Aişe Radıyallahu anha, Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in yakın dostu, hicret arkadaşı ve ilk halifesi olan Ebû Bekir Radıyallahu anh’ın kızıdır. Milâdî 605 yılında dünyaya gelmiştir. Nübüvvet başladığında henüz beş-altı yaşlarındaydı. Babasıyla birlikte İslâm’a girmiş, böylece Müslüman bir aile ortamında yetişmiştir. Aişe Radıyallahu anha, nübüvvetin ilk yıllarından itibaren Mekke dönemine dair birçok olaya tanıklık etmiş ve bunlara dair rivayetlerde bulunmuştur.
Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem, nübüvvetin on birinci yılında, Şevval ayında Mekke’de Aişe Radıyallahu anha ile nişanlanmış; Medine’ye hicretin ardından, hicretin birinci yılı Şevval ayında onunla evlenmiştir. Aişe Radıyallahu anha bu sırada on sekiz-on dokuz yaşlarındaydı.
Aişe Radıyallahu anha, hem baba evinde hem de Rasûlullah’ın yanında İslâmî ilimlerle yoğrulmuş, üstün zekâsı, kuvvetli hafızası, derin anlayışı, öğrenme arzusu ve belâgatli konuşmasıyla temayüz etmiş bir hanım sahabedir. Kur’an ve Sünnet’e vukufu, onu ümmet içinde eşsiz bir konuma taşımıştır.
Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra Aişe Radıyallahu anha’nın evi bir ilim mektebine dönüşmüştür. İnsanlar onun huzuruna gelip hadis ve fıkıh meselelerini öğrenmiş, kadın ve aileye dair konularda ondan istifade etmişlerdir. Sahabe ve tâbiûndan birçok kimse, özellikle dinî hükümler hususunda onunla istişare etmiş ve ilim talim etmiştir. Aişe Radıyallahu anha, 2210 hadis rivayet ederek en çok hadis nakleden yedi sahabeden biri olmuş, aynı zamanda fetva veren büyük âlimler arasında yer almıştır.
Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem, hicretin on birinci yılında Safer ayında rahatsızlanınca, diğer hanımlarının izniyle Aişe Radıyallahu anha’nın odasına geçmiş ve orada vefat etmiştir. Onunla evliliği dokuz yıl sürmüştür. Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiğinde Aişe Radıyallahu anha yirmi yedi yaşındaydı. Peygamber Efendimiz’den sonra kırk sekiz yıl dul olarak yaşamış, hicrî 58 yılında, yetmiş dört yaşında vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine cenaze namazını Ebû Hureyre Radıyallahu anh kıldırmış ve Bâki Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Bu Evlilikten Alınacak İbretler
Birincisi: Aişe Radıyallahu anha, İslâm terbiyesiyle yetişmiş, edep, iman ve ilim abidesi bir hanımefendidir. Müslüman aileler, kız ve erkek çocuklarının yetiştirilmesinde onu örnek edinmelidir. Zira bir toplumun dirliği, kadınlarının iffet ve iman üzere olmasına bağlıdır. Günümüzde kadınlar ahlâken ifsat edilmekte, İslâmî ilimlerden uzaklaştırılmaktadır. Kadın bozulduğunda aile bozulur, aile bozulduğunda toplum bozulur. Bu tehlikenin önüne geçebilmek için, kadınların küçük yaşlardan itibaren edep, ahlâk ve İslâmî ilimlerle yetiştirilmesi elzemdir.
İkincisi: Müslüman bir toplumun inşası, ancak Aişe Radıyallahu anha gibi ilim, edep ve takvâ sahibi hanımların yetişmesiyle mümkündür. Bunun için evvela çocuklarımızı, edep ve inancı zedeleyen beşerî eğitim sistemlerinden uzak tutmalı; eğitimin temelde ailede başladığını, ilk muallimin ise anne olduğunu unutmamalıyız. Müslümanlar olarak kendi medrese ve mekteplerimizi kurmak, kendi eğitim sistemimizi inşa etmek zorundayız. Ancak o zaman, İslâmî şahsiyetini koruyan bir nesil yetişebilir.
Aişe (Radıyallahu Anha)’nın Evlilik Yaşı Hakkındaki Yanlışar
Aişe Radıyallahu anha validemize, vefatından asırlar sonra yöneltilen bir diğer iftira ise evlilik yaşıyla ilgilidir. Bu mesele, tarihî bağlamından koparılmış, yanlış anlaşılmış rivayetlerin ve modern zihinlerin çarpık ölçülerinin bir sonucudur.
Asırlar sonra ortaya atılan bu iddiaların temelinde cehalet ve bilgi kargaşası vardır. Bu cehalet, hem İslâm’a hem de Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in şanına zarar vermektedir. Bazı Müslümanlar da, hadislerin hangi bağlamda ve hangi yaş tanımlarıyla rivayet edildiğini bilmedikleri için, bu iftiraların hedefi hâline gelmişlerdir.
Oysa sahih rivayetlerin dikkatle incelenmesi, siyer ve tarih kaynaklarının doğru okunması, Aişe Radıyallahu anha’nın evlilik yaşı konusundaki hakikati açıkça ortaya koymaktadır. O dönemde “yaş” kavramı günümüzdeki kronolojik ölçülerle birebir aynı değildi; “ergenlik, bulûğ, rüşd ve nikâh çağı” gibi kavramlar toplumun sosyal yapısına ve iklimine göre değerlendiriliyordu.
Dolayısıyla bu konunun doğru anlaşılması için hem hadislerin sahih yorumuna hem de siyer kaynaklarında yer alan tarihî gerçeklere başvurulması gerekir. Bu mesele, yalnızca tarihî bir detay değil, Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in şahsiyetini savunmanın bir gereğidir.
Bu sebeple biz, hem İfk Hadisesi’ni hem de Aişe Radıyallahu anha’nın evlilik yaşıyla ilgili iddiaları, sahih kaynaklara dayanarak ele alacak ve hakikati ortaya koymaya çalışacağız, inşallah.
Müsennif VELİOĞLU
KADININ İZZETİ
İslami Okul Okulların En Önemlisi