Pazartesi, 1 Cemaziyelahir 1446
Hayvan Kesiminde Besmele Cekilmesi Ve Helal Et Kavrami

Hayvan kesiminde besmele çekilmesi ve helal et kavramı

Hayvanı keseceğiniz vakit, bıçağı keskinletiniz ki ona rahat ettiresiniz” (İbn Mâce, Zebâih, 3).

Hayvan kan akıtan her şeyle kesilir. Üzerine de Allah’ın ismi anılırsa o kesileni yiyiniz. Yalnız diş ve tırnak mustesnadır. Sebebi şudur diş bir kemiktir, tırnak ise Habeşlilerin kesme âletidir”

(Buhârî, Zebâih, 15; Tecrid-i Sarih Tercümesi, VII, 426)

İslama uygun şekilde hayvan kesilmesi için Şartlar şunlardır :

Kasap (kesen kişi) müslüman veya ehl-i kitabdan olması.

Âyette; “… ancak usulune göre kestikleriniz müstesna” buyurularak, mûminlere hitab edilmiştir

(Maide 3 . el-Mevsili, a.g.e, cz. V, 10).

Bugün size temiz olanlar helal kılındı. Kitab verilenlerin (Ehl-i Kitab) yemeği size, sizin yemeğiniz de onlara helâldir.

(Mâide,5)

Bütün alimlere göre ayette geçen “taam-yemek” kelimesinden kastedilen, kestikleri etlerdir. Eğer Müşriklerin, üzerine Allahın adını anarak kestikleri helal olsaydı, Allahu tealanın bu ayeti indirmesi gereksiz olurdu (haşa).
Fıkıh usulu gereğince ehli kitabın yiyeceklerinin istisna edilmesi (tahsis edilmesi), herkesin kestiğinin yenemeyeceğinin en büyük delillerindendir. Eğer buradaki illet besmele olsaydı, Allah’u teala bu hükmü indirmezdi. Sadece Enam suresi 121. ayeti belirtir ve Yahudi ile hrıstiyanları istisna etmezdi.

Müslüman veya ehli kitab (hrıstiyan-yahudi) olmayan kimselerin (ateist, laik, budist, hindu, mecusi, putperest, mürted) kestiklerinin yenmesini yasakladığı gibi , evlilikleri ve cizyeyi de helal kılmamıştır.

Hayber’in fethinde yahudilerden bir kadın, kesip kızarttığı koyun butunu zehirleyerek Rasulullah’a ikram etti. Rasulullah (s.a.v) ondan bir parça ısırdı. Fakat sonra, yemeyip tükürdü. Sahabelerden bir kimse (Bişr b. Bera b. Marur) ise ondan yedi ve bu sebeble öldü. 

(Buhari, Muslim)

Hrıstiyan ve yahudilerin (ehli kitabın) ise sadece kadınlarını almaya müslüman erkeklere izin vermiştir. Müslüman kadın ehli kitab ile evlenemez.

Ehli kitabın kestiği hayvanların etinden yenilebilmesi için keserken Mesîh, Uzeyir, haç ve benzeri, Allah’dan başkasının ismini zikretmemeleri de gereklidir.

(el-Kâsânî, Bedâyîu’s-Sanayî, V, 45; İbn Ruşd, Bidâyetu’l-Muctehid, cz.1, 365 vd; el-Cezîrî, Kitabu’l-Fıkh alel-Mezâhibi’l-Erbaa, 11, 22 vd.; el-Kardâvî, İslâm’da Helal ve Haram, terc. Ramazan Nazlı, İstanbul 1967, s. 64 vd.).

Rasulullah (s.a.v): “Mecusilere, ehli kitaba davrandığınız gibi davranın. Fakat kadınlarıyla evlenmeyin, kestiklerini yemeyin!” buyurdu.

(Ebu Davud; Mâlik b. Enes, el-Muvattâ, “Zekât”, 42; Ebû Ubeyd, Kasım b. Selâm, Kitâbu’l-Emvâl, Thk.: Halil Herrâs Muhammed, Beyrut, 1975, sf: 40)

İmam Serahsi şöyle diyor:

“Alimlerin icmaıyla, iki şeyin helal olması dine bağlıdır. Bunlar; kesilen hayvan etleri ve evlenilecek kadınlardır. Murtedin ise dini yoktur.”

