalırlar. Bu çifte standart günümüz şer odaklarının değişmeyen ahlaksızlığıdır. Oysa aynı çevreler, kendi örgütlü yapıları olan kiliseleri, dernekleri, vakıfları, sendikaları, partileri için bu tür bir eleştiriyi asla kabul etmezler.

Şer Odaklarının İslami Eğitime Düşmanlıkları

Şer odakları dinsizliği, ahlaksızlığı ve putperest ritüelleri çocuklara benimseten eğitim kurumlarını desteklemekte. Buna karşın Kur’an eğitimi veren aileleri ve İslami değerlere bağlı nesiller yetiştirmeyi hedefleyen yapıları sistematik biçimde hedef almaktalar. Dinsizlik, ahlaksızlık ve putperest ritüeller; “çağdaşlık”, “özgürlük” ve “bireysel gelişim” kisvesi altında meşrulaştırılmaya çalışırlar. Müzik, dans ve cinsel yönelim gibi seküler yaşam biçimleri küçük yaşlardan itibaren “pedagojik gelişim” adına teşvik edilirken; namaz, tesettür, oruç gibi İslami değerler ise çağdışılık, gericilik veya “toplumsal uyumsuzluk” gibi ithamlarla değersizleştirmeye çalışırlar.

Şer odaklarının İslami cemaat ve aile yapılarını tehdit olarak görmelerinin asıl nedeni, bu yapıların hakikati temsil etmesi, adaleti tesis etme ve bâtıl sistemleri dönüştürme potansiyeline sahip olmalarıdır. Tevhid akidesiyle yetişen bir neslin küresel emperyalizme karşı dirençli olacağı bilinci, bu düşmanlığı derinleştirmektedir.

Meselenin çarpıcı bir örneği şudur: Şer odakları kendi çocuklarını 4 yaşında baleye, 5 yaşında yabancı dil eğitimine, 6 yaşında piyano ya da modern dans kurslarına yönlendirirken bunu bir gelişmişlik emaresi olarak sunarlar. Ancak aynı yaş grubu çocuklarına Kur’an öğreten, namazı sevdiren, tesettürü tanıtan ve helal-haram bilincini kazandıran Müslüman aileler ise çeşitli çevrelerce alaya alınır, gerici yaftasıyla mahkûm edilir. Bu tutum, hakka ve hak ehline düşmanlığın en açık göstergesidir.

Sonuç: Adalet İçin Örgütlü İslami Mücadele

Şer odakları organize bir şekilde mücadele ederken, Müslümanların dağınık kalmaları yeryüzünü zulme teslim etmeleri anlamına gelir. Müslümanlar: önce İslami cemaatler oluşturmalı. Bu cemaatler kendi aralarında ortak şura meclisleri ve dönüşümlü ortak yönetim kadroları oluşturmalılar. Bu cemaatler ortak hedefler belirlemeli, Stratejik planlarla hareket etmeli. Bu cemaatler toplumun sevgisini kazanıp desteğini aldıktan sonra ortak kurumsal yapılar aracılığıyla İslami bir siyaset yaparak yerel yönetimlere ve merkezi yönetimlere talip olmaları gerekir. Bir devletin idaresini tamamen ele aldıktan sonra devletlerarasında ittifaklar kurduktan sonra işte o zaman küresel şer odaklarına karşı mücadele verebilirler. Bu tüm insanlığın beklediği barış huzur ve adalettir.

“Ey laikler, demokratlar, komünistler, feministler! Suçluları sizin uydurduğunuz yasalarla değil; Allah’ın gönderdiği ilahi hukukla yargılayalım. Kim gerçekten adalet istiyorsa İslam’ın hükmüne boyun eğsin!”

Müsennif VELİOĞLU

Yol Gösterenler ve Yoldan Saptıranlar

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir