MUKADDİME
Hamd ancak Allah içindir. Yalnız O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden O’na sığınırız. Allah kimi hidayete erdirirse onu saptıracak yoktur, kimi de saptırırsa onu hidayete erdirecek yoktur.
Allah’tan başka ilah olmadığına şahadet ederim. O tektir ve ortağı yoktur. Ve yine şahadet ederim ki Muhammed (sav.) O’nun kulu ve Rasûlü’dür.
Ey insanlar! Sizi bir tek candan yaratan, ondan eşini var eden ve bu ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türetip yayan Rabbinizden sakının! Öyleyse, adına dileklerde bulunduğunuz Allah’a karşı korunun ve akrabalık bağlarını koparmamaya büyük özen gösterin! Zira hiç unutmayın ki üstünüzde, sizi sürekli gözetleyen bir Allah var! (Nisa, 4/1)
Ey iman edenler! Allah’tan sakının; doğru söz söyleyin ki, böylece işlerinizi yoluna koysun ve günahlarınızı bağışlasın. Her kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, en büyük başarıyı elde etmiş olur! (Ahzab, 33/70-71)
“Şüphesiz sözlerin en doğrusu Allah’ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem‘in yoludur. Amellerin en kötüsü ise sonradan uydurulanlardır. Sonradan uydurulup dine sokulan her amel bid’at, her bid’at sapıklık ve her sapıklık da ateştedir.” (Tirmizi, Hutbetül Hâce Müslim 867, Nesei 3/188)
Gerçek şu ki Allah, Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’i hidayet ve hak din ile göndermiş, ona kitabı ve hikmeti indirmiştir. Kitap ve Hikmet yüce Allah’ın kullarına karşı delilini oryaya koyduğu iki esastır. İtikadi ve amelî hükümler, emir ve yasaklar onlar üzerine bina edilir.
Ne var ki insanlar birçok meselede olduğu gibi kadınlar konusunda da ifrat ve tefrite düşmüştür. Zira onlar Allah’tan gelen hakkı bırakıp bâtıl dinlere ve beşerî sistemlere tabi olmuşlardır. Kimi zaman aşırılıkla, kimi zaman da gevşeklikle insanlığı yoldan çıkarmışlardır. Dün “ak” dediklerine bugün “kara” demişler; dün teşvik ettiklerini bugün yasaklamışlardır. Oyunlar kurarak, yalan ve hileyle insanları tevhidin aydınlığından küfrün karanlıklarına sürüklemişlerdir.
Oysa İslam, insanlığı ifrat ve tefritten uzaklaştırıp vasat olan doğru yola ulaştırmak için gönderilmiştir. İslam, insanları küfrün karanlıklarından çıkararak tevhidin aydınlığına eriştirmek için indirilmiştir. Elinizdeki bu eser de, bu hakikati beyan etmek ve hakkı bâtıldan ayırmak için kaleme alınmıştır.
Tarih boyunca ve dünyanın her yerinde bâtıl dinlerin ve beşerî sistemlerin ifsadı sebebiyle insanlık, özellikle de kadınlar zillete mahkûm edilmiştir. Zira bâtıl sistemler hevadan ibarettir; insanların taşkın arzularına göre şekillenir. Bu saptırıcılar kimi zaman ifrat ve tefrit ile, kimi zaman da içi boş ve yaldızlı söylemlerle insanlığı aldatırlar. İslam’ı ise “gericilik”, “irtica” ve “terör” gibi yaftalarla itibarsızlaştırmaya ve işlevsiz kılmaya çalışırlar.
Beşerî sistemlerin acizliği ve ifsadı ortaya çıktığında ise yeni düşünceler ve yeni hevalar “ilah” edinilerek sahte çözümler üretilir. “Yeni sistem, yeni başkan, yeni hükümet” diyerek senaryo baştan yazılır; toplum bir bâtıldan başka bir bâtıla yönlendirilerek bir süre daha avutulur. Fakat Allah’ın hükümlerini terk edip aciz insanların koyduğu kurallarla hareket edilirse; ıslah değil ifsad, adalet değil zulüm hâkim olur. Çünkü Allah’ın semadan indirdiği şeriatın dışındaki her şey bâtıldır, zulümdür ve ifsattır.
Hâlbuki yaratan, yarattığını bilmez mi? Onun neye ihtiyacı olduğunu, nasıl yönetileceğini, nasıl ıslah edileceğini en iyi bilen O’dur. O, âlemlerin Rabbi olan Allah’tır. Ondan daha güzel hüküm veren kim olabilir? İşte bu nedenle İslam devre dışı bırakılarak insanlığın huzura, mutluluğa ve izzete kavuşması mümkün değildir.
Ey Âdemoğlu! Öyleyse Allah ile yaptığın kulluk ahdini tazele! Yüce Allah’ın insanlığın huzuru ve saadeti için indirdiği şeriat ile hayatı yeniden imar ve inşa etmenin vakti daha gelmedi mi? Zira bu dinde hayat vardır, izzet vardır ve cennet vardır.
Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Yoksa onlar, cahiliye hükümlerini mi istiyorlar? Hâlbuki yürekten inanan bir toplum için, Allah’tan daha iyi kim hüküm verebilir? (Maide: 5/50)
Ey iman edenler! Allah ve Resulü, yeniden dirilişinizi sağlayacak bir konuda size çağrı yaptığında, bu çağrıya mutlaka uyun! Şunu iyi bilin ki, Allah, kişi ile kalbi arasına girer hepiniz O’nun huzurunda toplanacaksınız. (Enfal: 8/24)
Hamdolsun ki, “Kadının İzzeti” adlı kitabımızın üçüncü baskısını tamamlamış bulunuyoruz. Bu eseri kadın-erkek herkesin okumasını tavsiye ediyoruz. Allah’tan dileğimiz, bu amelimizi kendi rızasına uygun, ihlâsla yapılmış ve kullarına faydalı kılmasıdır. Şüphesiz ki O, pek cömerttir ve pek lütufkârdır. Allah’tan yardım ve başarı diliyoruz.
Müsennif VELİOĞLU
KADININ İZZETİ
İslami Okul Okulların En Önemlisi