(İmam Serahsi, El-Mebsut c: 10, sf: 104)

İbni Kayyım şöyle diyor: “Kitap ehli dışındakilerin kestiği ölü hükmündedir. Kitap ehli dışındaki müşriklerin kestiğinin haram olmasının bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birtakım faydaları vardır.”

(İlamu’l-Muvakkiin)

İbni Mesudİbni AbbasAliCabir ve Ebu Burde radıyallahu anhum’dan nakledilmiştir ki; Müslümanlar Fars ve Rum diyarlarını fethettikleri zaman bu gibi karışık milletlerin bulunduğu diyarlarda, hayvan kesenlerin müşrik mi, yoksa ehli kitap mı olduklarını araştırıyorlardı.

(El-Muğni ala muhtar el-harki, c: 9 sf: 393)

Diğer bir şart içe keserken Besmele çekmektir.

Kesilirken üzerine Allah’ın adı anılmayan hayvanları yemeyiniz

(En’am, 121)

Peygamber (s.a.v.): “Allah’ın adı anılarak, kanı akıtılan hayvanın etini yeyiniz

(Buhârî, Zebâih, 20)

Âyette, üzerine Allah’ın adı anılmıyanı yememek emredilirken, bazı hadislerde konuya esneklik getirilmesi, değişik görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Alimlerimizin ekserisine göre, hayvanı keserken besmele hatırlanırsa, çekmek farzdır. Fakat unutulduğu zaman eti yenilir. Bunlara göre sadece kasden terk edilince, kesilen hayvanın eti yenmez.

İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre, bir gün hayvan kesen, fakat besmeleyi unutan birisinin durumu sorulduğunda şöyle demiştir:

“Aziz ve Celîl olan Allah’ın adı, her müslümanın kalbinde mevcuddur. Onun kestiğini yeyiniz”

(Buhârî, Zebîrih, 9; Ebû Dâvûd, Sayd, 2; el Kasânî, a.g.e., V, 47; Mevsılî, C. 1. V, 9).

Şâfiî alimlere göre, hayvan kesilirken üzerine besmele çekmek sünnettir.

Âyette (En’âm, 145), haram kılınan şeyler; leş, akıtılmış kan ve domuz eti olarak sayılmış, kesilirken besmele terk edilen hayvan zikredilmemiştir.

Peygamber bu üç şeyin dışındakilerin haram kılındığını söylemekle yükümlü tutulmuştur. Kesilen bir hayvanın haram olması, üzerine Allah’tan başkasının adını anma yüzündendir

(el-Kâsanî, a.g.e., V, 46).

Mâlîkî ve Zâhirî alimler ise “Kesilirken üzerine Allah’ın adı zikredilmeyen hayvanların etini yemeyiniz” (En’âm, 121) âyetinde unutma veya terketmeden söz edilmediği için, besmeleyi mutlak olarak farz kabul ederler.

Bu prensiple çelişen Âişe’nin naklettiği yukarıda zikrettiğimiz hadisi de neshedilmiş sayarlar (

Muhammed Fevzî, el-Fıkhu’l-İslâmî, Dimaşk 1977-79, sf: 663, 664).

Ehli sünnetin cumhurunun bunlara cevabı ise şöyledir :

En’am: 118 ve 121 ayetlerini açıklayan diğer ayet ve hadisler olmasaydı kim olursa olsun, ister müşrik, ister mecusi olsun besmele çekip kestiklerinde onların kestiği yenir, şeklinde hüküm çıkarmak bir anlamda doğru olabilirdi. Fakat bu ayetlere açıklık getiren ayet ve hadisler olduğu halde kim keserse kessin, besmele çekerse onun kestiği yenir diyerek, bir delile bakarak diğer delilleri görmemezlikten gelerek hüküm çıkaranlar;
Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satmayın” (Bakara: 41) ayetinden haşa Allah’ın ayetlerinin çok pahaya satılabileceğini, Faizi kat kat yemeyin.” (Ali İmran: 130) ayetinden faizin az az yenilebileceğini, Kadınlar sizin tarlanızdır. Onlara istediğiniz yerden yaklaşın.” (Bakara: 223) ayetinden kadınlarla dübüründen cima yapmanın câiz olduğunu, İçkili iken ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisa: 43) ayetinden namaz dışında içki içmenin câiz olduğu hükmünü çıkaranlar gibidirler. Çünkü onlar nasların birine bakıp hüküm çıkartmaktadırlar. Bu ise Ehli Sünnetin menhecine kesinlikle muhalefet etmektir.

