Ümmü Seleme Radıyallahu anha, Ebû Ümeyye b. Muğîre b. Abdullah’ın kızıdır. Asıl adı Hind’dir. İlk olarak İslam’ın ilk mücahitlerinden biri olan Abdullah b. Abdülesed Radıyallahu anh ile evlenmiştir.
Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in İslam’ı tebliğ etmeye başlamasından kısa bir süre sonra Müslüman olan bu mübarek aile, Mekke müşriklerinin artan baskı ve işkenceleri sebebiyle Habeşistan’a hicret eden ilk muhacirler arasında yer aldı. Uzun bir süre Habeşistan’da kaldılar. Ancak Mekke müşriklerinin Müslüman olduklarına dair yayılan yanlış bir haber üzerine tekrar Mekke’ye döndüler.
Dönüşlerinde yine müşriklerin ağır işkencelerine maruz kaldılar. Nihayet Medine’ye hicret emri geldiğinde yola çıkmak istediler. Fakat müşrikler yollarını keserek Ümmü Seleme’nin gitmesine izin vermediler. Zorluklar ve ayrılıklar içinde geçen bir sürenin ardından Ümmü Seleme Radıyallahu anha bir yolunu bularak Medine’ye hicret etmeyi başardı.
Kocası Abdullah b. Abdülesed Radıyallahu anh ise Uhud Gazvesi’nde kolundan aldığı yara sebebiyle vefat etti. Ümmü Seleme Radıyallahu anha, dört yetimiyle birlikte kimsesiz kaldı.
Rasulullah ile Evliliği
Kocasının vefatından sonra birçok sahabe ona evlilik teklifinde bulunduysa da Ümmü Seleme Radıyallahu anha, bu teklifleri nazikçe reddetti. Nihayet Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem de kendisine evlenme teklifinde bulundu. Ancak Ümmü Seleme, “Ya Rasulallah! Ben yaşlı bir kadınım, üstelik kıskanç bir mizaca sahibim.” diyerek önce bu teklifi kabul etmek istemedi. Fakat Allah Resulü’nün şefkati, hikmeti ve ümmetine örnek olacak yönü sebebiyle bu evlilik gerçekleşti.
Bu evlilik, hem dul ve çocuklu bir kadının korunmasına hem de toplumda merhamet ve sahiplenme kültürünün yerleşmesine vesile olmuştur.
Hudeybiye’deki Feraseti
Ümmü Seleme Radıyallahu anha, yaşlı olmasına rağmen son derece akıllı, ferasetli ve dirayetli bir kadındı. Bu yönü özellikle Hudeybiye Antlaşması sırasında belirgin şekilde ortaya çıktı.
Müslümanlar, umre niyetiyle ihrama girmiş, kurbanlarını hazırlamışlardı. Ancak müşrikler onları Mekke’ye sokmadı ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem ile bir antlaşma yapıldı. Antlaşma gereği Müslümanlar o yıl umre yapamayacaklardı. Bu durum sahabe arasında büyük bir üzüntüye yol açtı.
Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem üç kez,
“Kalkın, kurbanlarınızı kesin, tıraş olun ve ihramdan çıkın.” buyurduysa da hiç kimse yerinden kalkmadı.
Bu durum Allah Resulü’nü derinden üzdü. O anda yanında bulunan hanımı Ümmü Seleme’ye durumu anlattı ve onunla istişare etti. Ümmü Seleme Radıyallahu anha şu tavsiyede bulundu:
“Ya Resulallah! Dışarı çık, kimseyle konuşmadan kurbanını kes. Sonra birini çağır, tıraş ol ve ihramdan çık.”
Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem onun dediğini yaptı. Ashab da bu manzarayı görünce derhal kurbanlarını kesip ihramdan çıktılar. Böylece büyük bir anlaşmazlık, bir kadının hikmetli sözüyle kolaylıkla çözülmüş oldu. (Buhari, Şurut, 15; Vâkıdî, Muhammed b. Ömer, Kitabü’l-Megazi, Beyrut 1966, II, 613)
Faziletleri ve İlmi
Ümmü Seleme Radıyallahu anha, zekâsı, dirayeti, vakar ve alçakgönüllülüğü ile tanınmıştır. Rasulullah’ın vefatından sonra birçok sahabe ve tâbiî kendisine gelip meselelerinde ondan istişare etmiştir. O, ilim ve hikmet ehli bir mümin hanım olarak ümmet içinde büyük bir saygı kazanmıştır.
Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’den 378 hadis rivayet etmiştir. Hicretin 61. senesinde, 84 yaşında iken vefat etmiştir. Cenaze namazını Ebû Hüreyre Radıyallahu anh kıldırmış, Cennetü’l-Bakî mezarlığına defnedilmiştir.
Resulullah’ın Bu Evliliğinden Çıkarılacak Dersler
Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem, bu evlilik ile kocası şehit olmuş, dul ve yetimlerle kalan bir kadına sahip çıkmanın en güzel örneğini sergilemiştir. Böylece toplumun merhamet temelli dayanışma ruhunu güçlendirmiştir.
Sahabe döneminde bu anlayış yaygındı; dul kadınlar ve yetim çocuklar korunur, sahipsiz bırakılmazdı. Bu sebeple o dönemde sahipsiz, istismara açık kadın ve çocuklar topluluğu oluşmamıştı.
Ancak bugün toplumda, evlenme çağı geçmiş bekâr kadınlar, sahipsiz dul hanımlar ve inançsız çevrelerin insafına terk edilmiş yetim çocuklar çoğalmıştır. Onları koruyacak bir sistem, bir merhamet düzeni kalmamıştır. Buna rağmen, dullarla evlenmeyi, çok eşliliği veya İslamî evlilik modellerini yadırgayan bir kesim vardır. Bu kimseler, hem Kur’an’ın hem de Resulullah’ın örnekliğinden habersiz cahil Müslümanlardır.
Müsennif VELİOĞLU
KADININ İZZETİ
İslami Okul Okulların En Önemlisi