Perşembe, 16 Şevval 1445

Fertlerin Emire Karşı Görevleri ve Emirlere Nasihat

E- Emire İtaatin Sınırları

Emiri dinlemenin ve ona itaat etmenin sınırı iki şeye bağlıdır. Bunlardan ilki, verilen emirin masiyet türünden olup olmadığıdır ki bu emir ile alakalıdır. İkincisi ise kişinin verilen emire güç yetirebilip yetirememesi ile alakalıdır ki bu da emir verilen kişi ile ilgilidir.

  1. Verilen Emirin Masiyet Türünden Olup Olmadığı:

Masiyet ile ilgili delilleri daha önce belirtmiştik. İbn-i Ömer’den, Rasulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Masiyet ile emredilmediği sürece Müslümanın, hoşuna giden ya da gitmeyen her konuda dinlemesi ve itaat etmesi gerekir. Ancak masiyet ile emredilirse dinlemek ve itaat etmek yoktur.”[87] Masiyet olan işlerde kişi emire itaat etmez, ama ona karşı ayaklanmaya da gitmez. Emire karşı çıkmamak ve yaptıklarına karşı sabretmek vaciptir. Çünkü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem “Kim emirinden hoşuna gitmeyen bir şey görürse sabretsin” buyurmuştur.[88] Bütün bunlar emirin açıkça küfür veya bid’at [89] işlememesi şartına bağlıdır. Çünkü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “Ancak açık bir küfür görürseniz ve ona dair elinizde Allah’tan bir delil varsa, o başka” buyurmuştur. Hadisi ve açıklamasını daha önce aktarmıştık. Şunu da belirtelim ki bu hadis “Facir emir ile beraber savaşılır” kaidesini de bağlamaktadır. Çünkü onun da fücurunun küfür veya küfre götüren bir bid’at olmaması gerekir.

Emir ile tabilerinden biri arasında bir anlaşmazlık çıktığı taktirde yapılacak işleme de dikkat edilmesi gerekir. Böyle bir durumda emirin üstünün olup olmamasına göre yapılacak işlem de değişir.

Emirin bir üstü varsa, mahiyetindeki kişiler, ihtilaflı meseleyi daha yetkili olana şikayet ederler. Sahabenin savaştan döndükten sonra, Rasulullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem emirlerini şikayet etmeleri bunun örneklerindendir.

Emirin üstünde daha yetkili konumda olan başka bir emir bulunmuyorsa, emir olan kişi, kendisi ile tabileri arasındaki anlaşmazlıklar hakkında hakem tayin eder. Her iki taraf da aralarında karar vermek üzere bir kişi üzerinde anlaşırlar. Üçüncü bölümünün sonunda bu konu üzerinde durmuştuk. İslam devletinde, halkın, imamı veya onun altında olan yöneticileri hakime şikayet etmeleri ve ikisinin hakim karşısında yargılanmaları caizdir.

    2. Kişinin Verilen Emire Güç Yetirebilip Yetirememesi:

Bunun delili, Buhari’nin İbn-i Ömer’den Radıyallahu Anhuma rivayet ettiği şu hadistir: “Rasulullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem, dinlemek ve itaat etmek üzere bey’at ettiğimiz zaman bize, “Gücünüz yettiği kadar” derdi.”[90]

Buhari, Cerir bin Abdullah’tan Radıyallahu Anhu şöyle rivayet eder: “Rasulullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem dinlemek ve itaat etmek üzere bey’at ettim. Bana, “Gücün yettiği şeylerde ve her Müslümana nasihat etmek üzere” dedi.”[91]

Buhari, Abdullah bin Dinar’ın şöyle dediğini rivayet eder: “Halk, Abdulmelik’e bey’at edince, Abdullah bin Ömer Radıyallahu Anhuma ona şöyle yazdı: “Mü’minlerin emiri Abdullah’ın oğlu Abdulmelik’e! Mü’minlerin emiri olarak Abdulmelik’e gücüm yettiği şeylerde Allah’ın ve Rasulü’nün Sallallahu Aleyhi ve Sellem sünnetine uygun olarak dinlemek ve itaat etmek üzere bey’at ediyorum. Çocuklarım da bunu kabul ettiler.”[92] Abdulmelik, Mervan’ın oğludur.

Kişinin gücü yettiği şeylerde itaat etmesi, Allahu Teala’nın “Allah hiç kimseye gücü yetmeyeceği bir şeyi yüklemez”[93] ve “O halde gücünüz yettiğince Allah’tan korkun”[94] genel hükmünün kapsamına girmektedir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur: “Size neyi emredersem, ondan gücünüzün yettiği kadarını yapınız.”[95] Allahu Teala, kulunun gücünün sınırını bilir. Dolayısıyla kul, gücü yettiği halde, gücünün yetmediğini söyleyerek itaat etmeyi reddederse, Allahu Teala onun bu halinden haberdardır ve bu hal münafıklık alametlerindendir.[97]
Allahu Teala şöyle buyurur: “Allah ve Rasulü yaptıklarınızı görecek; sonra gizliyi ve açıkta olanı bilene götürüleceksiniz.”[96]


[87] Müttefekun Aleyhi

[88] Şerhi: Bakınız yukarıda C madddesinde 3 numaralı “Emir, Şer’an Bazı Hatalar İşlese de, Onu Dinlemek ve İtaat Etmek Vaciptir” konusunda geçti.

[89] Şerhi : Bidat da masiyet gibi tevile imkanı olmayan mahza bidat olmalı. Yoksa Osman ra.’nın 4 rekat Mina’da(hacda) kıldırışı bidat addedilip uyulmasa idi fitne ve fesatı doğurur kesinlikle yanlış olurdu. Bidat olması için dine sonradan sokulması ya da dinden olup din içinde AllahbRasulünün göstermediği ve öğretmediği şekilde keyfiyet belirlenerek münhasırlaştırmaya gidilmesi gerekir.

[90] Buhari, Hadis no: 7202

[91] Buhari, Hadis no: 7204

[92] Buhari, Hadis no: 7205

[93] 2 Bakara/286

[94] 64 Teğabün/16

[95] Müttefekun Aleyhi

[96] 9 Tevbe/94

[97] Şerhi: Bazı şeyler vardır ki bunlarda güç yetirip-yetirememe yine emirin insiyatifine kalmıştır. Sana gücünün üstünde bir emir verildiğini düşünüyorsan bu düşüncen, bu iş seni aşsa da senin itaatsizlik yapacağın anlamına gelmez, isyankar olacağın anlamına da gelmez. Yapamıyorsan bile yapmaya çalışarak kendinin itaatini göstermelisin. Nasıl hacda saçı olmayan kelin usturayı saçı varmış gibi kafasında gezdirmesinin gereği gibi sen de itaatini göstermek zorundasın. Bu isyana kalkan olmamalıdır!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.