İmam Taberi şöyle diyor:

“Kitab ehlinin kestiğinin helal olabilmesi için Allah’ın ismini zikretmeleri şart değildir. Çünkü onlar Allah’ın ismini söyleseler bile, gerçek mabud olan Allah’ı kastetmezler.

Mesih’in babası veya Uzeyr’in babası olduğuna inandıkları Allah’ı kastederler. Gerçek mâbudun ismini kastederek söyleseler bile, ehli kitab kafirlerin besmele çekip çekmemesi önemli değildir.”

(Kurtubi, Ahkamu’l-Kur’an c. 6, sf 52)

Besmele illet olsaydı, ister bilerek, ister bilmeyerek, ister unutularak terk edilmiş olsun, besmele zikredilmeden kesilen hayvanların etlerinden yemek haram olurdu. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, besmele unutularak zikredilmese de, kesilen hayvanın eti helaldir, yenilebilir.

“İster Müslüman ister kitap ehli olsun, hayvan keserken besmeleyi zikretmeyenlerin kestikleri yenmez” diyen alimler, hiçbir zaman; “müşrikler besmele çekerek hayvan keserlerse, kestikleri yenir” dememişlerdir.

Besmeleyi şart koşan alimlerin bazıları, bunu sadece Müslümanlar için, bazıları da hem Müslümanlar hem de kitap ehli için şart koşmuştur.

Besmeleyi hayvan etinin yenmesi için illet kabul edip, zikreden kim olursa olsun, kestiği hayvanın eti yenir demek yanlıştır. Çünkü bir şeyin illet olabilmesi için bir takım şartlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- İllet olacak vasfın herhangi bir nassa zıt olmaması gerekir. Halbuki besmelenin illet olmadığını gösteren naslar mevcuddur.

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: “Rasulullah (s.a.v.)’e bir grup müslüman geldi ve dediler ki:

Yeni Müslüman olmuş bir kavim bize et getiriyor. Keserken Alllah’ın ismini zikredip zikretmediklerini bilmiyoruz. Ne yapalım?

Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): “Siz Allah’ın adını zikrederek yeyin” buyurdu.

(Buhari, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace, Malik)

Şayet besmele illet olsaydı, yeni Müslüman olmuş bu kimselerin kestiklerinin, keserken besmele çekip çekmedikleri bilinmediği için yenilmemesi gerekirdi. Rasulullah (s.a.v.)’in bu etlerin yenilmesine izin vermesi besmelenin illet olmadığını gösterir.

2- İllet olan vasıf ortadan kalktığında, ona bağlı olan hüküm de ortadan kalkar.

Şayet besmele illet olarak kabul edilirse, unutularak dahi olsa, besmele zikredilmediği taktirde kesilen hayvan etinin haram olması gerekirdi. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, bir Müslüman besmeleyi unutma sebebiyle zikretmezse, kestiği hayvanın eti haram olmaz, helaldir ve yenilebilir.

Besmele, kesilen hayvan etinin helal olabilmesi için şarttır, diyen alimler bile besmelenin illet olduğunu söylememişler ve “hayvanı besmele ile kesen kim olursa olsun, isterse bir müşrik olsun, kestiği helaldir yenilebilir” dememişlerdir.

Mesela; namazın sahih olabilmesi için abdestli olmak şarttır. Bir kimse abdesti olmadığı halde namaz kılsa, kıldığı namaz batıl olur. Fakat buradan yola çıkarak; “abdesti olan ve bütün şartlarını yerine getirerek namaz kılan bir kafirin kıldığı namaz geçerlidir” şeklinde bir hükme varılamaz.

Aynı şekilde; “bir kafirin besmele dahil bütün şartlarını yerine getirerek kestiği hayvanın eti de helaldir, yenilebilir” denilemez.

Sahabelerin, Müşriklerin Put adlarına kestiklerinin yenmeyeceğine dair icması açıktır. Müşriklerin put adına kesmediklerine de yenmez demek haddi aşmaktır.

Buna muhalefet eden kim varsa delilleri getirip ortaya koyar ve Rasulullah ile Sahabenin, Müşriklerin besmeleyi zikrederek kestiklerinden yediklerini naslarla isbatlar. Ama bununla alakalı hiçbir sahih nakil bulunmamaktadır. Aksine bir çok rivayet onların bunu haram saydığını göstermektedir.

En iyisini Allah bilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.