Daru’l-harpte faiz almak vermek caiz midir?

  • Darul Harpte Faiz almak vermek caiz midir?
  • Aslolan görüş haram faizin her yerde haram olduğudur. Ayetler ve hadislerde böyle bir ayrıma gidilmemiştir. Hanefilerin delil aldıkları ve  Nasbur’raye’ de yer verdikleri hadis ise delil olmaya müsait olmayıp sahih değildir. Bu konuda cumhurun görüşü faizin her yerde haram olduğudur. Mâlikî, Şâfiî, ve Hanbelî mezheplerine göre de faiz nerede olursa olsun haramdır.

Mekhûl’un rivayetine göre Allah Rasulu şöyle demiştir:

لا ربا بين المسلم والحربي في دار الحرب

“Dar’ül-harpte müslüman ile harbî arasında faiz ol­maz.” (Zeylai, Nasbu’r-Raye, IV/44; İbn Hümam, VII/39)

Bu hadisle ilgili olarak sahih olmadığı hususunda bir çok rivayetler gelmiştir. Başta Hanefilerden Kemaleddin b. el-Hümâm bu hadis için garibtir demiştir. Bildirildiğine göre Mekhûl, Allah’ın Elçisi’nin böyle dediğini riva­yet etmemiştir.

İmam Şafiî’ye göre Ebu Yusuf şunu söylemiştir: “Bu yalnızca Ebu Hanife’nin sözüdür. Çünkü bir üstad bize, Mekhûl’ün şöyle dediğini bildi­rdi: Allah’ın Elçisi dedi ki, “Dar’ul-harbın halkı arasında faizli işlem olmaz.” Zannede­rim bir de “ve müslüman halk.” dedi.

İmam Şafiî dedi ki; “Bu hadis sabit değildir. Bunun delil olacak bir yanı yoktur.”  Beyhakî nakletmiştir.

Bu sözü kurtarmaya yönelik Mebsut’da bunun mürsel olduğu ileri sürülmüştür. Ancak dediğimiz gibi bunun delil alınmaya müsait olmayışı hakkında sarih nas bulunan meselenin zayıf bir hadise dayandırılarak tahsisinin olamayacağındandır.

Biz iyi niyetle bu sözün İmam’ı azam’a ait olduğunu kabul edebiliriz ki onun bu söyleminin Hz. Ali r.a dan naklolunan bu sözle örtüşmektedir.

ليس بيننا وبين أهل حربنا ربا فإنا نأخذ منهم ألف درهم بدرهم
ونأخذ منهم ولا نعطيهم

“Bizimle, bize karşı savaş halinde olan halk (dar’ul-harp ahalisi) arasında faizli işlem olmaz. Bir dirhem verip onlar­dan bin dirhem alabiliriz, onlardan alırız ama verme­yiz.” [Ebu Cafer Muhammed b. el-Hasen et-Tûsî (öl. 460 h.), el-İstibsâr, Tahran 1390, c. II, s. 70, (Fî enneh lâ ribâ beyn’el-müslim ve ehl’il-harb) Paragraf 230.]

Bu sözü Şii’ler Hz. Ali r.a’ın Allah Rasulüne dayandırdığı bir söz olarak naklederler de Ali r.a’ın sözü olduğu gerçeğe daha yatkındır.

Buradaki mesele şudur: Savaş durumundaki kâfirlerden böyle bir faiz alınabilmesinin fakat verilmemesinin gözle görülür bir hikmeti vardır. Bu da onları madden çökertmek içindir. Muhtemelen İmam-ı Azam da sözü bu doğrultu da söylemiştir. Bunun hakikat tarafına bakıldığında ise günümüzde  bankaya para yatırıldıkça ne olursa olsun banka daha çok kazanmakta kafirin cebi şişmektedir. Çöküntüye uğrayan taraf da her halükarda Müslümanlardır.

“İster müslümanla yapılsın ister kafirle ( harbi) faiz akdi kesinlikle haramdır. Burada Ebu Yusuf’un görüşü üzere ittifak olunmuştur.”

Söylediklerimizi toparlayacak olursak:
Cumhurun görüşü faizin her yerde haram olduğu üzeredir. Ayetler ve hadislerde haram kılarken yer veya zaman kısıtlamaması bulunamamaktadır.
Hanefilerin görüşleri eleştiriye açıktır. Zaten kendi içlerinde de bunun böyle olmadığını başta İmam Yusuf olmak üzere bir çok alim belirtmişlerdir. Mantıken Hanefilerin bu görüşleri Darul Harp’te Domuz eti satmanın, kumar oynamanın helal oluşunu getirir ki Hanefilerden bazıları buna onay vermektedir. Dolayısı ise ercah olanın bu olmayacağı açıktır. Konuyla ilgili çok sayıda ayet ve sahih hadisin olması Hanefilerin bu görüşlerini zayıflatmaktadır. Aşağıda vereceğim tenkidler de bu görülmektedir.

Konuya ilişkin Hanefi alimlerinden Kemalettin İbni Hümam es Sivasi ile Hanbeli alimlerinden İbni Kudame’nin görüşlerini vermek meselenin ayrıntısını ortaya koymaya kafi geleceği kanaatindeyim.. En doğrusunu bilen Allah’tır.

Kemalüddin b. el-Hümâm’ın meseleyi tenkidi

Hanefî mezhebinin önde gelen fakihlerinden İbni Hümâm bu ko­nuda şöyle der:

“Faizli işlemi yasaklayan naslar mutlaktır, yani ya­sağı bir şeyle sınırlamamıştır. Mekhûl’ün riva­yet et­tiği hadis buna ters düştüğü için bir anlam ifade etmez. Delil olabileceği ispat­lanırsa o başka.

Şöyle de denebilir: O hadis delil sayılsa bile Kur’an’a haber-i vahid ile ilavede bulunmak caiz değildir. Ayetlerin, “Faizi yeme­yiniz” ve benzeri emirleri bu yasağa sınır koymazken dar’ul-harpte faiz yenebilir demek bir ilave olur. Bu da caiz değildir.

Dar’ul-harpte faizi haram saymayanlar şöyle kesin bir savunma yapabilirler. “Faizli işlemle ilgili yasağa bir sınır koymayan hüküm­lerle, sa­hibinin hakkı sebebiyle dokunulmaz olan mallar hedeflenir. Harbî­nin malı ise anlaşmayı koruma durumu yoksa do­kunulmaz değildir.”

Aslında bu açıklama dikkatle incelendiğinde, Mekhûl hadisi ol­masa bile yukarıdaki görüşün uygun olmasını gerektirir. Ama bu­rada gizli olmayan bir şey vardır; o da fa­iz anlaşmasına girmenin helâl olmasının yalnız faizi müslümanın alacağı zamana has olması gereğidir. Ama faiz (riba) ifadesi geneldir, onu kafirin almasını da müs­lümanın almasını da içerir. Dar’ul-harpte faiz helâldır, demek ge­nel bir hükümdür, almayı da kapsar vermeyi de. Kumarda da aynı durum vardır. Kafir galip gelip or­taya ko­nan malı alabilir.

Görünen o ki, dar’ul-harpte faizli işlemin mubahlığı faizin müslü­man tarafından alınmasını ifade eder. Arkadaşlar derste, illete ba­ka­rak dar’ul-harpte fa­izi ve kumarı helâl görenlerin maksadının, fazla­lığı müslümanın alması olduğunu be­nimsediler. Ama o fet­vanın mutlak olması yani orada böyle bir sınırlamanın olmaması buna aykırı düşmektedir. Doğ­rusunu Allah Teâlâ bilir” [Kemalettin İbn Hümâm, Fethü’l-Kadir, c. VII s. 38-39 Konuyla ilgili ayrıca bakınız El Hidaye İmam Mergınani]

Abdullah b. Ahmed b. Ku­dâme’nin meseleyi tenkidi

Hanbelî mezhebi fakihlerinden İbni Ku­dâme (öl.620 h.) konuyla ilgili olarak şöyle der:

“Faizli işlem, dar’ül-islamda haram olduğu gibi dar’ül-harpte de ha­ram olur. İmam Malik, el-Evzaî[14], Ebu Yusuf, eş-Şafiî ve İs­hak bu gö­rüştedir.

Ebu Hanîfe demiştir ki, “Dar’ül-harpte müslüman ile harbi ara­sında faizli işlem ol­maz.” Şu da ondan nakle­dilir: “Dar’ül-harpte İs­lam di­nine girmiş iki müs­lüman arasında da faizli işlem olmaz. Çünkü Mekhûl’un bildirdiğine göre Allah’ın Elçisi, ona dua ve se­lam olsun şöyle demiştir:

لا ربا بين المسلمين وأهل الحرب في دار الحرب

“Dar’ül-harpte müslüman­larla oranın halkı arasında faizli işlem ol­maz.” Üstelik onların malları mubahtır. Dar’ül-İslamda onlara do­kunmayı yasak kılan kendi­lerine verdiğimiz eman yani güven­cedir. Böyle bir güvence ol­mayınca malları bize mubah olur.

Bizim delilimiz de Allahu Teâlânın şu ayetleridir:

(a)“Allah faizli işlemi ha­ram kıl­mıştır.” (Bakara 2/275)

(b)“Faiz yiyenlerin davranışı, şeytanın peşine takılıp aklını çeldiği[17] kimsenin dav­ranışından farklı değildir.” (Bakara 2/275)

(c)““Müminler! Allah’­tan korkun, faizden ge­riye ne kalmışsa onu bıra­kın.” (Bakara 2/278)

Hadisler de fazla­lığın haram kılındığını gösteriyor. Ona dua ve selâm olsun, Hz. Muhammed’in şu sözü ya­sağın genel olduğunu göste­rir.

فمن زاد أو ازداد فقد أربى “Kim artırır ya da fazlasını isterse faizli işleme girmiş olur.”

Diğer hadislerdeki yasak da geneldir. Bir de şu vardır, dar­‘ül-İslamda haram olan, dar’ül-harpte de haramdır; tıpkı müslü­manlar ara­sında faizli işlemin haram ol­ması gibi.

Haramlığı Kur’an ile, sünnet ile ve icma ile sabit olmuş bir hükmü meçhul, sahih veya müsned ya da diğer gü­venilir hadis kitapla­rında geçmeyen bir hadise dayanarak terketmek olmaz. Ay­rıca bu hadis hem mürseldir[18], hem de Hz. Muhammed’in faizli işlemi dar’ül-harpte de yasakla­dığı anla­mına gelebilir. Çünkü “faizli işlem olmaz” sözü faiz ya­saktır, şeklinde anlaşılabilir. Nitekim ayette ge­çen,

فلا رفث ولا فسوق ولا جدال في الحج

“Hacda kadına yak­laşmak, kötü söz söylemek ve döğüşmek olmaz.” (Bakara 2/197) ifa­deleri bun­ların yasaklan­dığını gösterir.[ İbn Kudâme, el-Muğnî, C. IV, s. 176,177.].

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.